Ebu Adrus, insanların hastaneden güvenli şekilde çıkılmasına izin verildiğine ilişkin söylemler hakkında, "İnsanların hastaneden ayrılmalarına izin verildiğini söylüyorlar ama kendi gözlerimizle gördüğümüz buna izin verilmediği. 2 kişi hastaneden ayrıldı ve öldürüldüler. Kimse de onlara yardım edemiyor çünkü çıkarlarsa onlar da öldürülecek. Hastaneden ayrılmak güvenli diyebilirler ama gözlerimizle gördüğümüze göre, güvenli değil." ifadelerini kullandı.
"SÜREKLİ BOMBARDIMAN ALTINDAYIZ"
ICRC'nin bölgeye gelmesiyle onların eşliğinde doktorlar ve hastalar olarak hastaneden ayrılabileceklerini belirten Ebu Adrus, "İletişim, internet ya da hastane çevresinde ne olduğunu öğrenebileceğimiz herhangi bir şey yok. Hastanenin 100 metre çevresinde bile ne olduğunu bilmiyorum. Sürekli bombardıman var. Çok zor şartlar altındayız. Dünyada kimse bizi umursamıyor, lütfen tıbbi personel ve hastalar için güvenli bir koridor sağlayın." dedi.
Ebu Adrus, her gün bebeklerin ölmeye devam ettiğine işaret ederek, hasta ve doktorların hastaneden ayrılabilmesi için hastane yönetiminin İsrail ordusuyla müzakere ediyor olabileceğini ancak detaylara hakim olmadığını dile getirdi.
Nasr Hastanesinde bulunan Doktor Muhammed de Şifa Hastanesindeki meslektaşlarıyla olabildiğince iletişimde kalmaya çalıştığını anlatarak, "İsrail ordusu tarafından etrafları sarılmış durumda, herkesi vuruyorlar. Hastanede birçok ölü ve yaralı var ancak onlara ulaşamıyoruz." diye konuştu.
Muhammed, Şifa Hastanesinde 650 hastanın olduğunu belirterek, "Onlara ulaşamıyoruz, oraya giden güvenli bir yol yok. Orada 140 doktor, 200 hemşire ve 2 bin 500 insan var ve Şifa Hastanesinin dışına çıkamıyorlar." ifadesini kullandı.
Nasr Hastanesinde de birçok ambulans olduğunu ve çok sayıda sivilin saldırıya uğrayarak geldiğini söyleyen Muhammed, Şifa Hastanesinde farklı bölümlere her saat saldırıldığını ve kardiyoloji bölümünün de bugün hedef alındığını söyledi.
AB, GAZZE'DE ÇATIŞMALARA DERHAL ARA VERİLMESİ ÇAĞRISINDA BULUNDU
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in AB adına yaptığı açıklamada, "AB, Gazze'de derinleşen insani kriz konusunda ciddi endişe duymaktadır. AB, insani yardımın Gazze halkına güvenli şekilde ulaşabilmesi için çatışmalara derhal ara verilmesi, sınır geçişlerinde kapasitenin arttırılması ve özel bir deniz yolu da dahil olmak üzere insani yardım koridorlarının oluşturulması çağrılarına katılmaktadır." ifadesi yer aldı.
İsrail'in "uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuka uygun olarak" kendini savunma hakkı bulunduğu açıklamada, "AB, insani yardım koridorları ve insani ihtiyaçlara yönelik duraklamalar dahil olmak üzere gerekli tüm tedbirlerin alınması yoluyla insani yardımların muhtaç durumdakilere hızlı, güvenli ve engelsiz bir şekilde ulaştırılması çağrısında bulunur." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, tüm rehinelerin serbest bırakılması için Hamas'a yapılan çağrı yinelendi, hastanelerin ve sivillerin canlı kalkan olarak kullanılamayacağı belirtildi ve şöyle devam edildi:
"Sivillerin çatışma bölgesini terk etmelerine izin verilmelidir. Bu çatışmalar hastaneleri ciddi şekilde etkilemektedir ve sivillerle sağlık personeline korkunç zarar vermektedir. AB, uluslararası insancıl hukukun hastanelerin, tıbbi malzemelerin ve hastanelerdeki sivillerin korunmasını şart kıldığını vurgulamaktadır. Ayrıca hastanelere en acil tıbbi malzemelerin derhal sağlanması ve acil tıbbi bakıma ihtiyaç duyan hastaların güvenli bir şekilde tahliyesi gerekmektedir. Bu bağlamda İsrail'i sivillerin korunmasını sağlamak üzere azami itidal göstermeye çağırıyoruz."
İSRAİL'İN GAZZE'YE SALDIRILARINDA SON DURUM
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı.
İsrail, 7 Ekim'den bu yana 43'ü Gazze Şeridi içindeki çatışmalarda olmak üzere 361'i asker 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu. İsrail'e göre, Kassam Tugayları'nın elinde 239 İsrailli esir bulunuyor.
Gazze'deki hükümete göre ölenlerin sayısı 11 bin 180'i aştı, bu kişilerin en az 4 bin 609'unu çocuklar ve 3 bin 100'ünü kadınlar oluşturuyor.
Batı Şeria ve Kudüs'te de İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 186 Filistinliyi öldürdü. İsrail ordusu, Gazze'de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana yaşanan çatışmalarda 73 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü.