Çin'de kabine işlevini yerine getiren Devlet Konseyi'nden yapılan açıklamada, emeklilik yaşının 2021-2025 yıllarını kapsayan 14. Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminin sonundan itibaren "aşamalı olarak öteleneceğini" bildirdi.
Çin'de kabine işlevini yerine getiren Devlet Konseyi'nden yapılan açıklamada, emeklilik yaşının 2021-2025 yıllarını kapsayan 14. Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminin sonundan itibaren "aşamalı olarak öteleneceğini" bildirdi.
Ülkede halen emeklilik yaşı sınırı erkeklerde 60, kadınlarda ise işçi sınıfında 50, ofis çalışanlarında 55 olarak uygulanıyor. Söz konusu yaş sınırları Çin Halk Cumhuriyeti'nin (ÇHC) kuruluşunu izleyen yıllardan bu yana hiç değişmedi. ÇHC'nin kurulduğu 1949 yılında ülkede ortalama yaşam beklentisi 35 iken 2019 yılında 77,3'e kadar çıktı.
Devlet Konseyi açıklamasında, değişikliklere ilişkin somut bilgi vermezken sosyal güvenliğin geliştirileceği, emeklilik maaşı ve genel sağlık sigortasının geliştirilerek daha fazla insanı kapsayacak hale getirileceği kaydedildi. Çin'de emeklilik sistemi halen yalnızca kamu sektörü çalışanları ile bazı özel sektör kurumunda çalışanları kapsıyor.
NÜFUS ARTIŞ HIZINDAKİ DÜŞÜŞ ÇALIŞAN NÜFUSUN PAYINI AZALTIYOR
Doğum oranları ile ölüm oranları arasındaki farkın 1998'den bu yana yüzde 1'in altında olduğu Çin'de nüfus artış hızı giderek düşüyor. Çin'de 2020 sonunda yapılan 10 yıllık nüfus sayımı sonuçlarına göre, ana kara nüfusu, 10 yılda yaklaşık 72 milyon artarken, yıllık ortalama artış binde 5,3 olmuştu. Nüfus artış hızı, önceki 10 yıla göre binde 0,4 azalmıştı.
2020 sayımı sonuçlarına göre Çin nüfusunun yüzde 17,95'ini 0-14 yaş, yüzde 63,35'ini 15-59 yaş ve yüzde 18,70'ini 60 ve üzeri yaştakilerin oluşturduğu bildirilmişti.
Toplam nüfus içinde 0-14 yaş grubunun payı önceki 10 yıla göre yüzde 1,35 artarken, çalışma çağındaki 15-59 yaş nüfusun payı yüzde 6,79 azalmıştı. 60 yaş üzeri yaşlı nüfusun payı ise yüzde 5,44 artmıştı.
Çalışma çağındaki nüfusun toplam nüfus içinde azalması, buna karşılık bakıma muhtaç yaşlı nüfusun artması, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği açısından kuşkuların dile getirilmesine yol açmıştı.