KRİSTERSSON NE DEDİ, İSVEÇ NE YAPIYOR?
Bilindiği üzere İsviçre, NATO'ya girmek istiyor. Bu doğrultuda Madrid'de Türkiye - İsveç ve Finlandiya arasında 3'lü muhtıra imzalandı.
İsveç'in yeni başbakanı Ulf Kristersson da geçtiğimiz haftalarda ilk ziyaretini Ankara'ya gerçekleştirerek Türkiye'yi anladıklarını ve PKK'yı terör örgütü olarak gördüklerini söylemişti.
Mutabakata ilişkin teminat da veren Kristersson "Tüm taahütlere riayet edeceğiz" şeklinde konuştu.
SOMUT ADIM YOK, VETO GÖZÜKÜYOR...
Bugün gelinen son noktada Lozan ve Stockholm'de PKK militanlarının cirit atması, alenen örgütü destek verip Türkiye aleyhine kara propaganda yapması, İsveç'in hala adam akıllı, somut adımlar atmadığının göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Kaderi Türkiye'nin iki dudağı arasında olan İsveç, böyle giderse NATO yolunda veto görecek.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA'NIN NATO MÜZAKERELERİ
- İsveç, müzakere sürecini sonuçlandırmak için Türkiye'yi ikna etme girişimlerinde bulunurken, Finlandiya somut adımlar atmak yerine beklemeyi ve dinamiklerin nasıl evrileceğini gözlemlemeyi tercih ediyor
Mehmet Akif Kireçci, İsveç ve Finlandiya'nın NATO müzakerelerinde katedilen süreci ve muhtemel senaryoları AA Analiz için 3 soruda kaleme aldı.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA'NIN NATO MÜZAKERELERİ HANGİ AŞAMADA?
Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle başlayan savaş Avrupa'nın güvenliğinin Amerika Birleşik Devletleri veya NATO olmadan sağlanamayacağı fikrini pekiştiren bir etki yarattı. Rusya'nın yeniden büyük devlet statüsüne dönme arayışı, İsveç ve Finlandiya'yı benzer bir Rus işgalinden sakınmak için NATO güvenlik şemsiyesine dahil olma konusunda harekete geçirdi. Rusya'nın genişleme politikasının devam etme riski, her iki ülkeyi de kendi güvenliklerine daha realist bir açıdan bakmaya zorluyor. İsveç ve Finlandiya için yükselen tehdit algısının en temel çözümü olarak ortaya çıkan NATO üyelik süreci, 18 Mayıs 2022'de Genel Sekreter Jens Stoltenberg'e teslim edilen resmi evrakla başlamış oldu.
İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelik müzakereleri ve ABD ile diğer Avrupa ülkelerinin coşkulu destekleri, Türkiye'nin güvenlik endişelerini açıklamasıyla farklı bir boyuta evrildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu iki ülkenin, özellikle de İsveç'in, Türkiye'nin on yıllardır mücadele ettiği terör örgütü PKK'ya doğrudan destek ve üyelerine siyasi sığınma hakkı verdiğini, maddi yardımlarda bulunduğunu dile getirerek Türkiye'nin onayı için bu tavırların değişmesi gerektiğini kamuoyuna duyurdu. Bu ülkelerin PKK'lıların yanı sıra hükümlü veya aranan bazı FETÖ üyelerine de sığınma sağladığı biliniyor. Türkiye'ye uygulanan silah satış engeline de dikkati çeken Cumhurbaşkanı, özünde kolektif güvenlik arayışı olan NATO'ya kabul edilmek isteyen ülkelerin diğer üyelerin güvenliğine tehdit oluşturmaması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin talebi silah satış engelinin kaldırılması, terörden aranan veya hükümlü kişilerin iadesi ve Türkiye'nin güvenlik kaygılarının müttefikler tarafından söz ve eylemlerle paylaşılmasıydı.
Haziran 2022'de gerçekleştirilen NATO liderler zirvesinde İsveç ve Finlandiya, Türkiye'nin terörle mücadele ve teröristlerin teslim edilmesi konularındaki beklentilerine genel olarak olumlu yanıt vermiş ve ortak bir mutabakat metni imza altına alınmıştı. Bu metin doğrudan NATO evrakı olmasa da Türkiye'nin PKK ve PKK uzantılı örgütlerden kaynaklanan meşru güvenlik kaygılarının NATO marjında kayda geçirilmesi, PYD'ye destek veren diğer müttefik ülkelere de önemli bir mesajdı.
İsveç ve Finlandiya doğal olarak bir an önce NATO üyelik süreçlerinin tamamlanmasını istiyor. Bu isteği iki ülkenin Amerika ile yoğunlaşan görüşme trafiğinden anlamak mümkün. Gerek İsveç gerekse Finlandiya, muhtemelen Amerika'nın Türkiye'yi PKK/PYD konusunda ikna etmesi ve çekincelerini yumuşatması yönünde hareket ediyor. Ancak Amerika, Türkiye ile halihazırda devam eden Suriye'ye karadan müdahale fikrini de göz önüne alarak ikili ilişkilere bu durumun yansımasından kaçınıyor olabilir. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in 8 Aralık'ta görüşmeler sonucunda yaptığı açıklamada, İsveç ve Finlandiya NATO üyelik süreçlerinin ABD ile Türkiye arasında ikili bir mesele olmadığını ve ABD'nin konuyu ikili bir meseleye dönüştürmeyeceğini söylemesi bu tavrın kanıtıdır.
İsveç ve Finlandiya Türkiye'deki seçimler öncesinde NATO üyelik sürecini tamamlama isteklerini dile getirmiş olsalar da Türkiye PKK/PYD terörünün önlenmesi konusunda net adımlar görmeden bu ülkelere NATO'nun kapılarını açma niyetinde görünmüyor.