Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki yüzlerce Filistinli aile, yıllardır evlerini kaybetme korkusu yaşıyor. İsrail'in Yahudi yerleşimciler lehine tahliye etmek istediği evlerden biri de 70 yıldır hayatını burada sürdüren Fatma Salim'e ait.
Salim'in anne-babası İsrail'in kurulduğu 1948'den önce Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yaşıyordu. Fatma Salim, 1952'de bu evde dünyaya geldi. Fatma, 5 erkek ve 2 kız kardeşi burada büyüdü. Fatma Salim evlendikten sonra da ailesi ve erkek kardeşi Casir ile aynı evde kalmaya devam etti.
Filistinli yaşlı kadın, İsrail'in kendisini zorla çıkarmaya çalıştığı, hatıralarıyla dolu evinin hikayesini anlattı.
"TÜM HATIRALARIMIZ BU EVDE"
Fatma Salim, ömrünün burada geçtiğini, felçli babasına burada baktığını, onu hastaneye götürdüğünü, ardından önce babasının, altı ay sonra da annesinin cenazesinin bu evden çıktığını söyledi.
Evlendikten sonra da burada yaşamaya devam ettiğini ve çocuklarının bu evde doğduğunu belirten Salim, "Tüm hatıralarımız bu evde. Annemle babamla burada yaşadım. Yemek yedikleri yeri hatırlıyorum. Evin her köşesinde onları, çocuklarımın küçüklüğünü, yürüdüklerini hayal ediyorum." dedi.
İSRAİL'İN 1967'DE KUDÜS İŞGALİYLE FİLİSTİNLİLERİN SIKINTILARI BAŞLADI
Doğu Kudüs'teki diğer Filistinliler gibi Fatma Salim ve ailesinin dertleri de İsrail'in 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın ardından Ürdün idaresindeki Doğu Kudüs'ü işgal etmesiyle başladı.
İsrailli yerleşimcilerin 1970'lerde Doğu Kudüs'teki mülkleri ele geçirme çabasına girdiğini söyleyen Salim, ev üzerinde hak iddia eden bir İsraillinin avukatına iki ayda bir kira ödediklerini ifade etti.
Beş yıl önce avukatın kira almaya gelmediğini ve evlerine "tahliye emri" geldiğini dile getiren Salim, "Kira alacaklarsa alsınlar, ama bizi 70 yıldır yaşadığımız evden atmaya, bizi zorla çıkarmaya hakları yok." ifadesini kullandı.
"BURASI BİZİM EVİMİZ VE BİZİM HAYATIMIZ"
İsrail yargısı, Salim ailesinin 29 Aralık 2021'de evden çıkması yönünde karar vermişti ancak sonrasında aile avukatının itirazı üzerine İcra Mahkemesi kararı süresiz erteledi. Fatma Salim, buna rağmen kısa süre önce iki ay içinde evden çıkmaları yönünde bir uyarı aldıklarını söyledi.
İsrailli yerleşimcilerin eve ilişkin tapuları olduğunu öne sürdüğünü aktaran Fatma Salim, "Ne olursa olsun buradan çıkmayacağız. Burası bizim evimiz ve bizim hayatımız. Burada yaşadık, çocuklarımız burada doğdu ve tüm hayatımız burada geçti. Her santiminde hatıramız var. Benim buradan ayrılmam imkansız." diye konuştu.
ŞEYH CERRAH'TAKİ HASSAS DURUM
Şeyh Cerrah Mahallesi, üç dinin kutsal mekanlarına ev sahipliği yapan Eski Şehir'e yakınlığıyla Yahudi yerleşimcilerin hedefi halinde.
Şeyh Cerrah'ta yaşayan Filistinlilerin evlerinden çıkartılma çabası 2021 yazında dünya gündemine damgasına vurdu. Doğu Kudüs'te Filistinlilerin maruz kaldığı tehcir, tüm Filistin coğrafyasında toplumsal tepki ve Gazze savaşıyla sonuçlandı.
Filistinlilerin evlerinden tahliyelerine karşı ABD, İngiltere ve Avrupa Birliğinin "barış umutlarını yok ettiği" yönündeki uyarıları İsrail'in yerleşimciler lehine yargı kararları ve bürokratik adımlarına engel olmadı.
Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki birçok Filistinli hala evlerinden zorla çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya.
"ÇOCUKLARIM İÇİN KORKUYORUM"
Fatma Salim, evinin karşısındaki bir Filistinlinin evine yerleşen İsrailli yerleşimcinin beraberindeki grupla kendilerini neredeyse her gün taciz ettiğini söyledi.
Yerleşimcinin evin önündeki küçük toprak parçasını ele geçirmeye çalıştığını aktaran Filistinli kadın, ailesiyle dayanışma gösteren aktivistlerle bu alana tel çektiklerini belirtti.
Evlerinden çıkarılma tehdidinin etkilerine değinen Salim, "Evet, korktuğum doğru. Bunu size söylemek hoşuma gitmiyor. Allah bana güç verir ama çocuklarım için korkuyorum. Geceleri oğlumla oturup evin etrafındaki kameraların görüntülerini izliyoruz, sonra yorulup uyuyakalıyoruz." dedi.
"VURSALAR DA KESSELER DE EVİMDE KALACAĞIM"
Yaşlı kadın, büyük oğlunun içinde bulundukları durum karşısında evde kendisini yalnız bırakmamak için herhangi bir işte çalışamadığını ekledi.
Evini korumak konusunda sonuna kadar mücadeleye kararlı olduğunu ve bu yolda ölümü göze aldığını belirten Salim, sözlerini şöyle noktaladı:
"Korkuyorum ama onlardan değil nereye gideceğimden. Tüm ülkelere, bize yardım etmeleri, evimizden atılırsak bir yuva bulmaları için sesleniyorum. Kolay vazgeçmeyeceğiz. Toprağımızda ve evimizde kalacağız. Beni zorla evimden atmaya çalışıyorlar ama asla vazgeçmeyeceğim. Beni vursalar da kesseler de evimde kalacağım, başka seçeneğim yok."
İSRAİL'DEKİ İKİ KRİTİK YASA
İsrail'in 1948'de tarihi Filistin topraklarında kurulmasıyla Doğu Kudüs'te yaşayan Yahudiler İsrail tarafına geçti. Topraklarını terk eden Filistinliler de o dönem Ürdün idaresindeki bölgelere göç etmek zorunda kaldı.
Tel Aviv yönetimi, 1950'de çıkardığı "Gaiplik Yasası" ile Ürdün idaresindeki bölgelere yerleşen Filistinlilere ait tüm mülkleri istimlak etti ve bunları Doğu Kudüs'ten göç eden Yahudilere verdi.
Ürdün idaresindeki Doğu Kudüs ve Batı Şeria'yı 1967'de işgal eden İsrail, ardından 1970'te çıkardığı yeni bir yasayla Yahudilere Doğu Kudüs'teki mülkleri geri alma hakkı tanıdı. Ayrıca sahibi bulunamayan taşınmazları da yine "Gaiplik Yasası" üzerinden istimlak etti.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te istimlak edilen mülkler, İsrail devleti tarafından Yahudi Ulusal Fonu gibi yerleşimci örgütlere veya şahıslara satıldı.
Hak örgütlerine göre, İsrail bürokrasisindeki işlemlerden habersiz Filistinliler, kuşaklardır yaşadıkları evlerin, yerleşimci örgütlerine veya şahıslara devlet eliyle satıldığını kapılarına gelen tahliye emirleriyle öğrendi.
Şeyh Cerrah'ta işgal altında yaşayan yüzlerce Filistinli, 1980'lerden bugüne İsrail bürokrasisi ve yargısı karşısında evlerinde kalma mücadelesini sürdürüyor.