FETÖ paçavrası Sözcü'nün yazarı Yalçın'dan Erdoğan'a tehdit

FETÖ paçavrası Sözcü yazarı Soner Yalçın, bugünkü yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tehdit dolu yazı bir kaleme aldı. Uşaklığını yaptığı Batılı efendilerine seslenen Yalçın, önlenemez yükselişi süren Erdoğan'ın sonunun, Mısır'da darbecilerin hapse attığı Mursi gibi olması için adeta yalvardı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :12 Nisan 2017 , 00:00 Güncelleme Tarihi :12 Nisan 2017 , 08:43
FETÖ paçavrası Sözcü’nün yazarı Yalçın’dan Erdoğan’a tehdit

Sözde emperyalizm karşıtı ve ulusalcı yazar Soner Yalçın, Fetullahçı terör örgütünün gazetesi Sözcü'deki bugünkü yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sonunun Mursi gibi olacağıyla tehdit etti. Yalçın referandumdan ne sonuç çıkarsa çıksın, Erdoğan'ın sonununu tıpkı Mursi gibi olacağı tehdidinde bulunup, emperyalist Batı adına kendi ülkesinin Cumhurbaşkanına saldırdı.

"Referandumun tek kaybedeni" diyerek Erdoğan'ı kast eden Soner Yalçın "Tek bilinen gerçek: Sonuç ne çıkarca çıksın, referandumun tek kaybedeni Erdoğan olacak. Gören biliyor; kral çıplak!" ifadeleriyle emperyalist ağababalarının tetikçiliğine soyundu.

Yalçın'ın şu yazısı aslında sözde antiemparyalist bir yazarın emperyalizme bizi Erdoğan'dan kurtarın çağrısı demek…

İşte skandal yazı:

(…)

Erdoğan'ın kandırıldığını düşünüyorum.

– Ne isterse yapan- Erdoğan'ın kafasına referandumu kim soktu?
15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra -tüm kamuoyu araştırmalarına göre– halkın yüzde 70 desteğini alan Erdoğan,"devlet adamı" fırsatını tepip, neden "partici" kimliğine dönmek istedi?
Darbeyi önleyen/toplumsal uzlaşmayı sağlamaya çalışan cumhurbaşkanı iken, "Eyy Kılıçdaroğlu" kısır siyasetine tekrar niye döndü?
Batı'da "diktatör" imajı yükselirken, "tek adam" otoritesini artıran Anayasa'ya niçin ihtiyaç duydu?
Bunun sebebini akılla izah etmek mümkün mü?
Israr ediyorum, kandırıldı! Erdoğan'ın referanduma hiç ihtiyacı yoktu!
Peki…
Muhammet Mursi'yi uyaran Erdoğan, benzer referandum oyununa nasıl geldi?
Açıklayayım:
Hüsnü Mübarek yıkıldıktan sonra parlamento seçimlerini yenilemek ve yeni Anayasa yapmak için gidilen referandumda Mısır halkı yüzde 71 "evet" dedi.
Mursi ne yaptı:
– Alelacele Anayasa değişikliği hazırlattı.
– Toplumsal uzlaşma/mutabakat aramadı.
– Anayasa'yı hemen referanduma sundu.
Mısır karıştı.
Mursi'nin özellikle Anayasa'nın 6'ncı maddesindeki şu değişiklik teklifi sonunu getirdi:
"Cumhurbaşkanı, milli birliğin ya da milli güvenliğin sağlanması ve korunması için gerekli gördüğü tüm tedbirleri almakla yetkilidir."
Mursi referandumdan istediği sonucu aldı. Fakat…
Mısır'da istikrarsızlık bitmedi.
Mesele sadece diktatörlük dayatması değildi.
Mursi'nin, ülke içerisindeki iç karışıklılığı ve ekonomik sorunları bir kenara iterek, dış politikaya yönelip Orta Doğu'da ve Arap dünyasında yeniden önemli bir aktör olma yolunu tercih etmesi sonunu getirdi!
Askeri darbeyle iktidardan düşürüldü!
Mursi örneğini vererek "referandumdan sonra Türkiye'de de darbe olur" filan demeye çalışmıyorum. Ama…
Bilirim ki, Batı'da oyun çoktur!
Farklı bir örnek vereyim…
SARAY DARBESİ

Askar Akayev adını anımsarsınız; Kırgızistan cumhurbaşkanı idi.
12 Ekim 1991'de halk oyuyla cumhurbaşkanı seçildi.
Hazırlattığı yeni Anayasa'da başkanlık sistemini benimsedi; halkın büyük desteğiyle devlet başkanı oldu. Yıl, 1993 idi.
Anayasa'da yasama, yürütme ve yargı sert çizgilerle ayrılmıştı. Akayev zamanla bundan rahatsızlık duymaya başladı. 1996, 1998 ve 2002'de Anayasa değişikliği yaptı. En sonunda…
"Artık bu kadarı da olmaz" denen Anayasa değişikliğini 2 Şubat 2003'te referanduma sundu. Örneğin, 53'üncü madde şöyleydi:
– Kırgızistan devletinin eski Devlet Başkanı dokunulmazlığa sahiptir. Eski Devlet Başkanı, başkanlık döneminde işlediği suçlar için aranamaz, yargılanamaz, tutuklanamaz ve hapse atılamaz.
– Kırgızistan devletinin eski Devlet Başkanının dokunulmazlığı, evlerini, ofislerini, arabalarını, arşivlerini, dokümanlarını, eşyalarını ve mektuplarını da kapsar.
– Kırgızistan devletinin eski Devlet Başkanına ve eşine, çocuklarına ve onun bakımındaki bütün aile bireylerine her türlü hizmet ve koruma devlet tarafından karşılanır.
Yetmedi… Akayev yakınlarını milletvekili, bakan yaptı.
Yetmedi… Seçimlere hile karıştırdı.
Yolsuzluk-rüşvet meselesine hiç girmeyeyim, çok uzar.
Mesele Akayev'in otoriterliği de değildi.
Asıl mesele… Akayev, Rusya'nın uydusu gibi davranıyordu; ve bu ABD'nin tepkisini çekiyordu.
ABD'nin/Soros'un "sivil toplum kuruluşları" devreye girdi; halk ayaklandı.
Çekoslovakya'daki "Karanfil", Gürcistan'daki "Gül", Ukrayna'daki "Turuncu" devrimlerin benzeri oldu; Kırgızistan'da "Lale" devrimi gerçekleşti. Yıl, 2005'ti.
ABD-Avrasya çekişmesiydi tüm bunlar…
Akayev, başkanlık sarayından Rusya'ya kaçtı.
İktidara kim mi geldi:
Akayev'in azledilen başbakanı, Akayev'in eski dışişleri bakanı, Akayev bürokrasisinin üst düzey yöneticileri, istihbaratçıları…
Bu aslında bir saray darbesiydi.
Bunun 16 Nisan referandumuyla şu ilgisi vardı…
ERDOĞAN HEYETİ

Akayev kaçtıktan sonra Kırgızistan'da yeni Anayasa çalışmaları başladı.
Erdoğan, Anayasa yapım sürecine yardımcı olması için AKP Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır başkanlığındaki heyeti Kırgızistan'a gönderdi.
Heyette; Anayasa uzmanı olan TBMM Kanunlar ve Kararlar Müdür Yardımcısı Doç. Şeref İba gibi bürokratlar vardı.
"Erdoğan'ın heyeti" Kırgızistan'a ne önerdi ise (!)…
Kırgızistan, başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçen ilk Orta Asya ülkesi oldu.
– Otorite yanlısı Anayasa'dan vazgeçildi.
– Cumhurbaşkanı'nın yetkileri kısıtlandı.
– Parlamentonun -bütçeyi onaylamak gibi- gücü artırıldı.
– Hak ve özgürlükler genişletildi.
Uzatmayayım… Doç. Şeref İba, "Anayasa ve Parlamento Üzerine İncelemeler" kitabında bu konuyu ayrıntılı ele aldı.
Tekrar ana konuya dönüp, "Erdoğan'ı referanduma kimler itekledi" sorusuna yanıt bulmaya çalışalım. Öyle ya…
Mursi'yi uyaran Erdoğan'dı.
Kırgızistan'a otoriter olmayan Anayasa teklifini götüren Erdoğan heyetiydi!
Ne değişti de, -her isteğini yapan- Erdoğan referanduma ihtiyaç duydu?
"Darbe önleyen devlet adamı" olma fırsatını neden kaçırdı?
-Sanki yoktu da- "partili" kimliğini daha da gözlere sokmayı neden bu kadar arzuladı?
Soru çok…
Tek bilinen gerçek:
Sonuç ne çıkarca çıksın, referandumun tek kaybedeni Erdoğan olacak.
Gören biliyor; kral çıplak!

(…)