13. Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimlerinin galibi Recep Tayyip Erdoğan oldu. Başkan Erdoğan'ın zaferi, hem yurt içi hem de yurt dışında büyük bir coşkuyla karşılandı.
13. Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimlerinin galibi Recep Tayyip Erdoğan oldu. Başkan Erdoğan'ın zaferi, hem yurt içi hem de yurt dışında büyük bir coşkuyla karşılandı.
Dünya basını da Türkiye'deki seçimlere büyük ilgi gösterdi. Bu ilgiyi gösteren ülkelerden biri ise İsveç'ti. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle NATO'ya girmek isteyen, ancak Türkiye'nin vetosunu yiyen İsveç, seçimden Kemal Kılıçdaroğlu'nun çıkmasını umut ediyordu.
Başkan Erdoğan'ın tarihi zaferi İsveç basınında yer bulurken gazeteler Erdoğan'ın İsveç'e olan tutumundan bahsetti. İsveç'te skandal üstüne skandal yaşanmamış gibi Erdoğan'ın tutumunun niçin olumsuz olduğunu sorgulayan İsveç gazetesi Expressen, "Türkiye cumhurbaşkanı İsveç'in terörist grupları koruduğunu iddia ediyor" sözlerine yer verdi.
HBL de Başkan Erdoğan'ın zaferinden bahsederek "İsveç NATO'da mı?" sorusunu sordu. İsveç'in umudunun bu yaz Vilnus'ta yapılacak NATO toplantısında olacağını ifade eden gazete, "Erdoğan geçtiğimiz hafta içinde Türkiye'nin İsveç'e kapıları açmaya hazır olmadığını belirtti" dedi.
Dagsavisen de Türkiye'deki seçimlerden bahseden gazeteler arasındaydı. Haberde, Başkan Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin İsveç'in NATO'ya girmesini geciktrebileceğinden bahsedildi.
Aslında Türkiye'deki diplomatik kaynaklar sıklıkla NATO'nun genişlemesine karşı olmadığını dile getiriyor.
Ancak, geçtiğimiz aylarda imzalanan 3'lü mutabakatta Türkiye'nin şartlarını kabul ettiğini ifade eden İsveç, söz konusu şartları yerine getirmediği gibi istenen terör üyesi isimleri de Türkiye'ye iade etmedi.
Hatta Finlandiya'nın NATO'ya girdiği sırada açıklama yapan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg İsveç'e çağrıda bulunarak "Sizleri de NATO'da görmek istiyoruz. O nedenle Türkiye'ye verdiğiniz sözleri tutun" demişti.
Bu durumun ardından Başkan Recep Erdoğan'a ülkede yapılan hadsiz saldırı ve terör örgütü PKK yandaşlarının İsveç sokaklarında eylemler yapması gerilimi daha da tırmandırdı.
Son olarak ise aşırı sağcı ve İslamiyet düşmanı Rasmus Paludan'ın İsveç'in başkenti Stockholm'ün ortasında Kur'an-ı Kerim yakması bardağı taşıran son damla olmuştu.
Her ne kadar İsveç'te bazı kesimler bunun 'ifade özgürlüğü' olduğunu savunsa da İsveç başbakanı Ulf Kristersson bile konuyla ilgili "İfade özgürlüğü demokrasinin temel bir parçasıdır. Ancak bir şeyin yasal olması mutlaka uygun olduğu anlamına gelmez" demişti.