BEN-GVIR'İN SİCİLİ KİRLİ!
Öte yandan aşırı sağcı Ben-Gvir, siyasi sicilinde İsrail'de de yasaklanan Yahudi üstünlükçü terör örgütü Kah hareketinin bir üyesi olarak tanınıyor ve tartışmalı bir figür olarak kabul ediliyor. Bakan olduktan sonra da Filistinlilere karşı şahin söylem ve uygulamalarıyla tanınan Ben-Gvir, Mescid-i Aksa'nın Yahudileştirilmesi ve burada İsrail'in egemenlik kurması gerektiği yönünde açıklamalar yapmıştı.
MÜSLÜMANLARIN İLK KIBLESİ
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetüs Sahra'nın yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.
İNTİFADANIN İLK KIVILCIMI MESCİD-İ AKSA
İsrail'in eski Başbakanı Ariel Şaron'un, 2000 yılında yüzlerce korumasıyla Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmesi Filistin topraklarında birkaç yıl devam eden ikinci intifadanın ilk kıvılcımı olmuştu.
Ürdün, 1994'te İsrail ile imzaladığı Vadi Araba Anlaşması uyarınca Kudüs'teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor.
2013'te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmaya göre, Kudüs ve oradaki kutsal mekanların savunulması ve vesayet hakkı da Ürdün'e verildi.
Anlaşmaya göre Mescid-i Aksa; Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa'yı ziyaret eden Yahudiler, 2003'ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail'in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa'da "sadece Müslümanların ibadet edebildiği diğer dinlerin mensuplarınınsa sadece ziyaret edebileceği" tarihi statükonun korunduğunu savunuyor.
Ancak fanatik Yahudi yerleşimcilerin İsrail polisi korumasında Aksa'ya düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüelleri yerine getirmeleri sıkça kameralara yansıyor.