Tadınız kaçmasın

Git gide yaygınlaşan şeker hastalığının ilerleyen dönemlerinde insülin alımı şart. Aksi taktirde; 'ölümcül sendrom' ortaya çıkar

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :17 Temmuz 2011
Tadınız kaçmasın

İÇİNDEKİLER

Amerikan Hastanesi Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Sinan Tanyolaç; insülin tedavisiyle ilgili bilgi verdi:
Günümüzde 350 milyon kişide şeker hastalığı mevcut. Bu sayının önümüzdeki 20 yılda yarım milyara çıkması tahmin ediliyor. Şeker hastalığının bu kadar yaygınlaşması şişmanlık ile sıkı bir bağlantı içinde olmasından sorumludur. Şişmanlık, 10 hastanın dokuzunda görülen "insülin direnci" dediğimiz tablo ile birliktelik göstermektedir. İnsülin direnci nedir?
Vücudumuzun temel yakıtı şekerlerdir. Glukoz ve meyve şekeri denilen fruktoz başlıca kullanılan şekerleri oluşturmaktadır. Glukoz, enerjinin en çok üretildiği kaslara insülin denilen, pankreastan salgılanan bir hormon aracılığı ile girer. Kilo alımı sonrasında yağ dokusundan salgılanan bazı hormonlar, kasların şekeri kullanmasını engeller. Bu engelleme nedeniyle insülin hormonu daha fazla salgılanır. Bu tabloya insülin direnci denir. İnsülin direncinin zararı nedir?
Normal kan şekeri 70 ila 100mg/dl aralığındadır. İnsüline duyarlı kimselerde bu değerleri tutabilmek için bir birim insüline ihtiyaç duyulurken, insülin direnci olan bireylerde 10 birim insülin gerekir. Pankreasın fazla çalışması sonucunda yeterli insülin salgılanamamakta ve kan şekeri normal değerlerin üstüne çıkmaktadır. Bu tabloya da "şeker hastalığı" denilmektedir. Kanda yüksek düzeyde bulunan şekerler yağlı karaciğere neden olur. Yine fazla şeker miktarı kan yağlarının oluşumunu etkilemekte, kötü kolesterol düzeyinin artmasına yol açmaktadır. Kötü kolesterol damar tıkanıklığı ve damarların işlevini yapamaması nedeniyle yüksek tansiyona sebep olmaktadır. İşte bu tabloya "ölümcül sendrom" veya "Sendrom X" denilmektedir.

TEDAVİ NASIL OLMALI?
Yağ dokusunun azaltılması tedavideki ana hedeftir. Kilo kontrolü için uygulanan diyet ve egzersizin yanısıra ilaç kullanımı da tedavinin önemli bir parçasıdır. Kan şekerinin 126mg/dl üzerine çıktığı durumda, pankreasın insülin salgılama yeteneği yüzde 90 kaybolur. Ağızdan alınan ilaçlar ile geri kalan %10'luk rezervi korumak ve kan şekerini uzun süreyle normal sınırlarda tutmak mümkün değil.

HANGİ İNSÜLİN TEDAVİSİ?
Toplumda yaygın olarak bilinen 'İnsülin bağımlılık yapar' inanışı yanlıştır. Hormon salgılayan bir organ yeteri kadar işlevini yapamıyorsa dışarıdan vücudun ihtiyacı kadarını ilaç formunda vermek gerekmektedir. Şeker hastalığı tanısı konulduktan sonra pankreasın kan şekerini normal düzeyde tutması için gerekli olan rezerv çok azalmıştır. Ne yazık ki vücudumuz insülin salgılayan hücreleri tekrar yerine koymak gibi bir özelliği yoktur. O yüzden şeker hastalığının yapacağı tahribatların önlenmesinde zaman geçirilmeden eksikliği çekilen insülin hormonunun yerine konulması yaşam kalitesini ve süresini uzatmaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte iğne yapmak artık çok kolay ve acısız olmaktadır.


Dr. Sinan Tanyolaç