HIZLI BİR YÜKSELİŞ
Karayollarında yol kenarlarında yazılı olan "Gidemediğin yer senin değildir" sözünün sahibi Halil Rifat Paşa (1827-1901), çok başarılı bir valiydi. Çok sayıda vilayette valilik yaptıktan sonra Dâhiliye Nazırı oldu, daha sonra da Sadrazam. Oğlu İbrahim Cavid, 1860'ta Rusçuk'ta doğmuştu.Galatasaray Lisesi'nde ve Mülkiye'de okumuştu. Memuriyette hızla yükseldi. Cavid Bey, Şirvanizâde Mustafa Nuri Bey'in kızıyla evlenmişti. Cavid Bey, bu hızlı yükselişi ve Sadrazam babasının gücü yüzünden çok şımarmıştı; yetkisini aşan her şeye karışıyordu. Sultan II. Abdülhamid, Sadrazam babasını uyarmıştı. Cavid Bey, sonunda "çetin ceviz" olan kaymakam (yarbay) rütbeli Arnavut Toptani Gani Bey'e çatmıştı. Bir kadın yüzünden araları açılmıştı. Haydar Gani Bey, Süleyman Paşazâde Ali Bey'in Tiran doğumlu oğluydu ve Toptani ailesine mensuptu. Gücü nereden geliyordu? Sultan Hamid'in en önemli siyasetlerinden birisi, sorun çıkarma potansiyeli olan kişileri kendisine bağlamaktı. Gani Bey de böyle getirilmiş, saraya yaver yapılmış ve tüfekçi tayin edilmişti. Sultan Abdülhamid, en çok Söğüt'ten gelen askerlere güvenir ve gece kapısının önüne onları nöbetçi koyardı. Bir de özellikle Arnavut ve Araplardan oluşan, koruma yapan tüfekçi taburları vardı. Sultan, Arnavut taburuna daha çok güvenirdi. Tüfekçiler, ayrıcalıklı konumlarını sık sık istismar ediyorlardı.
TÜFEKÇİLER KÖPRÜ İPLERİNİ KESTİ
Galata Köprüsü üzerinde olduğu için, tüfekçilerin bir vukuatını da aktaralım. Bunlardan Arap olan iki asker, maaşları geciktiği için, kasaturalarla köprünün Karaköy tarafını kesip saatlerce kimseyi geçirmemişlerdi. Olaya saray el koymuş ve askerler güç bela ikna edilmişlerdi. Gani Bey bir de devrin namlı kabadayılarındandı, çok sayıda cinayet işlediği söylenirdi. O da kendisinden bıktırmıştı. Sultan Hamid tarafından Harput'a sürülmüş, sonra İstanbul'a gelmesine izin verilmişti.
ÖLÜM KORKUSU...
Gani Bey'in gücünün bir diğer kaynağı da ağabeyi Esad Paşa'ydı (1862-1919). Birinci Ferik (korgeneral) rütbesi taşıyordu ve Sultan Abdülhamid'in güvendiği bir isimdi. Ama Sultan Abdülhamid'in tahttan indirildiğini kendisine ileten heyetin içinde o da vardı. Başının fena halde dertte olduğunu gören Cavid Bey, padişaha bir ariza (dilekçe) yazıp, özetle Gani Bey ve adamlarının kendisini öldürmek için takip ettiklerini, özellikle Galata Köprüsü üzerindeki ada vapurları iskelesinin orada beklediklerini, başına bir şey geleceğini, o yüzden kendisinin Viyana'ya gönderilmesini istedi. Ancak izin çıkmadı. Hava çok gergindi, bir vukuat olması an meselesiydi. Sonunda Sadrazam Halil Rifat Paşa, oğlunu kurtarmak için devreye girdi. Ama nasıl?
YARIN: Paşanın oğlu köprüde nasıl öldürüldü?
Tayfun ER