Kraliyet Hava Kuvvetlerinin, Yemen'de Husiler tarafından kullanılan askeri tesislere "hedefli saldırılar" düzenlediğini belirten Sunak, son aylarda Husilerin Kızıldeniz'de ticari gemiciliğe karşı bir dizi tehlikeli ve istikrarı bozucu saldırı gerçekleştirerek İngiltere ve diğer uluslararası gemileri tehdit ettiğini, hayati ticaret rotasında büyük aksamalara yol açtığını ve emtia fiyatlarını yükselttiğini kaydetti.
Söz konusu eylemleri "pervasız" olarak niteleyen Sunak, bu eylemlerin denizde hayatları riske attığını ve Yemen'deki insani krizi daha da kötüleştirdiğini ifade etti.
BAĞLANTILI HEDEFLERE "GEREKLİ VE ORANTILI" EYLEMDE BULUNDUKLARINI SAVUNDU
Başbakan Sunak, uluslararası toplumun defalarca yaptığı uyarılara rağmen Husilerin Kızıldeniz'de bu hafta İngiltere ve ABD savaş gemilerine yönelik saldırılar düzenlemeye devam ettiğini anımsatarak, şu ifadelere yer verdi:
"Bu kabul edilemez. İngiltere her zaman seyrüsefer özgürlüğünü ve ticaretin serbest akışını savunacaktır. Bu nedenle, Husi askeri kabiliyetlerini zayıflatmak ve küresel deniz taşımacılığını korumak amacıyla ABD ile birlikte Hollanda, Kanada ve Bahreyn'in operasyonel olmayan desteğiyle, bu saldırılarla bağlantılı hedeflere karşı meşru müdafaa kapsamında sınırlı, gerekli ve orantılı eylemde bulunduk.
Kraliyet Donanması, Husilerin saldırganlığını caydırmak üzere çok uluslu Refah Muhafızı Operasyonu kapsamında Kızıldeniz'de devriye gezmeye devam ediyor ve onları (Husileri) saldırılarını durdurmaya ve gerilimi azaltacak adımlar atmaya çağırıyoruz."
HUSİLER'DEN ABD VE İNGİLTERE'YE KARŞI SALDIRI
Yemen'deki Husiler, ABD ve İngiltere'nin düzenlediği saldırılara yanıt olarak Kızıldeniz'de ABD ve İngiliz savaş gemileri ve üslerine saldırılar düzenlemeye başladıklarını duyurdu.
"KIZILDENİZ'DEKİ ABD-İNGİLİZ SAVAŞ GEMİLERİNİ HEDEF ALDIK"
Husilerin siyasi büro üyesi Ali el-Kahhum, X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, "Yemen'in yanıtı (ABD ve İngiltere'ye) gecikmedi. Yemen silahlı kuvvetleri, Kızıldeniz'deki ABD-İngiliz savaş gemileri ile askeri bölge ve üslerine güçlü bir şekilde karşılık veriyor." ifadelerine yer verdi.
Husilerin sözde hükümetindeki Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin el-İzzi de X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, "Ülkemiz, ABD ve İngiliz gemileri, denizaltıları ve savaş uçakları tarafından büyük bir saldırıya maruz kaldı. Hiç şüphesiz ABD ve İngiltere, bu bariz saldırganlığın tüm vahim sonuçlarına ağır bir bedel ödemeye hazırlanmak zorunda kalacak." ifadelerini kullandı.
Husilere bağlı SABA haber ajansı da haberinde başkent Sana, Hudeyde, Sada ve Zemar kentlerinin "ABD saldırganlığına" maruz kaldığı bilgisini paylaştı.
Yemen'deki yerel kaynaklar, ABD ve İngiliz savaş uçakları gece saatlerinde Yemen'in Sana, Hudeyde ve Taiz kentlerinde bazı noktalara hava saldırısı düzenlediğini duyurmuştu.
Saldırılara ilişkin detaylı bilgi paylaşılmazken, düzenlenen hava saldırılarına ilişkin sosyal medya hesaplarından görüntülere yer verilmişti.
DEMOKRATLARDAN BIDEN'A TEPKİ: ANAYASAYA AYKIRI
Yemen'e saldırı ABD'yi karıştırdı. Capitol Hill'deki çok sayıda Demokrat, Yemen'deki Husi hedeflerine kongre onayı olmadan düzenlediği hava saldırılarının anayasaya aykırı olduğunu belirterek Biden'a tepki gösterdi.
Temsilci Ro Khanna, "Başkanın, Yemen'deki Husilere karşı bir saldırı başlatmadan ve bizi başka bir Orta Doğu çatışmasına dahil etmeden önce Kongre'ye gelmesi gerekiyor. Bu Anayasanın 1. maddesidir. Beyaz Saray'da Demokrat ya da Cumhuriyetçi olmasına bakmaksızın bunu savunacağım." ifadelerini kullandı.
HUSİLERDEN YENİ AÇIKLAMA: BARBARLIĞA KARŞILIK VERECEĞİZ
Yemenli Husilerin Yüksek Siyasi Konseyi Üyesi Muhammed Ali El Husi "Amerikan-İngiliz bombardımanı barbarcadır ve buna karşılık vereceğiz." şeklinde konuştu.
HİZBULLAH VE FİLİSTİN İSLAMİ CİHADI'NDAN PEŞ PEŞE AÇIKLAMALAR
İran, Hizbullah ve Filistin İslami Cihadı (PIJ), Yemen'e yönelik saldırıları kınayan ayrı açıklamalar yayımladı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasser Kanani ABD ve İngiltere ortaklığında yapılan saldırıların Yemen'in toprak bütünlüğünün ve uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini söyledi ve şöyle konuştu:
Bu saldırılar, siyonist rejimin Filistin halkına ve kuşatma altındaki Gazze vatandaşlarına karşı işlediği savaş suçlarına ABD ve İngiltere'nin yaklaşık son 100 günde tam destek verme çabası içinde gerçekleşiyor.
Hizbullah ise "Amerikan saldırganlığı, ABD'nin siyonist düşmanın Gazze ve bölgede işlediği trajedi ve katliamlarda tam bir ortak olduğunu bir kez daha doğrulamaktadır" açıklamasını yaptı.
Filistin İslami Cihad Hareketi ise "Bu saldırı, Amerikan yönetiminin Gazze'deki Filistin halkına karşı soykırım savaşı yürüttüğünü doğruluyor" dedi.
Açıklamada, ayrıca, "Arap ve İslam milletini, Gazze'yi ve Filistin'deki Müslümanların kutsal mekanlarını savunmak için ayaklanan Yemen'e yönelik saldırıyı reddetmek için harekete geçmeye çağırıyoruz" ifadelerine yer verildi.
"GAZZE'DE SALDIRGANLIK SONA ERENE KADAR İSRAİL GEMİLERİNİ HEDEF ALACAĞIZ"
Husi Ensarullah Sözcüsü ABD ve İngiltere'nin saldırıları hakkında El Cezire'ye konuştu ve şu ifadeleri kullandı:
Gazze'ye yönelik saldırganlık sona erene kadar oraya giden İsrail gemilerini hedef almaya devam edeceğiz.
Silahlı kuvvetler ilk müdahaleyi gerçekleştirdi, biz de müdahaleyi çok yakında genişleteceğiz.
Düşmanlıklar bitene kadar kendilerine doğru gelen İsrail gemilerini hedef almaya devam edeceğiz.
Yemen'in tutumu etkili oldu, bu da Amerika'nın bize karşı ittifak ilan etmesine yol açtı.
Bize yapılan baskınlarda ciddi bir hasar yok.
Koalisyona katılan ülkelerle temasa geçtik ve onlar da bize saldırıya katılmadıklarına dair güvence verdiler.
Amerikan-İngiliz bombardımanında şehit ve yaralılar var, biz bunların sayımına çalışıyoruz.
Husilerin askeri sözcüsü, ABD ve İngiltere'nin düzenlediği saldırıda 5 kişinin hayatını kaybettiğini 6 kişinin ise yaralandığını bildirdi.
RUSYA: YEMEN'E SALDIRI BM GÜVENLİK KONSEYİ KARARLARINI SAPTIRMANIN ÖRNEĞİ
Rusya, ABD ve İngiltere'nin Yemen'e yönelik saldırılarının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve Husilerin nakliye hatlarına yönelik saldırılarını durdurmasını talep eden BM Güvenlik Konseyi kararından yanlış şekilde faydalandığını söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, "ABD'nin Yemen'e yönelik hava saldırıları, Anglo-Saksonların BM Güvenlik Konseyi kararlarını saptırmasının bir başka örneğidir" dedi.
Zakharova, saldırıların "uluslararası hukuka tamamen hiçe sayıldığını" gösterdiğini ve "bölgedeki durumu tırmandırdığını" söyledi.
AB KIZILDENİZ'E SAVAŞ GEMİSİ GÖNDERİYOR
ABD merkezli yayın kuruluşu Politico Avrupa Birliği (AB), Husi saldırılarıyla mücadele için Kızıldeniz'e en az 3 savaş gemisi göndermeyi planladığını iddia etti. Politico'nun AB Dış İlişkiler Servisine ait belgeye dayandırdığı haberine göre AB, "Kızıldeniz'den Körfez'e kadar daha geniş alanda faaliyet gösterecek yeni bir AB operasyonu oluşturmayı" hedefliyor.
Şubat sonu başlayacağı tahmin edilen operasyon kapsamında "en az bir yıl süreyle çoklu görev kabiliyetine sahip en az 3 savaş gemisinin" bölgeye gönderileceği öne sürüldü.
Fransa liderliğinde Körfez Bölgesi, Hürmüz Boğazı ve Umman Denizi'ni kapsayan bölgede yapılan ortak gözetleme operasyonu Agenor'u temel alacak operasyona AB ülkelerinden Belçika, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya, Hollanda, Norveç ve Portekiz'in de katılacağı iddia edildi.
BM'DEN TARAFLARA ÇAĞRI
BM Genel Sekreteri, Kızıldeniz'de gemilerini koruyan ülkelere uluslararası hukuka uyma çağrısında bulunarak, tüm taraflardan durumu kötüleştirebilecek adımlardan kaçınmasını istedi.
KIZILDENİZ'DE YAŞANANLAR
Son dönemlerde Yemen'deki Husilerin, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına karşılık ticari gemilere yönelik eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı almıştı.
Pentagon, 6 Aralık 2023'te Yemen'deki Husi güçlerinin Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası "Deniz Görev Gücü" kurulması için görüşmeler yaptıklarını bildirmiş, 18 Aralık'ta da "Refah Muhafızı Operasyonu" adında çok uluslu misyon oluşturulduğunu duyurmuştu.
Husilerin saldırıları, Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'sinin yapıldığı Süveyş Kanalı'ndan geçişleri tehlikeye atarken, Kızıldeniz'de ticari gemilerin uğradığı saldırılar ve şirketlerin pes peşe aldığı kararlar, küresel ekonomide yeni bir "tedarik zinciri krizi"nin başlayacağına ilişkin endişeleri artırmıştı.