İngiltere "Yaşayan son James Bond"un öldürülmesine karşılık verecek mi?

Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler, bugünkü köşe yazısında İngiliz Ajanı Le Mesurier'in öldürülmesine ilişkin bomba detaylar kaleme aldı. Le Mesurier'in dünya çapında tanınan birçok önemli siyasetçiyle "çok yakın dost" olduğunu vurgulayan Diler, Le Mesurier için "yaşayan son James Bond'du." ifadesini kullandı. ABD'nin çok üst düzey bir vuruşla Kraliçe ve MI6'in canını yaktığını ifade eden Diler, "Bakalım karşılık verilecek mi?" sorusuyla da olası bir istihbarat savaşına işaret etti.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :16 Kasım 2019 , 13:50 Güncelleme Tarihi :16 Kasım 2019 , 15:59
İngiltere Yaşayan son James Bondun öldürülmesine karşılık verecek mi?

İÇİNDEKİLER

İşte Ergün Diler'in "Merkez İstanbul" adlı köşe yazısını tamamı:

BURADA dün KARAKÖY'de öldürülen İNGİLİZ ajanı yazdım. Olay yerine gidip baktım. İntihar için hiç de uygun görünmüyordu!
Zaten benim gibi düşünen çok isim var. Sadece bizim medya ilgilenmiyor. Oysa inanılmaz derecede önemli bir suikasttı bu...
Gelin bu işi en iyi bilenler ne anlatıyor, yazıyor, bakalım...
Derin mi derin yorumları merak ediyorsanız buyurun...
Özel biri düşünün...

BİRÇOK KİLİT İSİMLE YAKIN DOST!
Hayal edin... Kraliçe II. Elizabeth, ABD eski başkanları George W. Bush ve Bill Clinton, CIA eski direktörleri George Tenet ve David Petraeus, MI5 eski Başkanı Jonathan Evans, Filistin denilince akla ilk gelen Yaser Arafat, İngiltere Genelkurmay Başkanı Sir Nick Carter, George Clooney, Angelina Jolie, Pierce Brosnan'la çok yakın dost.



Elbette Arafat dışında, diğer hepsine istediği anda telefonla ulaşabilen, randevusuz evlerine ziyarete gidebilen birini düşünün.
İnanılmaz değil mi...
40'a yakın ülkede görev yapmış. Çok önemli operasyonlardan sağ kurtulmuş.
Birçok kez umudun kesilmesine rağmen evine dönmüş... Evet bu kişi, İstanbul'da çok komik bir şekilde evinin camından atlayarak intihar ettiği söylenen, uydurulan masalın kahramanı JAMES GUSTAF EDWARD LE MESURİER.
Tabii bu masala inanmak isteyenlere sözümüz yok.

"BELLİ Kİ İŞKENCE YAPILMIŞ"
Yine çok ciddi nörolojik bir sorun olabilir. "Kontrolde yarar var" diye düşünüyorum.
Burada gerçeği bilen kişi EMMA HEDVİG CHRİSTİNA WİNBERG...
Bayan Winberg, Le Mesurier'in uyumaya gittiğini söylüyor.
Ancak Le Mesurier uyumaya botlarıyla, pantolonuyla, montuyla mı gitti?
Yatağa böyle mi giriyor.
Evet, Le Mesurier'in cesedi pijamayla değildi.
Botlarıyla yerde yatıyordu.
Adli Tıp Kurumu gerçeği açıklamasa da vücudunda 40'ın üzerinde kırık vardı.
Bu kırıkların oluştuğu her kemiğin dokularında darbe izleri de var.
Belli ki işkence yapılmış...



Oradan atlamayla o kırıkların olması mümkün değil...
Başta İngiltere olmak üzere bazıları Le Mesurier cinayetini kapatmaya çalışıyor.
Normal...
Çünkü İngiltere mesajı aldı. Le Mesurier, yaşayan son James Bond'du. Kraliçe II. Elizabeth onunla her görüşmesinde "BOND" diye hitap ederdi.
Açık şekilde Washington, Londra'ya son dönemin en önemli mesajını James Gustaf Edward Le Mesurier üzerinden verdi.
40'a yakın ülkede çok önemli operasyonlara imza atan Le Mesurier artık yok.
Şimdi İngiltere ne yapacak?
Öncelikli olarak Rusya'yı suçlayacak.
Aksi düşünülemez.
Her ne kadar gizli tutulsa da MI6'nın desteklediği Doctors Under Fire'ın yöneticisi ve Le Mesurier'in arkadaşı olan Hamish de Bretton-Gordon, "İntihar değil cinayet" dedi. Bu bile gerçeği ortaya koyuyor...
Gelelim derinlere...
Bu hamle NATO Gladyosu'nun uzun yıllar sonra Türkiye'deki ilk suikastı oldu. Le Mesurier kurban seçildi. Çünkü Le Mesurier, Avrupa Ordusu için Türkiye ve Ortadoğu başta olmak üzere Asya'daki üs planlarını hazırlamıştı.
Yani Avrupa Ordusu Pesco'nun üs planları Beyaz Miğferler üzerinden hazırlanıyordu.
Le Mesurier, Kraliçe II.
Elizabeth'e çok önemli bir Pesco sunumu yapmıştı.
Le Mesurier, İngiliz Gizli Servisi'nin Dış İstihbarat Birimi (MI6) Başkanı Sir Alex Younger'la birlikte Kraliçe II. Elizabeth'i ziyaret edeceği gün yani 30 Mart'ta çok önemli bir mesaj daha verilmişti.
MI6 Başkanı Alex Younger'ın oğlu Sam Younger, trafik kazasında ölmüştü. Tabii bu da Gladyo'nun İngiltere'de Pesco'ya mesajıydı.
Hatta bu suikast da Rusya'nın üzerine atılacaktı ama MI6, suikastın arkasında NATO'nun olduğunu belgeledi.
Gladyo'nun arkasındaki en önemli güç ABD ve İngiltere'ydi.
Yıllardır uyuyan hücrelerin ortaya çıkması şaşırtıcı değil. Ancak AMERİKAN GLADYOSU'nun İngiltere'yi hedef alması kolay anlaşılabilecek bir durum değil.



İngiltere'deki Gladyo'nun karşılığı Secret British Network de Amerikan Gladyosu'nun Le Mesurier suikastında başrolde olduğunu biliyor.
Le Mesurier'in "Ne yapabiliyorsak, ne zaman yapabiliyorsak, yapabildiğimiz kadar yapacağız" mottosu artık bitti. Şimdi Beyaz Miğferler ya büyük bir destekle MI6 için büyüyecek ya da İngiltere geri adım atacak ve Beyaz Miğferler'i tarihin sayfalarına kaldıracak.
Önümüzdeki günlerde verilecek bu karar, ABD'nin amacına ulaşıp ulaşmadığını da gösterecek.

BAKALIM KARŞILIK VERİLECEK Mİ?
Beyaz Miğferler asla açıklandığı gibi bir örgüt olmadı.
Kuruluş amacı da elbette insanlığı kurtarmak değildi.
MI6'nın resmi olarak girmek istediği ülkelerdeki tabelasıydı.
Her devlet bunu yapardı.
Hedefi olanlar yani...
Ancak istihbarat örgütlerinde bu durum gizli değildi. Kendi ülkelerine karşı bir adım atmadığı sürece Beyaz Miğferler üyeleri tehlike olarak algılanmıyordu.
ABD çok üst düzey bir vuruşla Kraliçe'nin ve MI6'in canını yaktı.
Bakalım karşılık verilecek mi?
Nasıl verilecek?
Ya da ABD operasyonlarına devam mı edecek...
Savaş büyüyor...
Merkez İSTANBUL....