Yunanistan'ı da arkasına alan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, yabancı şirketlerle anlaşma yaparak sondaj çalışmaları için sözde ruhsatlar verdi.
Tek taraflı adımlarla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ve Türkiye'nin kıta sahanlığındaki haklarını hiçe saydı.
Doğu Akdeniz'deki enerji dengeleri son dönemde yaşanan gelişmelerle yeni bir boyut kazandı.
Rum yönetimi, ilk hayal kırıklığını 10'uncu parseldeki sondaj projesini Nisan'da birkaç aylığına erteleme kararı alan ExxonMobil ile yaşadı.
FRANSIZ VE İTALYAN ŞİRKETLER FAALİYETLERİNİ DURDURDU
Ardından Fransız Total ve İtalyan ENI şirketinden oluşan konsorsiyum kesin olarak 6'ncı parseldeki faaliyetlerini durdurdu.
3 şirket de kararın gerekçesi olarak koronavirüs salgını ve enerji fiyatlarındaki düşüşü gösterdi.
Gelişmeler Rumlarda soğuk duş etkisi yaptı.
Rum yönetimi Enerji Komitesi Başkanı Andreas Kiprianu sondaj faaliyetlerinin en iyimser tahminle 2021 yılının Eylül ayına kadar erteleneceğini açıkladı.
Uzmanlar, petrol fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi halinde bu sürenin daha da uzayabileceğini belirtiyor.
Şirketler sondaj faaliyetlerini durdurmalarına enerji fiyatlarındaki düşüşü gerekçe gösterse de Türkiye'nin bölgedeki kararlı tutumu, bu tek yanlı faaliyetlerin daha fazla sürdürülemeyeceğinin en önemli göstergesiydi.
TÜRKİYE SOMUT ADIMLARLA KARŞILIK VERDİ
Türkiye'siz Doğu Akdeniz projelerinin geçersiz olduğu defalarca vurgulandı.
Türkiye, Avrupa Birliği şemsiyesi altına sığınan Atina ve Rum yönetiminin emellerine karşı somut adımlar attı.
İlk olarak filosundaki sismik araştırma gemleri Barbaros ve Oruç Reis'in yanına iki sondaj gemisi ekledi.
Fatih ve Yavuz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin verdiği yetki ile vakit geçirmeden bölgedeki faaliyetlerine başladı.
Türkiye bununla da yetinmedi ve filosuna üçüncü sondaj gemisi olan Sertao'yu kattı.
Son derece yüksek donanımlı gemilerin güvenliği için KKTC'deki Geçitkale Havalimanı insansız hava araçlarının faaliyetlerine tahsis edildi.
Tamamen yerli imkanlarla üretilen İHA'lar buraya konuşlandırıldı.
LİBYA ADIMI
Türkiye'yi saf dışı bırakmak için Avrupa'ya gaz sevk etmesi amaçlanan denizaltı boru hattı projesi EastMed projesi ortaya atıldı.
Türkiye'nin kıta sahanlığını ihlal eden ütopik projeye Ankara kayıtsız kalmadı, Libya'daki meşru hükümet ile deniz yetki alanı anlaşması imzaladı.
Bu anlaşma ile zaten hayal olan Eastmed projesi geçersiz oldu.
Rumların anlaştığı şirketlerin de tek tek çalışmalarını durdurması ile Türkiye bölgede faaliyet yürüten tek ülke olarak Doğu Akdeniz'in hakimi oldu.