Son dönemde marketlerde kilogramı 30 TL'yi geçen domates ve biber, 20 TL'yi geçen salatalık fiyatları vatandaşı çileden çıkardı. Büyük tepkilere yol açan fiyatların arka planını araştırdık.
Son dönemde marketlerde kilogramı 30 TL'yi geçen domates ve biber, 20 TL'yi geçen salatalık fiyatları vatandaşı çileden çıkardı. Büyük tepkilere yol açan fiyatların arka planını araştırdık.
Türkiye'de örtü altı üretimin merkezi olan Antalya'da özellikle hal fiyatları arasındaki dengesizlik dikkat çekiyor. Eskiden aynı cins ürünün iki kalitesi arasında fiyat farkı 2-3 TL'yi geçmezdi.
Şimdi bu ürünlerin fiyatları arasındaki makas 15 kata yaklaştı. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından günlük yayımlanan hal fiyatlarına göre, halde en düşük dolmalık biber fiyatı 2 TL iken, en yüksek fiyat bunun 15 katı.
Yani 30 TL. Yine cin biberin en düşük fiyatı 15 TL. En yüksek fiyat ise bunun 4 katı. Sivri biber ve uç biberde de iki fiyat arasında uçurum var. Öyle ki, her iki üründe de en düşük fiyat 4 TL iken, en yüksek fiyat 30 TL'ye çıkıyor.
ARADAKİ MAKAS ÇOK AÇIK
Fiyatlar arasındaki uçurum domateste de görülüyor. Dökme domatesin kilogramını 2.5 TL'den de bulabiliyorsunuz, 16 TL'den de... Aynı şekilde çeri domatesin en düşük fiyatı 7 TL iken en yüksek fiyatı ise 35 TL. Pembe domatesin en düşük fiyatı 4 TL iken bunun fiyatı da 25 TL'ye kadar yükseliyor. Benzer durum salatalıkta da var. 3 TL'den başlayan salatalıkta da fiyat farkı 4 katına kadar çıkıyor. Aynı cins üründe makas farkını sorduğumuz Antalya Hal Müdürü Osman Yılmaz, "İç ve dış piyasada çok yüksek talep var. Bugün kilogramı 90 TL'ye dahi satılan domates oldu halde. Özellikle ihracat çok güçlü. Fiyat arttıkça en kötü ürün dahi değerleniyor. O nedenle de makas açılıyor" dedi.
İHRACAT FİYATI ARTIRIYOR
Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, halde aynı cins üründe bu kadar makas farkının olmaması gerektiğini söyledi. Fiyatlarda son dönemde yaşanan tırmanmayı üç ana nedene bağlayan Tavşan, "Birincisi ihracat. Hem iç hem de dışarıdan çok yüksek talep var. Böyle olunca içeride fiyat artıyor. Eğer arz artarsa fiyat artışı da frenlenir ancak havalar serin gidiyor. Hava koşulları nedeniyle hâlâ tarla ürünü gelişmedi. Sera ürünü üretiliyor. Bir de buna ürün maliyetlerindeki artış da eklenince seradan çıkış fiyatı artıyor" diye konuştu. Antalya halinde domatesin kilogramının ortalama 15-20 TL olduğunu anlatan Tavşan, "Bu fiyat nisan ayı için çok yüksek. Ancak dediğimiz gibi ihracat ve havaların serin gitmesi fiyatları artırıyor. Bu fiyat İstanbul'da 30 TL'yi geçiyor" ifadelerini kullandı.
ÜRÜN TAKİBİ DAHA İYİ YAPILMALI
Böyle durumlarda devletin müdahale edebileceğini anlatan Tavşan, "Ürün takibi daha iyi yapılmalı. Biz ihracatın kısılmasını çok doğru bulmuyoruz ancak iç pazarda ürün yoksa gerekirse ihracatta da sınırlandırma gelebilir. Önceliğimiz kendi vatandaşımız olmalı" şeklinde konuştu.
ENFLASYONLA MÜCADELE MESAJI
Fiyat İstikrarı Komitesi'nin 4. toplantısının ardından sosyal medyada bir paylaşım yapan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, fahiş fiyat artışlarına karşı tüm paydaşlarla koordineli bir şekilde hareket ederek enflasyonla mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini belirtti.
DOMATES PARAMIZ YATA GİDİYOR!
Ürünü çiftçiden alıp ihracat yapan ve iç piyasaya da aynı fiyatı dayatmaya kalkan 'büyükbaşları' eleştiren Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, "Vallahi son günlerde bana mı denk geliyor anlamadım. Nerede bir ihracatçı görsem, yat bakıyor. Yanlış duymadınız… Hububatçısından gıdacısına, kimyacısından çelikçisine kadar hepsi…" ifadelerini kullandı.
İşte Güngör'ün bugünkü yazısı;
Şaka yapmıyorum… Maalesef, durumun özeti bu… Şöyle anlatayım… Sokağın gündeminde tek mesele var, pazardaki, marketteki, haldeki fiyatlar…Hem de hemen hemen hepsinde aynı olan fiyatlar... Domates 30 TL, salatalık 20 TL, marul 20 TL, maydanoz 8 TL… Bu nasıl olur?
'Ürün yok, çiftçi maliyetler yüzünden üretmiyor' diyorlar. (Tamam, mazotun fiyatından da elektrik- doğalgaz zammından da haberim var. Çiftçiye gübre- mazot desteklerinin artırılması gerektiğini, tarımda planlamanın şart olduğunu, aracılık maliyetlerini düşürecek yasal düzenlemelerin ivedilikle çıkarılması gerektiğini defalarca dile getiren de benim…) Peki ya bu lobiyi yapanlara şunu soruyorum.
Madem, çiftçi tarladan çekiliyor, o zaman tarım ihracatı nasıl rekor kırıyor kardeşim?
Öyle ya… İlk çeyrekte geçen yıla göre tarım ihracatında artış neredeyse yüzde 30'a yaklaşmış… Cumhuriyet tarihinin en yüksek ilk çeyrek ihracat rakamına ulaşılmış… Hatta ilk çeyrekte yüzde 20.8 olan toplam ihracat artışını bile katlamış… Eee… Demek ki, üretim hâlâ var.
'Mazottan, otoyol zammından haberin var mı?' diyorlar.
Tamam, onlara da zam geldi de… Domates bir yılda yüzde 200, salatalık 400, biber 150 artmış… Mazotu, dövizi hesaplasan bu fark yok…
Eee… Olan şu… İhracatta tatlı bir kâr var.
Köyde bir avuç toprağını ekip, yılın tamamında geçinmeye çalışan, bir dönüm arazisine gübre bulmakta zorlanan gariban çiftçiye diyecek lafım yok. Onların ürününü üçü-beşe ellerinden toplayan 'büyükbaşlar'ı diyorum.
Onlar alıyorlar ürünü, getiriyorlar gümrüğe, gönderiyorlar yurtdışına, doları-euroyu atıyorlar cebe… Haa, atsınlar atmasına da... Kardeşim, sonra iç piyasaya da ihracat fiyatından ürünü dayatmaya kalktıklarında olmuyor.
Sonra ne mi yapıyorlar?
Vallahi son günlerde bana mı denk geliyor anlamadım.
Nerede bir ihracatçı görsem, yat bakıyor.
Yanlış duymadınız… Hububatçısından gıdacısına, kimyacısından çelikçisine kadar hepsi… Aralarındaki muhabbet de aynen şöyle… 'Benim yat 35 metre', 'O da bir şey mi? Ben 45 metrelik bakıyorum', 'Ben 55 metrelik bir tane sipariş verdim'… Anlayacağınız, bizim domates paralarını yaz aylarında Marmaris'te, Bodrum'da, Göcek'te yüzerken görebilirsiniz!