ABD piyasaları bankacılık hisseleri dışında daha sonra toparladı ve artıya geçti. ABD tahvilleri ise 1987'den bu yana 53 baz puan ile en sert düşüşünü yaşadı. Sabah'ta yer alan habere göre, yaşanan panik sonrası yatırımcılar altın, gümüş ve yen'e akın ederken petrol fiyatları da ağır baskı altında. Brent petrolün varil fiyatı 80 doların altına indi. Diğer yandan altının onsu da yüzde 1.96 artışla bin 904 dolara kadar çıktı.
BIDEN SAKİNLEŞTİRMEYE ÇALIŞTI
ABD Başkanı Joe Biden, dün piyasanın açılışı öncesi (TSİ 16:00) bankacılık sisteminin güvenli olduğuna dair bir konuşma yaptı. Beyaz Saray'da konuşan Biden, "Mevduatlarınız ihtiyaç duyduğunuzda yanınızda olacak" dedi. Başkan Biden, müşterilerin korunduğuna dair güvence verdi. Biden, "Vergi mükelleflerine hiçbir zararı olmayacak. Bunun yerine para, bankaların mevduat sigortası fonuna ödediği ücretlerden gelecek. Ayrıca yeni düzenlemeler için Kongre'yive kurumları yetkilendireceğim" dedi.
3 SORUDA - ABD'DEKİ BANKA İFLASLARI NE ANLAMA GELİYOR?
Sadece SVB'deki sigortasız mevduatların dahi kurtarılamaması yüzlerce firmanın kapanmasına ve belki binlerce teknoloji çalışanının işsiz kalmasına neden olacaktır. Ekononist Erkan Öz, ABD'de banka iflaslarını, ABD ekonomisi için ne anlama geldiğini ve gelecek senaryolarını için kaleme aldı.
- Amerikan bankalarında neler oluyor?
Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası (Fed), enflasyonla mücadele için gösterge faiz oranını 17 Mart 2022 ve 1 Şubat 2023 tarihleri arasında yüzde 0,25 ila 0,5 aralığından yüzde 4,5 ila 4,75 düzeyine yükseltti. Fed faizleri artırınca devlet borçlanma senetlerinin yani bono ve tahvillerin de faizleri yükselir. Ancak daha yüksek faizle yeni bonolar çıktıkça daha düşük faize sahip eski bonoların piyasada değeri düşer. Bankalar ise hem kanuni zorunluluklar hem de risksiz kabul edildikleri için bol bol devlet tahvili ya da bonosu satın alır.
Fed hızlı biçimde faiz yükseltirken ABD bankalarında tutulan tahvillerin değeri de hızla eridi. Bankalar değeri düşen bu bonoları satmadıkları sürece zararı gerçeğe çevirmiş yani "realize" etmiş olmazlar. 2008 finansal krizi döneminde realize edilmemiş bono-tahvil zararı 75 milyar dolar civarındayken, son dönemde henüz gerçekleşmemiş bu kayıplar 600-700 milyar dolarlar seviyesine tırmandı.
ABD'de bazı bankaların bilançolarına aşırı miktarda bono-tahvil aldığı ortaya çıktı. Ayrıca Fed faiz arttırmaya başladığında bono değerlerinin düşeceğini öngörmeyip risklerini çeşitli türev finansal araçlarla 'hedge' etme yani bir tür sigortalama yoluna da gitmemiş.
Teknoloji şirketleri tarafında çıkan bazı dedikodularla müşteriler bankalardan paralarını çekmek istediğinde ise işte bu bankalar çok kısa sürede ödemelerini yapamayacak hale geldi. Müşterilerinden topladıkları mevduatları para kazanabilmek için devlet tahvil ve bonolarına yatırmışlardı. Ancak faizler yükselip bono değerleri eriyince, mudiler talep ettiğinde bonoları satıp paraları ödeyemediler. Sonuçta 11 milyar dolarlık varlığı olan Silvergate, 200 milyar dolarlık Silicon Valley Bank (SVB) ve 110 milyar dolar bilançosu bulunan Signature Bank iflas ederek, düzenleyici kurumlar tarafından kapatıldı.
- Hükümetin kriz müdahalesi yeterli mi?
ABD'de Federal Mevduat Sigorta Kurumunu (FDIC), bir bankanın batması durumunda her hesap sahibine 250 bin dolara kadar garanti veriyor. Ancak özellikle SVB'de mevduatların yaklaşık yüzde 97'si bu sigorta sınırının üzerindeydi. Dünyaca ünlü Silikon Vadisi'nde birçok teknoloji şirketi kredilerini SVB aracılığı ile temin ettiği için şirket sermayeleri bu bankada tutuluyordu. Sadece SVB'deki sigortasız mevduatların dahi kurtarılamaması yüzlerce firmanın kapanmasına ve belki binlerce teknoloji çalışanının işsiz kalmasına neden olacaktır. Ayrıca bir bankada mevduat sahiplerinin büyük çoğunluğunun batması tüm ülke çapında 10 milyonlarca Amerikalının, henüz sorun yaşamayan bankalardan da hızla para çekmeye çalışmasına yol açabilir.
Hafta sonu Fed, Hazine Bakanlığı ve FDIC bir araya gelerek soruna ortaklaşa bir çözüm bulmaya çalıştı. Önce açık artırma ile teklif toplayarak bu bankaları başka kuruluşlara satmayı denediler. Ancak kimse bu bankaları satın almak istemedi. Daha sonra mecburen devlet kurumları bir kurtarma formülü oluşturdu. Buna göre bankalar kapatıldı. Bankaların hisselerini satın almış olanlar kaderine terk edildi. Bu kriz nedeni ile birçok banka, borsada yüzde 20 ila 70 arasında değer kaybetti. Fakat bankada mevduat tutan vatandaşlar FDIC sigorta limitleri içerisinde olup olmadıklarına bakılmaksızın kurtarıldı. Böylece ABD'li yetkililer, vatandaşların diğer bankalara da gidip mevduatlarını çekmeye çalışmasını engellemeyi umuyor.
Kurtarma operasyonu ve başka banka iflaslarını engellemek için bir fon oluşturuldu. Buna göre ABD bankaları müşterilerinden yoğun mevduat çekme talebi gelirse, ellerinde tuttukları bonoları teminat olarak gösterip karşılığında çok yüksek olmayan bir faizle borç alabilecek. En önemlisi bankalar değeri düşmüş bonoları teminat olarak gösterse bile, fon bu tahvilleri ilk çıktığı değerinden işleme koyacak. Yani ABD birden ortaya çıkan bankacılık krizini çözmek için adeta zarar etmeyen 'faiz korumalı bono' uygulaması başlatmış oldu.
- Bundan sonra hangi senaryolar gündemde?
Pazartesi günü Avrupa ve ABD borsaları kurtarma planına yoğun satışlarla karşılık verdi. Çünkü bankada para tutanlar kurtarılmış ancak bankanın hissesini satın alanlar büyük zararlarla baş başa bırakılmıştı. Bu durumda yatırımcılar başka bankaların da benzer şekilde batabileceğini düşünerek ellerinde banka hissesi tutmak istemedi. Özellikle bankacılık hisselerinde büyük düşüşler devam etti.
Fakat gün içinde bir bankacılık krizi başlamışken Fed'in daha fazla faiz artıramayacağına yönelik beklentiler ön plana çıktı. Böylece bonolara ve tekrar hisse senetlerine alımlar geldi. Altın ve Bitcoin ise ciddi şekilde yükseliş kaydetti.
Aslında kriz tam olarak bitmiş değil. Bankaların piyasadan bulacakları faiz ile merkez bankasının risksiz faizi arasındaki farkı anlatan "FRA-OIS Spread"leri pazartesi günü ABD'de 2020 krizinde görülen seviyelere tırmandı. Yani bankalar piyasadan düşük faiz bulamıyor ya da daha net ifadeyle bankalar hala birbirine tam güvenmediği için kimse kimseye borç para vermek istemiyor.
Şimdi gözler bugün Türkiye saatiyle 15.30'da açıklanacak ABD enflasyon verisine çevrildi. Piyasada genel beklenti yıllık enflasyonun yüzde 6 civarında açıklanması yönünde. Bir önceki ay yıllık enflasyon yüzde 6,4 olarak belirlenmişti. Enflasyon beklentiler dahilinde ya da beklenenin altında gelirse, Fed enflasyonla mücadele için sert faiz artışlarına ihtiyaç duymayacak. Böylece piyasalarda olumlu hava devam edebilir. Ancak tam tersine beklentilerin hele de bir önceki ayın üzerinde bir enflasyon açıklanması senaryosunda ise Fed gerçekten zor bir durumda kalacak. Çünkü enflasyonu durdurmak için sert faiz artışları yapmak gerekecek. Ancak henüz tam olarak yatışmamış bir bankacılık krizinin ortasında faiz artırımı daha da sıkıntılı bir durumun oluşmasına yol açabilir.