Uluslararası Finans Enstitüsü Başekonomisti Robin Brooks'dan ihracat övgüsü: Daha güzel günler geliyor...

Türkiye'nin son yıllarda ihracatta rekor üstüne rekor kırması yabancı ekonomistler tarafından da yakından takip ediliyor. Türkiye'nin son 5 yılda yakaladığı ihracat başarısına dikkat çeken Uluslararası Finans Enstitüsü Başekonomisti Robin Brooks, "Türkiye, ihracatın patlama yaptığı birkaç gelişmekte olan ülkeden biri. Net ihracatın büyümeye katkısına bakın: Meksika'da (sol üstte), Güney Afrika'da (sağ üstte) ve Arjantin'de (sağ altta) negatif. Yalnız Türkiye'nin sürekli olarak pozitif görünüşü var (sol altta). Daha güzel günler geliyor..." değerlendirmesinde bulundu. Brooks, son 5 yılda Türkiye'nin diğer gelişmekte olan ülkelerin hepsinden farklı olarak ihracat hacimlerinde bir patlama yaşadığını verilerle paylaştı.

Giriş Tarihi :13 Temmuz 2022 , 11:43 Güncelleme Tarihi :14 Temmuz 2022 , 12:31
Uluslararası Finans Enstitüsü Başekonomisti Robin Brooks’dan ihracat övgüsü: Daha güzel günler geliyor...

Türkiye'nin ihracatta yakaladığı başarılarla ilgili sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Uluslararası Finans Enstitüsü Başekonomisti Robin Brooks, "Daha güzel günler geliyor..." dedi.

YALNIZ TÜRKİYE'NİN POZİTİF GÖRÜNÜŞÜ VAR


Brooks, "Türkiye, ihracatın patlama yaptığı birkaç gelişmekte olan ülkeden biri. Net ihracatın büyümeye katkısına bakın: Meksika'da (sol üstte), Güney Afrika'da (sağ üstte) ve Arjantin'de (sağ altta) negatif. Yalnız Türkiye'nin sürekli olarak pozitif görünüşü var (sol altta). Daha güzel günler geliyor..." açıklamasında bulundu.

Türkiye'nin ihracatında son 5 yılda yaşanan artışa dikkat çekerek, "Son 5 yıldır Türkiye ihracat hacminde gelişmekte olan ülkeler arasında benzersiz bir patlama yaşıyor. Dolayısıyla, başlıca ihracat rekabet gücü olarak, Türkiye'nin dünya ekonomisinde daha da ilerlemesi için gerekli olan koşullar mevcut durumda. Şu noktada Türkiye'nin bir patlama yaşaması için gerekli olan tek şey makro alanda istikrarın sağlanması." dedi.

Brooks, son 5 yılda Türkiye'nin diğer gelişmekte olan ülkelerin hepsinden farklı olarak ihracat hacimlerinde bir patlama yaşadığını verilerle paylaştı.

Brooks daha önce de Türkiye'nin ekonomik anlamda öneminin artacağına dair vurgu yapmıştı.

UZUN VADEDE TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ ARTACAK
Almanya'nın algısını "korkunç" olarak nitelendiren Brooks, ülke için beklenenden çok daha fazla itibar kaybı olduğunu aktarmıştı.

Brooks, Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya'ya yönelik olası enerji ambargosunun ise Fransa'daki seçimlerin sonrasına kadar masada olmadığını kaydetmişti.

İnsanların savaş sonrası Çin'in küresel ekonomideki yerini yeniden değerlendirdiğine işaret eden Brooks, Latin Amerika'nın ise gelişen piyasalarda "favori" olduğunu belirtmişti. Brooks, Türkiye'ye ilişkin ise insanların uzun vadede öneminin artacağı yönünde düşünceleri olduğunu ifade etmişti.



İHRACATTA REKOR ÜSTÜNE REKOR
Türkiye ihracatta yeni bir rekora daha imza attı. İhracat rakamlarını Ticaret Bakanı Mehmet Muş Twitter üzerinden duyurdu.

TÜM ZAMANLARIN EN YÜKSEK AYLIK İHRACAT RAKAMINA ULAŞTIK
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, "Haziran ayı dış ticaret rakamlarımızı Erzurum'da açıkladık. Haziran ayında ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre %18,5 artışla 23,4 milyar dolar olmuştur. Bu rakam, tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamıdır! Hayırlı olsun." ifadelerini kullandı.

Muş, Erzurum'da Doğu Anadolu İhracatçılar Birliğinin (DAİB) açılışında, haziran ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.

"ALTIDA ALTI YAPTIK"
Türkiye'nin ihracatta 2021 yılında yakaladığı başarıyı 2022 yılının ilk 6 ayında da devam ettirdiğini belirten Muş, şöyle konuştu:

"Geride bıraktığımız haziran ayında ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 18,5 artışla 23,4 milyar dolar olmuştur. Memnuniyetle belirtmek isterim ki bu rakam, tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamıdır. Böylelikle 2022 yılının ilk 6 ayının tamamında, en yüksek aylık ihracat değerine ulaştık ve altıda altı yaptık. Yılın ilk 6 ayında ülkemiz toplamda 126 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir."

Haziran ayı ithalatının ise 31,6 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildiren Muş, "Enerji kalemi 8,1 milyar dolarlık payla bu ay da ithalatımızda önemli bir yer tutmuştur." ifadesini kullandı.

Küresel ekonomide uzun bir süredir salgın süreciyle başlayan ve halen devam eden küresel tedarik zincirlerindeki bozulmalar ile arz-talep dengesizliklerinin neden olduğu sorunlarla mücadele ettiklerini dile getiren Muş, Ukrayna'daki savaşın gerek enerji gerekse tarım ürünleri fiyatlarında ciddi artışlara neden olduğunu, piyasalardaki dalgalanmaları daha da artırdığını söyledi.

Tüm bunların neticesinde, birçok gelişmiş ülkede rekor düzeye ulaşan enflasyonun, insanlık için başat bir sorun haline geldiğini aktaran Muş, "Nitekim ABD ve İngiltere'de son 40 yılın zirvesine yerleşen enflasyon, Avro Bölgesi'nde de çift hanelere ulaşarak rekorlar kırmaktadır." ifadesini kullandı.

"TERSİNE BİR KÜRESELLEŞME DÖNEMİNE GİRDİĞİMİZİN SİNYALLERİNİ ALIYORUZ"
Buna karşın, son haftalarda açıklanan veriler ve enflasyonla mücadele için duyurulan politikaların, gelinen noktada küresel ekonomide bir yavaşlama olması ihtimalinin güçlendiğini gösterdiğine işaret eden Muş, şöyle konuştu:

"Nitekim Dünya Bankası, geçtiğimiz ay yayımladığı 'Küresel Ekonomik Beklentiler' raporunda 1970'lerde yaşanan stagflasyon durumu ile günümüzde yaşanan gelişmeler arasında bazı benzerlikler kurmuştur. Bu doğrultuda, birçok uluslararası kuruluşun küresel büyüme tahminlerini düşürdüğüne şahit olmaktayız. OECD, küresel büyüme tahminini yüzde 3'e çekerken, Dünya Bankası da beklentisini yüzde 2,9 olarak güncellemiştir. Bu atmosferde, artan korumacı politikalar ve küresel değer zincirlerinde yaşanan değişimler ile tersine bir küreselleşme dönemine girdiğimizin sinyallerini alıyoruz."

Bakan Muş, küresel sorunların çözümü için her zamankinden daha çok dayanışma ve iş birliğine ihtiyaçlarının olduğunu belirterek, Birleşmiş Milletler'in gıda fiyatlarındaki artışın, iklim değişikliği nedeniyle özellikle Afrika'da yaşanan kuraklık ile birleşerek 2023'te bir gıda krizine dönüşebileceği konusunda uyarılarda bulunduğunu hatırlattı.

Hükümet olarak, küresel çapta giderek büyüyen sorunları yakından takip ederek gerekli adımları hızla attıklarını dile getiren Muş, lojistik operasyonların zorlaştığı bir dönemde iş insanlarıyla sürekli istişare ederek önlerindeki engelleri tek tek kaldırmak için yoğun mesai harcadıklarını aktardı.

SERMAYE KONTROLÜ İDDİALARINA YANIT
Bu kapsamda, ticari diplomasi faaliyetlerini yoğun bir şekilde yürüterek transit geçiş belgelerinden yeni hatların açılması ve limanların kullanılmasına kadar birçok konuda kapsamlı müzakereler gerçekleştirdiklerini bildiren Muş, şöyle devam etti:

"Şunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Ekonomimize güvenen, yatırım yapan, üreten, ihraç eden herkese sonuna kadar destek olmaya ve sahip çıkmaya devam edeceğiz. Özellikle son günlerde bazı çevreler tarafından sermaye kontrolüne ilişkin iddiaların maksatlı şekilde ortaya atıldığını üzülerek görmekteyiz. Bunlar itibar edilmemesi gereken iddialardır, bunların tamamı lafügüzaftır. Türkiye, kurallı serbest piyasa sisteminin etkin bir şekilde işlediği gelişmiş bir ekonomidir ve serbest piyasa sisteminden asla taviz vermemiştir ve vermeyecektir."

Türkiye'de yerli ve yabancı sermayenin, güven içerisinde yatırım yapabilecek bir ekonomik iklimin içerisinde olduğunu ve kurallı serbest piyasa konusundaki bu kararlı tutumundan asla vazgeçmeyeceğini vurgulayan Muş, şunları kaydetti:

"Nitekim küresel ekonominin tökezlediği böylesi bir ortamda Türkiye ekonomisi, 2021 yılında yüzde 11 gibi bir oranla yakaladığı büyüme ivmesini, 2022'nin ilk çeyreğinde de devam ettirmiş ve yüzde 7,3 oranında büyümüştür. Söz konusu 15 aylık dönemde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla artışımızın neredeyse yarısı, net ihracatımızdan kaynaklanmıştır. Bir diğer ifadeyle, ülkemizin yerli ve milli değerleri, yani iktisadi bağımsızlık mücadelemizin sivil neferleri olan ihracatçılarımız, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmaya devam etmiştir. Öte yandan büyümenin öncü göstergelerinden olan Sanayi Üretim Endeksimiz yıllık yüzde 10,8 artarak ekonomideki üretim ivmesinin devam ettiğini göstermiştir."

VERİ BÜLTENİ DE AÇIKLANDI
Ticaret Bakanlığının haziran ayı geçici dış ticaret istatistiklerinden oluşan veri bülteni açıklandı.

Buna göre, GTS verileri dikkate alındığında ihracat haziranda geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 18,5 artarak 23 milyar 395 milyon dolara çıktı. Bu rakam, tüm zamanların en yüksek aylık ihracat verisi olarak kayıtlara geçti.

İthalat da bu dönemde yüzde 39,6 artarak 31 milyar 555 milyon dolara yükseldi.

Dış ticaret hacmi yüzde 29,8 artışla 54 milyar 950 milyon dolara ulaştı. Dış ticaret açığı yüzde 184,3 artışla 8 milyar 161 milyon dolar olarak hesaplandı.

İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 74,1 oldu. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı 7,1 puan azalarak yüzde 93,4'e geriledi.

Haziran ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla 1 milyar 870 milyon dolarla Almanya (yüzde 9,8 artış), 1 milyar 554 milyon dolarla ABD (yüzde 15,3 artış) ve 1 milyar 205 milyon dolarla Irak (yüzde 32,2 artış) oldu. İhracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat içindeki payı yüzde 47,6 olarak gerçekleşti.

Söz konusu dönemde en fazla ihracat yapılan ülke grupları da sırasıyla 9 milyar 704 milyon dolarla Avrupa Birliği, 3 milyar 862 milyon dolarla Yakın ve Orta Doğu ülkeleri ile 3 milyar 245 milyon dolarla diğer Avrupa ülkeleri oldu.

Geniş Ekonomik Gruplar (BEC) sınıflamasına göre, en çok ihracat yüzde 24,5 artış ve 12 milyar 747 milyon dolarla "ham madde (ara malları)" grubunda yapılırken bunu sırasıyla yüzde 13 artış ve 8 milyar 114 milyon dolarla "tüketim malları" ve yüzde 7,9 artış ve 2 milyar 411 milyon dolarla "yatırım (sermaye) malları" grupları takip etti.

Haziranda sektörlere göre ihracatın payı sırasıyla yüzde 94,9 ile imalat sanayisi, yüzde 2,9 ile tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörü, yüzde 1,7 ile madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe oldu.

İTHALAT VERİLERİ
Haziranda en fazla ithalat yapılan ülkeler sırasıyla 5 milyar 66 milyon dolarla Rusya (yüzde 118,3 artışla), 3 milyar 663 milyon dolarla Çin (yüzde 28,6 artışla) ve 1 milyar 995 milyon dolarla Almanya (yüzde 4 artışla) oldu. İthalatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ithalat içindeki payı yüzde 56 olarak hesaplandı.

Geçen ay en fazla ithalat yapılan ülke grupları sırasıyla 8 milyar 84 milyon dolarla Asya ülkeleri, 8 milyar 54 milyon dolarla Avrupa Birliği ve 7 milyar 121 milyon dolarla diğer Avrupa ülkeleri oldu.

Aynı dönemde, sektörlere göre ithalatın payı sırasıyla yüzde 72,2 ile imalat sanayisi, yüzde 19,4 ile madencilik ve taş ocakçılığı sektörü, yüzde 4,7 ile tarım, ormancılık ve balıkçılık sektöründe hesaplandı.

Haziranda BEC sınıflamasına göre, en çok ithalat "ham madde (ara malları)" grubunda yapıldı. Bu gruptaki ithalat yüzde 51,2 artışla 25 milyar 709 milyon doları buldu. Söz konusu grubu sırasıyla 3 milyar 197 milyon dolarla "yatırım (sermaye) malları" ve 2 milyar 638 milyon dolarla "tüketim malları" grubu takip etti.

OCAK-HAZİRAN DÖNEMİ
GTS kapsamında ocak-haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre ihracat yüzde 20 artarak 125 milyar 864 milyon dolar, ithalat yüzde 40,6 artarak 177 milyar 230 milyon dolar, dış ticaret hacmi de yüzde 31,2 yükselerek 303 milyar 94 milyon dolar oldu.

Söz konusu dönemde, dış ticaret açığı ise yüzde 142,5 artışla 51 milyar 367 milyon doları buldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 71 olarak hesaplandı.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN