NASA'nın 12 Temmuz günü paylaştığı uzay fotoğrafları tabiri caizse dünyanın nefesini kesti. James Webb Uzay Teleskobu'nun çektiği ilk fotoğraflar arasından seçilen beş kare, evreni daha önce hiç görmediğimiz şekilde görmemizi sağladı. Üstelik teleskobun uzayın derinliklerini inceleme konusunda insanlık için ne kadar önemli bir rol oynayabileceğinin de göstergesi oldu.
Peki bu fotoğraflardan neler öğrendik? İşte beş fotoğraftan çıkan beş önemli gerçek...
1) TELESKOP GERÇEKTEN ÇOK İYİ ÇALIŞIYOR
NASA'nın James Webb'den önce kullandığı Hubble Uzay Teleskobu'ndan gelen bulanık görüntüler, gelişmiş bilimsel araçların her zaman hedeflendiği kadar iyi çalışmayabileceğine işaret ediyordu. Astronotlar defalarca Hubble'ı ziyaret edip çeşitli tamiratlar gerçekleştirdi. Ancak James Webb gezegenimize Hubble'a kıyasla çok daha uzakta olduğundan, benzer bir sorunun yaşanması halinde tamir seçeneği söz konusu olamayacaktı.
Fırlatmanın öncesinde ve sonrasında büyük heyecan ve endişe yaşandı. Teleskop yerine yerleştikten sonra aynaları ve güneş kalkanları da benzer heyecanlara sebep oldu. Nihayetinde bilim insanları teleskobun düzgün çalışıp çalışmadığını test etme noktasına geldi. Ve James Webb testlerden "yıldızlı pekiyi" ile geçti!
Operasyon projesinden sorumlu bilim insanı Dr. Jane Rigby, 12 Temmuz günü düzenlenen basın toplantısında, teleskobun çektiği ilk kristal netliğindeki görüntüleri gördüğü anları şöyle anlattı:
"Çok duygulandım, 'Aman Tanrım, çalışıyor' dedim. Üstelik düşündüğümüzden de iyi çalışıyor."
Güneyli Halka Nebulası, kızılötesi ve yarı kızılötesi görüntüleri
Rigby'nin bu hissiyatı yüzlerce bilim insanı tarafından kaleme alınan ve salı günü çevrimiçi olarak yayımlanan bir makaleye de şu satırlarla yansıdı: "Teleskop ve aygıt süiti, dünyaya yakın asteroidlerden en uzak galaksilere kadar tüm evrenle ilgili gözlem kaynaklı bilgilerimizi dönüştürmek için gerekli hassasiyeti, istikrarı, görsel kalitesini ve spektrum aralığını ortaya koymuştur."
Bilimsel araştırmalar şimdiden başlamış durumda. Webb çağını başlatmak üzere Erken Yayın Bilim Programları adı altında 13 proje seçildi. Bu projeler Güneş Sistemi, galaksiler ve intergalaktik uzay, dev kara delikler ve yaşadıkları galaksiler ve yıldızların evrimi gibi çok farklı kategorilerde yer alıyor.
Rigby, "Bugünden itibaren bilimsel çalışmaların sonuçları peş peşe gelecek" diye konuştu.
2) EVRENİN GEÇMİŞİNDE HİÇ GİTMEDİĞİMİZ KADAR GERİYE GİDECEĞİZ
ABD Başkanı Joe Biden'ın 11 Temmuz günü paylaştığı ilk Webb teleskobu fotoğrafı, NASA yetkilileri ve astronomlar tarafından, evrenin bugüne kadar kaydedilmiş en derinlikli görüntülerinden biri olarak nitelendirildi. Muhtemelen önümüzdeki dönemde NASA'nın bilgisayarlarından yeni görüntüler çıktıkça bu derinlik daha da artacak.
SMACS 0723 adı verilen bir uzak yıldız kümesine ait fotoğraf sayesinde, gökyüzünde birçok başka uzak galaksinin var olduğunu anlamış olduk. Bu galaksilerden gelen ve yıldız kümesinin çekim alanı sayesinde görüntüye giren ışıkların yaşı 13 milyar yıldan fazla.
SMACS 0723
Astronomların teorileri, en uzaktaki en erken yıldızların, bugün gördüğümüz yıldızlardan farklı olabileceğine işaret ediyor. Şöyle ki ilk yıldızlar Büyük Patlama'dan geriye kalan saf hidrojenden ve helyumdan oluşuyordu ve Güneş'ten kat kat fazla büyüyebiliyordu. Bu yıldızlar kısa süre içinde çöküp bugün birçok galaksinin merkezinde bulunan dev kara deliklere dönüşüyorlardı.
3) UZAK GEZEGENLERİN ATMOSFERLERİNDE NE OLDUĞUNU ANLAYABİLECEĞİZ
Salı günü dünyayla paylaşılan görüntülerden biri de Jüpiter büyüklüğündeki bir ötegezegen olan WASP-96b'nin tayfıydı. 1120 ışık yılı uzaklıktaki yıldızının önünden geçen WASP-96b'nin görüntüsü bizi çok heyecanlandırmadı ama Baltimore'da bulunan ve Webb teleskobunu yönetim merkezi olan Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü'ndeki astronomların nefesinin kesilmesine ve alkışlamasına neden oldu.