Gündeme bomba gibi düşen sahte reçete vurgunu ile ilgili sağlık odalarının sessizliğe bürünmesi dikkat çekiyor. Gezi sürecinde çapulcuları tedavi için kamu hastanelerinden kaçırıldığı tespit edilen ilaçlarla ilgili yürütülen soruşturmanın ardından önceki gün bir skandal daha patlak vermiş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla başlatılan sahte reçete operasyonunda, devletin 250 milyon zarara uğratıldığı gerekçesiyle 32 ildeki aramalar kapsamında 100 kişi gözaltına alınmıştı. Politik konularda hiç gecikmeksizin bildiri yayınlayan, son olarak Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın yeni anayasa hakkındaki açıklamasına tepki gösteren Türk Tabipleri Birliği ile İstanbul Eczacı Odası gibi sağlıkçı kuruluşlar, kamuoyunu sarsan olayla ilgili hiçbir kurumsal açıklama yapmadı.
ÇIT ÇIKARMADILAR
Kanser ve hematoloji ilaçlarını terör örgütlerine gönderdiği belirlenen 90'ı doktor, hemşire ve eczacılardan oluşan toplam 100 şüphelinin gözaltına alındığı olayla ilgili Türk Tabipleri Birliği'nin internet sitesinden tek kelimelik dahi açıklama yapılmadı. Devleti 250 trilyonluk zarara uğratan vurgunla ilgili TTB gibi İstanbul Eczacı Odası da konu hakkında sessiz kalmayı tercih etti.
Sağlık personellerinin başrolünde olduğu skandal hakkında çıt çıkarmayan Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Eczacı Odası, yeni anayasa konusunda fikirlerini paylaşan Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ı birer gün arayla hedef göstermişti.
Politik konularda ahkam kesen Türk Tabipleri Birliği, 27 Nisan'da "TBMM Başkanı Milletten Aldığı Görevi İade Etmelidir" başlığıyla yayınladığı kurumsal açıklamasında Başkan Kahraman'a tepki göstermişti. 28 Nisan'da ise İstanbul Eczacı Odası bir açıklama yayınlamış ve "Türkiye Laik Kalacak!" başlıklı metinle faaliyet gösterdikleri alanın dışına çıkmıştı. Devlet hastanelerinden ilaçların çalınarak Taksim'e ulaştırıldığı ve isyancıların bu yolla tedavi edildiği belirlenen Gezi sürecinde de aktif rol oynayan Türk Tabipleri Birliği, çapulculara müdahale eden güvenlik güçlerinin kimyasal silah kullandığı yalanını savunmuştu.
PKK VAHŞETİNİ PERDELEMEYE ÇALIŞTILAR
Türk Tabipleri Birliği, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde katledilen sağlık görevlisi Dr. Abdullah Biroğul hakkında yaptığı basın açıklamasında da PKK'nın isminin geçmesinden özenle kaçınmıştı. PKK'lı teröristlerin gerçekleştirdiği hain saldırı hakkında Meclis'i göreve davet eden TTB, PKK vahşetini perdelemeye çalışmıştı.
TTB ve İEO'nun görmezden geldiği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla başlatılan İstanbul merkezli sahte reçete operasyonunda 32 ilde toplam 266 adrese eş zamanlı baskın düzenlenmişti. Kanser ve hematoloji ilaçlarını PKK/PYD ve DAEŞ gibi terör örgütlerine gönderen 90'ı doktor, hemşire ve eczacıdan oluşan toplam 100 şüpheli gözaltına alınmıştı. Sahte reçeteli ilaçlarla şebekenin bugüne kadar devleti 250 milyon TL zarara uğrattığı belirtildi. Operasyonda ele geçen ilaçların özellikle İran, Irak ve Suriye'ye yasa dışı yollardan gönderildiği tespit edildi. İnsanı 2 ay gibi bir sürede canlı bombaya dönüştürebileceği belirtilen ve kişiyi sürekli halüsinasyon halinde yaşatan psikotrop türü ilaçların da el altından PKK'lı teröristlere teslim edildiği ortaya çıktı. Tıbbi kaynaklara göre, psikotrop maddeler, asıl olarak merkezi sinir sisteminde etkisini gösteren ve beynin işlevlerini değiştirerek algıda, ruh halinde, bilinçlilikte ve davranışta geçici değişikliklere neden olan kimyasallardan oluşuyor.