İnanılması zarûri bu îman düsturlarına/ilkelerine inanan kişi mümindir. Ancak dünya ve âhiret mutluluğuna erdirecek gerçek îman Peygamberimiz'in açıklamasına göre, "… Kalble doğrulama, dil ile ifade etme, ilâhî emirleri ve yasakları da uygulama…" olduğu için mümin, îmanını yaşayışı ile belgeleyecektir.
Bunun için de, Allah'ın Kitabı olduğuna inandığı Kur'ân-ı Kerîm'le ve Peygamberliğini doğruladığı Hz.
Muhammed'in (s.a.) sünneti/öğretisi ile sabit olan görevlerini yapacak, haramlardan kaçınacaktır. Müminin yaşadığı sürece farz ve sünnet olan görevlerini yapabilmesi, haramlardan kaçınabilmesi için şüphesiz inancının heyecanı ve sevgisini duyması, iradesini yönlendirecek manevî güce ulaşması, Cehennem korkusu ve Cennet özlemi içinde bulunması lazımdır.
Bunun için de rûhumuz, bedenimiz ve mallarımız üzerinde Allah'ın ilâhlığını ve bizim kulluğumuzu onaylatıcı sürekli yönelişler gerekir. Mevlâmıza sürekli yönelişleri sağlayıcı oldukları içindir ki îmanın yanı sıra namaz, oruç, zekât ve hac Peygamberimiz'in açıklamasına göre İslâm Dîni'nin temellerini oluşturmuştur. Hakîki Müslümanlık ilk olarak bu ana görevlerin ifâsıyla gerçekleşebileceği için İslâm'da öğrenilmesi ve tatbik olunması gereken ilk vazifeler namaz, oruç ve şartları gerçekleştiğinde zekât ve hac olmuştur. Peygamberimiz îman edenlere ilk olarak bu görevleri öğretmiştir. İslâm Dîni'ni tebliğ etmesi için gönderdiği elçilerine de önce bunları açıklamalarını emretmiştir.
Bizlere bu büyük görevlerin önemi ve önceliğini açıklayan Hz. Enes hadîsini buyurunuz beraberce okuyalım. Sahâbi Hz. Enes (R.) anlatıyor.
Biz ilk mü'minler, bize açıklanmayan mevzularda Allah'ın Resûlü'ne gereksiz soru sormaktan Rabbimiz tarafından men edildiğimiz için (Mâide 101) Medîne dışından bir zatın gelerek Peygamberimiz'e (s.a.) sual sormasından ve O'nun vereceği cevabı dinlemekten pek çok hoşlanırdık. Derken, bir gün Medîne dışından bir adam gelerek Peygamberimiz'e soru sormaya başladı da şöyle dedi: - Ya Muhammed! İslâm'ı tebliğ edip öğretmesi için gönderdiğin elçin bize geldi. Elçin, senin Allah'ın gönderdiği bir peygamber olduğunu söyledi. (Doğru mu söyledi?) - Evet, doğru söyledi. - Ya Muhammed! Gökleri kim yarattı? - Allah. - Yeryüzünü kim yarattı? - Allah. - Bu, dağları kim yarattı ve dünyamıza dikip yerleştirdi? - Allah. - Peki yeryüzü ve dağlarındaki faydalı (madenleri, bitkileri ve hayvan)ları kim yarattı? - Allah. - Gökleri ve yeri yaratan, dağları dikip yerleştiren ve yeryüzündeki faydalı varlıkları halkeden Allah aşkına söyle Ya Muhammed! Seni gerçekten Allah mı Peygamber olarak gönderdi? - Evet, Allah gönderdi.
- (Ya Muhammed!) Gönderdiğin elçi yaşadığımız her bir gün ve gece beş vakit namaz kılmakla mükellef olduğumuzu söyledi. (Doğru mu söyledi?) - (Evet), doğru söyledi. - Seni gönderen Allahaşkına doğru söyle. Namazı sana (ve senin şahsında bize) Allah mı emretti? - Evet, Allah emretti. - Elçin mallarımızdan yılda bir defa zekât vermekle vazifeli olduğumuzu söyledi. Doğru mu söyledi? - Evet, doğru söyledi. - Seni peygamber olarak gönderen Allah aşkına söyle. Zekâtı sana (ve senin aracılığınla bize) Allah mı emretti? - Evet, Allah emretti. - Gönderdiğin elçi yaşadığımız her yıl Ramazan ayında oruç tutmamızın farz olduğunu söyledi. (Doğru mu söyledi?) - Evet, doğru söyledi. - Seni Peygamber olarak gönderen Allah aşkına söyle. Orucu sana (ve senin vasıtanla bize) Allah mı emretti? - Evet, Allah emretti. - Ya Muhammed! Elçin bize içimizden yol bulup (güç yetirebilenin) Kâbe'yi hac etmesinin farz olduğunu söyledi. (Doğru mu söyledi?) - Evet, doğru söyledi. - Seni Peygamber olarak gönderen Allah aşkına söyle, haccı sana ve senin şahsında bize Allah mı emretti? - Evet, Allah emretti. - Seni Hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki (mükellef olduğum bu vazifelerden) ne fazlasını yapacağım, ne de bunlardan birini eksik bırakacağım. Ancak emrolunduğumu yapacağım. Bu zat, Allah'ın Resûlü'nün huzurundan ayrılıp yürüyünce Hz. Peygamber (s.) şöyle buyurdu:
- Eğer yürekten doğrulayarak bu görevlerini yaparsa mutlaka Cennet'e girer.