"MİT, GÖREVİNİ YASAL ÇERÇEVEDE YÜRÜTÜYOR"
"Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bütçesinin çok artırıldığı" görüşüne yanıt veren Yılmaz, depremle ilgili yürüttüğü özel çalışmalar ile kamu diplomasisi ve stratejik iletişim faaliyetleri kapsamında yaptığı organizasyonlardan dolayı Başkanlığın bütçesinin arttığını kaydetti.
"MİT'in yurt dışında yaptığı operasyonlar ve yurt için kaybolan kişilere" ilişkin soru üzerine Yılmaz, MİT'in görevlerini anayasal ve yasal çerçevede yürüttüğünü söyledi.
Kaybolan kişilerle ilgili noktasal bilgiye sahip olmadığını belirten Yılmaz, bununla ilgili yazılı görüş verilebileceğini kaydetti.
Çok fedakar bir şekilde çalışma yürüten MİT ile gurur duyduklarını vurgulayan Yılmaz, "Güvenliği yeniden anlamamız lazım. İnsan odaklı bir güvenlik anlayışını her zaman için savunmamız lazım. Güvenliğin olmadığı yerde ne demokrasi olur ne de kalkınma olur." dedi.
"HAK SAHİPLİĞİ ÇALIŞMALARIMIZ TAMAMLANDI"
"TMSF'nin denetim dışı olduğu" iddialarına yanıt veren Yılmaz, "Hiçbir şekilde denetim dışı değil. Sayıştay denetimine tabi. Ayrıca yıllık hesapları bağımsız denetim şirketlerince de denetlenmektedir." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, bir soru üzerine, evrensel hizmet anlayışıyla tüm ilçelere doğal gazı ulaştıracaklarını söyledi.
"Bazı yerlerdeki imam açığının kapatılması" talebine ilişkin Yılmaz, imam açığını kapatmak için personel sayısını bütçe imkanları çerçevesinde artırmaya gayret ettiklerini belirtti.
Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Yılmaz, şöyle konuştu:
"Hak sahipliği çalışmalarımız geçtiğimiz günlerde aşağı yukarı tamamlandı. Bir yargı süreci var, itiraz edenler oluyor ama idari anlamda hak sahipliği süreci tamamlandı. 450 bin civarında konut anlamında bir hak sahipliği ortaya çıkmış görünüyor. 200 bin civarında ihale yapıldı zaten TOKİ kanalıyla. 200 binin üzerinde de yerinde dönüşüm için başvuran vatandaşımız var. 70-80 bin de kırsalda inşa edeceğimiz ve muhtemelen daha hızlı bir şekilde yapacağımız konutlar var. Bunlara baktığımız zaman hak sahipliği ile yapılan çalışmaların aşağı yukarı örtüştüğünü görüyoruz. Eksikler çıkarsa uygulamada ilave birtakım ihaleler de yapılır."
"GAP'IN ÖNCELİKLİ BİR PROJE OLDUĞUNU GÖRMEMİZ LAZIM"
Yılmaz, yeni konutların teslimatının başlayacağını, bu teslimatların her ay artarak devam edeceğini dile getirerek, "Sadece bu seneki bütçemizde 762 milyar lira deprem için para ayırmış durumdayız. 2024 için 1 trilyon 28 milyar lira para ayırdık. Niye bütçe açığımız yükseldi? İşte bundan dolayı yükseldi. Bu yılki deprem harcamalarımız milli gelirin yüzde 3'ü civarında yani 6,4'lük açığın 3 puanı deprem harcamasından kaynaklanıyor." dedi.
Deprem hariç bakıldığında bütçe açığının milli gelire oranının oldukça iyi bir seviyede olduğunu belirten Yılmaz, bu yıl ve gelecek yıl yükün ağır olacağını ancak 2025'ten itibaren Türkiye'nin farklı bir döneme gireceğini söyledi.
Yılmaz, deprem harcamalarının bütçede yapısal bozulmaya yol açmadığını, yatırım niteliği taşıdığını kaydetti.
"Gençlere ilişkin çalışmaların" sorulması üzerine Yılmaz, en son Aile ve Gençlik Fonu'nun TBMM tarafından kabul edildiğini, genç istihdamını desteklediklerini, evlilik ve prim desteği verdiklerini anlattı.
Yılmaz, "GAP sulama kanallarının yapımıyla" ilgili soru üzerine, "Büyük oranda sulama kanallarını, barajları bitirdik. Diyarbakır'daki Silvan Barajı da biterse sulama kısmı da büyük oranda tamamlanmış olacak. GAP'ın öncelikli bir proje olduğunu görmemiz lazım. Özellikle halkımızın daha fazla ve ucuz gıdaya erişimi konusunda GAP'ın çok büyük faydalarının olacağına inanıyorum." dedi.
"BİZİM, KÜRTÇE İLE BİR DERDİMİZ YOK"
"Diyanet İşleri Başkanlığının Kürtçe yayın yapıp yapmadığının" sorulması üzerine Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bizim, Kürtçe ile bir derdimiz yok. Eskiden tabu olabilir bu konular. İnsanın zihni, gerçeklerden daha inatçı. Gerçekler daha hızlı değişiyor ama zihnimizdeki algılar, bunu bir süre sonra takip ediyor. Kürtçe ile ilgili geçmişte tabular vardı. Özellikle 12 Eylül sonrası neler yaşandığını biliyoruz.
Bugün geldiğimiz noktada 24 saat yayın yapan TRT Kurdi resmi kanalı var. Diğer özel kanallar serbest. Enstitüler var. Propaganda imkanı var, yayınlar, kitaplar var. Çok eski dönemin tartışmalarını halen yapıyor olmamız, o eski dönemin tortusu gibi görülmeli. Kürtçe ve Türkçeyi birbirinin rakibi gibi görmüyoruz. Türkçe bizim resmi, ortak dilimiz. Dolayısıyla burada bir problem görmüyoruz. Kürtçe veya buna benzer kimlik meselelerini siyasal ideolojik araca dönüştürerek kimlik siyaseti yapmayı doğru bulmuyoruz."
Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığının vaaz ve irşat faaliyetlerinde hitap edilen kesimin tümünün anlayacağı şekilde bir dil kullanılmasını önemsediğini belirterek, dini gün ve gecelerde Kürtçe mevlit programlarına yer verildiğini anlattı.
Başkanlığın halkı din konusunda aydınlatmak için yaşayan bütün dil ve lehçeleri değerlendirmeye gayret ettiğini vurgulayan Yılmaz, "Bu çerçevede 35 farklı dil ve lehçede yapılan Kuran-ı Kerim mealleri ve 50 dil ve lehçede yapılan dini faaliyetler arasında Kürtçe de yer almaktadır. Bu minvalde Başkanlığımız biri Latin, diğeri Arap harfleri olmak üzere iki ayrı Kürtçe meal ile Peygamber Efendimizin Hayatı, Hadislerle İslam, Kuran Öğreniyorum gibi kitaplar yayımlamıştır." dedi.
"2024'TE GÜNCELLEME ÇALIŞMASI YAPILACAK"
"Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni hazırlama, güncelleme ve uygulama esasları nedir?" sorusuna Yılmaz, şu yanıtı verdi:
"Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin ilki 1963 yılında Milli Güvenlik Politikasının Esasları adıyla yazılmış belge. 1973, 1992, 1998, 2001, 2005, 2010, 2015 ve 2020 yıllarında olmak üzere 8 defa güncellenmiştir.
Milli güvenliğe yönelik devlet politikaları ve temel hassasiyetleri içeren Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, kurumların katkılarıyla MGK Genel Sekreterliği tarafından Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve mevcut yasalara uygun olarak hazırlanan bir dokümandır. Belgenin güncelleştirilmesi çalışması, MGK Genel Sekreterliği koordinatörlüğünde gerçekleştirilmektedir. 2024'te güncelleme çalışması yapılacak ve 2025'le birlikte yürürlüğe girmiş olacak."