Örneği yok

Fatih Sultan Mehmet, 600 yıllık imparatorluğun tarihi içinde sadece Anavatanımız Anadolu'yu değil, Osmanlı ülkelerinin de sosyal, dini, kültürel yapısını en çok değiştiren bir hükümdardır. Örneği görülmemiş bir entelektüel. 15. Yüzyıl, hiçbir şeyi unutmayan Fatih'le anılır...

Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :24 Şubat 2012
Örneği yok

İÇİNDEKİLER

Toplumlar mı büyük liderleri yaratır, yoksa liderler mi büyük toplumları? Toplumların hedefleri ve hayallerinin, büyük liderlerin yetişmesinde önemli bir etken olduğu bir gerçektir. Büyük toplumlar büyük liderler çıkardığı gibi, büyük liderlerin de toplumların değişmesinde ve gelişmesinde önderlik görevi yaparak önemli roller oynadıkları gözlenmektedir. Fatih Sultan Mehmet, büyük toplumu yaratan, örnek bir isimdir. Yalnız Türk tarihinin değil dünya tarihinin de yön değiştirmesine neden olmuş bir hükümdardır. Fatih'i gerek Türk tarihinde gerekse dünya tarihinde önemli kılan elbette ki O'nun İstanbul'u alması ve Osmanlı Devleti'ni birkaç katı büyüklüğe çıkarmasının yanında, O'nun Osmanlı Devleti'nin oluşmasında ve gelişmesinde üzerinde temellendirdiği sosyo-kültürel yapı, oluşturduğu devlet felsefesi ve bunların çıkış yeri olan kişilik yapısıdır. Çağ kapatıp çağ açan bir kişiyi tanıyabilmek için onun çocukluğundan itibaren yaşamış olduğu yaşam tecrübelerinin bilinmesi oldukça önemlidir.

15. YÜZYIL VE FATİH
Bunların yanında onların gelişim dönemleri, aşkları, sevgileri, olumsuz yaşam tecrübeleri, çevreye karşı ümit ve ümitsizlikleri, anneleri, babaları ve çevrelerinin onlarda inşa etmiş oldukları kişilikleri, çevrenin onlardan beklentileri, öfkeleri, kinleri velhasıl her türlü bilinç dışı ve bilinçli duygu ve düşünceleri yatmaktadır.
Tarih sayfalarında, Fatih Sultan Mehmet, objektif tanımlarla yer almaktadır. Ünlü tarihçilerimiz, "Fatih gibi bir kişilik portresine sahip olduğumuz için ne kadar gurur duysak azdır'' yorumunu yaparlarken, ünlü tarihçimiz Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın yorumları çok anlam yüklüdür: "Fatih Sultan Mehmet; Be makam-ı Konstantiniye el mahmiyenin (korunmuş ülkelerin merkezi Konstantiniye'nin) üniversal şahsiyetidir.
Şarkta (doğuda) iki yüzyıl örneği görülmemiş, batı ve doğuya açık, kendi hukukuna sahip bir entelektüeldir. Bir imparator portresine ve dehasına sahiptir.
Rönesans'ı, Fransa'da, İtalya'da aramayın, o portre İstanbul'dadır.
15. Yüzyıl'da Rönesans'ın ortasında Türkler'in büyük Rönesans hükümdarıdır."
Prof. Dr. İlber Ortaylı,
anlamlı vurgulamalarına devam ediyor: "Fatih çok büyük bir hükümdardır.
Büyük bir politikacıdır. Büyük bir kültür adamıdır. Fatih, bir imparatorluk inşa etmiştir. 600 yıllık imparatorluğun tarihi içinde sadece Anavatanımız Anadolu'yu değil, Türkiye'nin dışında kalan Osmanlı ülkelerinin de sosyal, dini, kültürel yapısını en çok değiştiren bir hükümdardır. Sancak şehzadeliği sisteminde çok iyi yetişmiş, lalaları çok iyi. Çevresi ile danışmayı seviyor.
Okuyan, yazan bir insan. Bir entellektüel. Hiçbir şeyi unutmayan, aman vermeyen, fevkalade disiplinli bir lider.
Coğrafya ve tarihe meraklı. Zamanı okumasını biliyor. Denebilir ki, 15. Yüzyıl ancak Fatih'le anlam kazanır."
Fatih, "Gökteki güneş nasıl tekse dünyada da tek devlet, tek din olmalı" sözünü söylemiştir.
Araştırmalar, Fatih'in inanılmaz bir biçimde Avrupa devletlerinin iç hayatını ve kültür hayatını bildiğini ortaya çıkardı.
Yabancı sanatçılara, ilim adamlarına gösterdiği ilgi dikkati çekicidir.Hiçbir doğulu hükümdar, Fatih kadar kültürleri ve dünyayı tanımamıştır. İmparatorluğun sınırlarının genişlemesi, Fatih'in özelliklerini göstermektedir.
Milli tarihimizde, Fatih; batı ile doğunun dengesini kuran, devlet ve milletimizi bilhassa kültürümüzü müesseseleriyle batıya açan bir liderdir.
Bu özelliklerini imparatorluğun inşasında nakış gibi işlemiştir. Fatih'in davranışlarına dikkatle bakanlar, yeni bir düzeni, yeni bir dünya bakışını, yeni bir yaşam biçimini gözlerler.''
Zamanın küresel gücü Venedik Elçisi Giacomo Langusschi'de, Fatih'i şöyle anlatır: "Çok lisan bilen bir insan olarak tanınmaktadır. Onun kadar Helen kaynaklarını iyi okuyan yoktu. Arapça, Farsça, Latince, Rumca'yı o dönemde bilmenin, coğrafya ve tarihe çok meraklı olmasının elbette avantajları çok yüksektir. Çok iyi tanıdığı bir dünya bölgesi İtalya'dır. Vefat etmese, bu bölgeyi mutlaka fethedeceği açıktır.
Venedik ve Cenova raporlarında bu ortaya çıktı."

İLYADA'YI ANLAMAK
Fatih Sultan Mehmet'in, Milat'tan Sonra 8. Yüzyıl'da yazılan 24 bölümlük toplam 15 bin dizeden oluşan İLYADA DESTANI'NI (TRUVA SAVAŞLARI) rahatça okuması, notlar alması ve konuşmalarına yansıtması, bir dehanın hafızası olarak değerlendirilmektedir.

Nedir İlyada destanı?
İlyada, Eski Yunan
'da, şair Homeros'un yazdığı varsayılan büyük bir destandır. Bir başka Homeros destanı olan Odysseia ile birlikte, batı edebiyatının en eski örneği ve tüm zamanların en güzel şiirlerinden sayılır. İlyada, on yıl süren savaşın son bir aylık dönemini en ince ayrıntılarına kadar anlatırken; Odysseia, Truva'nın düşüşünden sonraki yolculuğu dile getirir. Truva, Çanakkale Boğazı'nın güney sahillerinde, Küçük Asya'nın kuzey batısındaki Troas bölgesinde bir sırtın üstünde bugünkü Çanakkale'nin birkaç kilometre güney batısındaki Hisarlık tepesinde, dokuz kere yıkılıp yeniden kurulmuş çok eski bir şehirdir. Truva Atı efsanesi, dünya efsanelerinin en etkileyicilerinden biridir. Troya kentine sırasıyla; Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Pergamon Krallığı ve Romalılar egemen olmuştu. Fatih Sultan Mehmet'in Truva savaşlarına gösterdiği ilgiyi zamanımıza göre yorumlayabiliriz.

Fatih, İlyada'da ne bulmuş olabilir?
Tarih, coğrafya, edebiyata ilgi ve hayranlık, savaşın inceliklerini kavrama, savaşta hile, Boğazlar'ın önemi, Avrupa'nın Anadolu'ya bakışını...
Fatih'in 450 yıl önce İlyada'da bulduğu manadan, 1915 yılındaki olayları görmüş olmasın. İşte deha burada. 1915 yılında İngiliz ve Fransız donanmalarının Çanakkale Boğazı'na saldırması ve Türkler'in, (Çanakkale geçilmez) kılmalarıyla dünya düzenini değiştirmelerini...

Fatih'in yetiştirilmesi nasıl?
Yaptığı fetihle bir çağı kapatıp, bir çağı açan Fatih, hayatı boyunca yaptıklarıyla, icraatlarıyla, Cihan Devleti Osmanlı'ya yön verdi. Bu başarıda, yetişmesinde, en büyük pay hocalarınındır mutlaka. Fatih'in büyük bir devlet adamı olmasında da durum böyledir.

Fatih'i hayata kimler hazırladı?
Fatih, İstanbul'
u fethedip surlardan içeriye girdiğinde, hemen yanında çok büyük değer verdiği hocası Akşemsettin yer alıyordu. Akşemsettin, Osmanlılar zamanında yetişen büyük evliya ve İstanbul'un manevi fatihidir. İsmi, Muhammed bin Hamza'dır. Saçının, sakalının ak olması veya beyaz elbiseler giymesinden dolayı Akşeyh veya Akşemseddin lakaplarıyla meşhur olmuştur. Osmanlı medreselerinde çalışarak yüzlerce öğrenci yetiştirdi. Fatih Sultan Mehmet İstanbul'un fethine çıktığında, Akşemseddin, Akbıyık Sultan, Molla Fenari, Molla Gürani, Molla Hüsrev Şeyh Sinan, Molla Cami ve Ali Kuşçu gibi meşhur veliler ve âlimler hep yanında oldular.

YAZI DiZiSiNDEN BAZI BÖLÜMLER
*
Osmanlı ve Fatih Sultan Mehmet...
* Fatih, örneği görülmemiş bir entelektüel.
* Rönasans'ı Fransa'da İtalya'da aramayın, o portre İstanbul'dadır...