Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un neden böyle bir şey söyleme ihtiyacı duyduğunu hala merak ettiğim "Menderes darbeden iki gün önce erken seçim kararını açıklasaydı 27 Mayıs darbesi olmazdı" açıklaması beni 2009 yılına götürdü.
O tarihte Menderes'in oğlu rahmetli Aydın Menderes ile bir röportaj yapmıştım. Aydın Bey'in 27 Mayıs darbesine ilişkin anlattıkları yakın tarihe merak salan İlker Başbuğ'daki kafa karışıklığını giderir mi bilmem ama hatırlatayım…
-Aslında darbe söylentileri evimize kadar ulaşmıştı. Ancak babam askere çok güveniyordu ve bir tedbir almaya gerek görmüyordu. Eskişehir'e gitmeden üç gün önce, sanıyorum 24 Mayıs günüydü. 20 küsur general kendisini ziyaret etti ve dedi ki: Askerden endişeniz olmasın. Bu kadar hizmetiniz var, beraberiz, hükümetin emrindeyiz.
İlker Başbuğ'daki kafa karışıklığını giderecek ikinci okuma önerim dönemin Başbakanlık Sözcüsü Altemur Kılıç'ın anıları…
-Bir şeyler olacağı birkaç ay öncesinden belliydi. 26 Mayıs akşamı Ankara'daki bir yemekte Kore'den tanıdığım bir binbaşı yanıma yaklaştı, manidar bir şekilde " Bu son geceniz" dedi. Hemen bir otomobile atlayıp Başbakan'ın bulunduğu Eskişehir'e hareket ettim. Kente ulaştığımda öğrendim ki, Başbakan'ı karşılayan havacı subaylar kendisine bir komutla sırtını dönmüş, hatta elleriyle nahoş hareketler yapmış. Sonradan öğrendim ki, bu subayların başında sonradan Hava Kuvvetleri Komutanı olan Muhsin Batur var. Emri de o vermiş! Menderes aslında o gün Eskişehir Meydanında erken seçim kararını açıklayacaktı. Ancak konuşma yapacağı hoparlörlerin bile kablolarını kestiler. Bu konuşmanın halk ve basın tarafından duyulmasına izin vermediler.
İşte böyle… Başbakan'a "Emrinizdeyiz" diyen askerler 3 gün sonra yönetime el koyuyor ve Menderes dahil Demokrat Parti'nin bütün önde gelenleri bir bir tutuklanıyordu.
Demek ki neymiş? Menderes'in darbe ile halledilmesi kararı 27 Mayıs'tan çok önce alınmış.
Kızılay Meydanındaki 555 K protestoları… Dönemin muhalefet lideri İsmet İnönü'nün "Sizi ben bile kurtaramam" sözleri hep darbenin işaretleriydi.
Türkiye'deki bütün darbelerin anası olan 27 Mayıs'ın yarattığı derin travmanın gölgesi 61 yıldır bu ülkenin üzerinden kalkmış değil. İlker Başbuğ'un açıklamalarına gelen tepkilerin dozu bu yüzden sert.
Her 10 yılda bir darbelerle demokrasisi askıya alınmış bir ülkede Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir insan ne konuştuğuna dikkat etmeli. Zaten bu kadar konuşmasına da gerek yok. Kendisinden önce ve sonra aynı görevde bulunmuş, hala hayatta olan komutanlar var.
Sizce onların adı neden hiç gündeme gelmiyor? Başbuğ neden sürekli tartışmaların göbeğinde?
Menderes örneği üzerinden iktidara "Erken seçim kararı almazsanız darbe olur" mu demek istiyor?
Yoksa onun gönlünden geçen de de muhalefetin çatı adayı olmak mı?