Osmanlı Devleti sadece siyasi ve askerî başarıları ile değil bilimsel ve teknik gelişmeleriyle de adından sıkça söz ettirdi.
Bu gelişmelerde önemli yere sahip olan kişilerden birisi de Lagarî Hasan Çelebi'ydi. Roket biliminin babası kabul edilen Çelebi, modern çağın temellerini 17. yüzyılda inşa etti. Baruttan hazırlanmış fişeklerle uçup tarihe geçti.
IV. Murad'ın kızı Kaya Sultan'ın doğumu sebebiyle yapılan şenliklerde de 50 okka barut macunundan yedi kollu bir fişek icat etti. Padişahın huzurunda fişeğe binerek, yardımcılarının fişeği ateşlemesiyle havaya yükseldi.
Rivayetlere göre Hasan Çelebi, havadayken yanındaki fişekleri ateşledi. Fakat büyük fişeğinin barutu kalmayınca ellerindeki kartal kanatlarını açıp Sinan Paşa Köşkü önündeki denize indi. Oradan da yüzerek padişahın huzuruna gelmiş ve padişah bu cesareti ve başarısı dolayısıyla kendisini sipahi yaptı.
'TULUMBA'YI ATEŞLEDİ
Bayramoğlu Ali Ağa da önemli bilim insanlarından biriydi. Lale Devri'nde yaşayan Bayramoğlu Ali Ağa, "Ümmü'l-Gaza fi Tedbiri'l- Harb ve Levazimiha" adlı eserinde harp sanatından, gereçlerinden ve kendi icadı olan silahlardan bahsetti.
En önemli eseri ise 'tulumba' isimli roketti. Bayramoğlu Ali Ağa'nın, "...doksan hesabından olmak üzere meydanlı bir terazidir" ifadesiyle tarif ettiği balistik bir terazi de icat ettiği bilinmektedir. Diğer icadı ise havan topunun kundağında doğru olup olmadığını ölçmeye yarayan bir aletti.
KITALARARASI UÇTU
Adını gökyüzüne yazdıran diğer bir Türk de Hezarfen Ahmet Çelebi'ydi.
1609 ile 1640 yılları arasında yaşayan Çelebi, lodoslu bir havada Galata Kulesi'nden kuş kanatlarına benzer bir araç ile kendini boşluğa bıraktı.
İstanbul Boğazı'nda 3358 metre süzülerek Üsküdar'da yer alan Doğancılar Meydanı'na inmesi ile tanındı.