1800'lerde başlayan ve günümüze kadar uzanan Ermeni sorunu yıkılış sürecinde Osmanlı Devleti'ni en çok yıpratan sorunlar arasındaydı... Ermeniler, 800 yıl boyunca Millet-i Sadıka olarak anıldı. İmparatorluğun yönetiminde, önemli görevler aldı. Tanzimat'tan sonra Ermenilerin çoğunlukta olduğu Hristiyan bürokratların sayısı hızla arttı. Bu artış özellikle 2. Abdülhamid döneminde yaşandı.
AGOP KAZAZYAN
HAZİNEYİ TESLİM ETTİ
Abdülhamid'in Osmanlı hazinesini teslim ettiği kişi Ermeni Agop Kazazyan'dı. Hatta Kazazyan, Sultan'ın kendisine armağan ettiği attan düşüp ölünce annesi "Bir oğlum öldü ama diğer oğlum Abdülhamid ayakta. Bu benim için en büyük tesellidir" diye ağlamıştı. Ermeniler, maarif, adliye, hariciye, elçilik ve konsolosluk gibi pek çok görevde etkin rol aldı. Dadyan Ailesi'nin ise devletteki yeri çok ayrıydı. 3 asır yönetimde etkili olan aile, padişahın takdirini kazandı.
AVRUPA'YI GERİDE BIRAKTI
Barutçubaşılık, Dadyanların asıl göreviydi. 2. Mahmut aileden vergi alınmamasını emretmişti. Hatta Barutçubaşı Hovahannes Dadyan'a fesinin üzerinde altın padişah tuğrası taşıma imtiyazı vermişti. Ataköy'den Florya'ya kadar olan tüm arazi hediye etmişti. Arazide büyük bir baruthane kuran Hovahannes Bey Osmanlı barutunu Avrupa barutundan daha kaliteli hale getirmişti. Avrupalı devlet adamlarının 'ülkemizde çalış' tekliflerini reddetmişti. Ailenin en önemli siması ise Artin Dadyan Paşa'ydı.