Atatürk'ün gençliğe armağan ettiği 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nın 89. yıldönümü bugün. Bayramın adına, sonradan Atatürk'ü Anma lafı da getirilince, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı diye kutlanır oldu. 1. Dünya Harbi'nden sonra Türkiye de (Osmanlı) mağlup ilan edilip Mondros Anlaşması'nın 7. maddesine göre, vatan topraklarımız yer yer iygal edilmeye başlanmıştı. İmparatorluğun merkezi İstanbul'daki padişah ile hükümetin de eli kolu bağlanmıştı. Avrupalılar'a borçlarımız dağ gibi yükselmişti. Elimizde kaynak kalmamıştı. Devlet dairelerinde, işletme ve üretim yerlerinde hep yabancılar vardı.

Egemenliğin ilk adımı atıldı
Böyle bir zamanda, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a varan Mustafa Kemal, "Milli Mücadele'nin başlangıç günüdür" diyerek Türk Milleti ile yeni bir süreç başlattı. Anadolu'nun hürriyet aşkı, dini ve milli kimliğine sahip çıkma arzusu bütün engelleri aştırdı. Nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne kadar uzanan mücadele verilip zafer tacı giyildi.
Emperyalizme karşı dünyada verilmiş en önemli ve anlamlı mücadelenin başlangıcını teşkil eden 19 Mayıs Bayramı gençliğe armağan edildi. Cumhuriyet ve Türk Millet de kenetlenip tek yürek haline geldi.

Gençliğe armağanı önemli
Gençliğe armağan edilişi kadar "Spor Bayramı" olması açısından da bu bayram çok dikkat çekici oldu. Sporun dünya barışına katkısı ve insanlığın kaynaşmasına yönelik büyük etkileri ile birlikte Türk gençliğinin fiziksel ve ruhsal gelişimi göz önüne alınarak bayram ile spor bütünleştirildi.
Sonraki yıllarda bayramın anlam ve önemine Atatürk'ü Anma hedefi de konuldu. Bu da çok doğru bir karar oldu.
Ama uygulamadaki başarı tartışılır! Bugün bile dünyadaki bütün ezilen, sömürülen, baskı altında tutulan, dayatılan, kaynakları çalınan ve egemenlikleri ellerinden alınan milletlerin örnek aldığı 19 Mayıs hürriyet mücadelesini ve ona önderlik eden Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirleri, kendi vatanımızda yeterince anlatılmıyor. Bu anlamlı bayram, çelenk koyma, şiir okuma ve gösteriler ile şarkılı türkülü eğlencelerle kutlanıyor.

O ruhu kaybetmemeliyiz
Oysa Türk Milleti'nin ve Türk gençliğinin haykıracağı şeyler var 19 Mayıs ruhunda...
* Dinime, imanıma kimse karışıp dokunamaz. * Bayrağıma el uzatamaz. * Cumhuriyetimiz numaralandırılamaz. * Atamızın ve büyüklerimizin emaneti olan fabrika ve kurumlar satılamaz, kapatılamaz, peşkeş çekilemez. * 19 Mayıs'ın eseri üniter devlet parçalanamaz. 30-40 etnik köken ile milletimizi ayrıştıranlara hoş bakılamaz. * Lozan'a göre bütün azınlıklar kardeşimizdir. Bunun dışında hiç kimse bütünden kopartılamaz. Herkes vatan tapusunda eşit hak sahibidir. * İstiklal Marşımız 7'den 77'ye hepimizin kalbi ve beyninin duygu yüklü tercümanıdır. Varlığımızın teminatıdır.
Daha çok şeyler var ortak heyecan ve duygularımızı yansıtan. Dolayısıyla bu şuur ve kararlılıkla kutlayalım 19 Mayıslar'ı...
Mazlum Türk Milleti'nin ayaklarına zincir vurulamayacağını, ellerinin kelepçelenemeyeceğini, başının eğdirilemeyeceğini ve bakışlarındaki sonsuz ufukların daraltılamayacağını gösterelim aleme... İçimizdeki bedhah ve işbirlikçiler de dahil bütün alem ve elalemlere!..