"Bu siyasi uzlaşma değil siyasi iflastır"

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, muhalefetin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'na ilişkin, "Birbirine zıt siyasi fikirlerdeki partilerin 'uzlaşma' adına kendi siyasi fikirlerini, siyasi tabanlarının toplumsal taleplerini temsil etmeyi bir kenara bırakarak bir uzlaşma gerçekleştirmeleri siyasi uzlaşma anlamına gelmez. Bu tamamen bir tür siyasi iflas anlamına gelir, problem budur" dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :26 Haziran 2014 , 00:00 Güncelleme Tarihi :26 Haziran 2014 , 20:32
Bu siyasi uzlaşma değil siyasi iflastır

İÇİNDEKİLER

Çelik, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünce Cermodern'deki gezici kütüphane araçlarının uğurlanması töreninin ardından, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Muhalefetin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun görüşmelerinin sorulması üzerine, Çelik, siyasi partinin, toplumun önüne bir iddia ile çıkmak anlamına geldiğini ve temelinde topluma nasıl hizmet vereceğini, nasıl politikalar üreteceğini söyleyen bir organizasyon olduğunu söyledi.

Çelik, birbirine zıt siyasi fikirlerdeki partilerin 'uzlaşma' adına kendi siyasi fikirlerini, siyasi tabanlarının toplumsal taleplerini temsil etmeyi bir kenara bırakarak, bir uzlaşma gerçekleştirmelerinin siyasi uzlaşma anlamına gelmeyeceğini belirtti. Çelik, şunları kaydetti:

"Bu tamamen bir tür siyasi iflas anlamına gelir, problem budur. Türkiye artık sivil siyasetin güçlendiği, vesayet dönemlerinin sone erdiği, herhangi bir makamın tek başına vesayet politikasının temsilcisi olması gibi bir dönemi geçmiştir. Dolayısıyla bundan sonrasında önemli olan siyasetin iddiasını sürdürmesidir ama muhalefet partileri en baştan itibaren siyaset dışı aday arayışları, aslında uzlaşma adına bu adayı aradıklarını söylüyorlar ama bu çaba sivil siyaset karşısında yeni vesayet biçimleri arama arayışıdır, biz bu çerçevede değerlendiriyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimleri toplumun siyaset yoluyla kendi taleplerini ortaya koyma iradesiyle toplumun taleplerini reddeden siyasi iflas organizasyonları arasında geçecektir. Kişilerle ilgili değerlendirmeden daha önemli olan budur. Seçim siyasetle siyasetsizleşme arasında, toplumun kendi renklerini ve kendi taleplerini siyasete yansıtma iradesiyle siyaseti vesayet altında tutma iradesi arasında geçecek bir seçim olacak."

AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı görüşmeleri ile adayının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olup olamayacağı yönündeki soruya ise Çelik, Başbakan Erdoğan tarafından ilan edilen bir yol haritasına işaret ederek, partinin büyük meselelerde hem tabanında yoklama yapıp hem de toplumun parti dışındaki değişik kesimlerinin de görüşlerini alarak karar verme süreçlerine katan bir geleneğe sahip olduğunu söyledi.

Çelik, "Bu sefer de aynısı yapıldı. Delegelerimizden teşkilatlarımıza kadar, bütün kılcal damarlarımıza ulaşacak şekilde Türkiye'nin bu büyük seçiminde nasıl bir tablo ortaya çıkmasının istendiğine dair bir araştırma yapılıyor" diye konuştu. Partinin yetkili kurullarının da görüşlerini bildirdiğini kaydeden Çelik, adayın salı günü açıklanacağını ifade etti.

-"Bu kavram, hijyenik ve steril bir tartışmayı kodluyor"

Çatı aday meselesinde olduğu gibi sadece siyasi parti yönetimini karar verdiği bir aday olduğunda siyasi partiler içinde de yaşanan sıkıntılara dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:

"Bugün çatı aday siyaseti CHP'nin çatısıyla tabanı arasında hatta çatının kendisinde bile büyük kaynamaların, tartışmaların ortaya çıkmasına yol açtı. Siyaset böyle yapılmaz, siyaset halktan kopuk bir faaliyet değildir. Doğru olan, toplumun bütün hücrelerine dokunacak şekilde karar süreçlerini aşağıdan yukarıya doğru şekillendirmektir. Karar süreçleri tabandan çatıya doğru şekillenir, çatıdan tabana doğru şekillenmez. Sivil siyasetin esası, toplumun taleplerini siyasete yansıması, onun da devlet yönetimine etki etmesi şeklindedir. Siz yukarıda siyasi parti yönetimleri olarak bir karar alırsanız son derece steril, hijyenik bir karar olur. Dolayısıyla çatı aday kavramı etrafında Türk siyasetine giren tartışmalar ve bu kavram Türk siyaseti açısından hijyenik ve steril bir tartışmayı kodluyor. AK Parti ise buna karşı organik bir süreçle karar mekanizmalarını oluşturuyor. Hep beraber salı günü göreceğiz."