KADINLARIN KULLANDIĞI 2 TİCARİ KREDİDEN 1'İ HALKBANK'TAN
Finansın Geleceği Zirvesi'nde, 'Bankacılığın Geleceği' özel oturumunda finansal sistemin en kritik bileşenlerinden olan bankacılık sektörünün sağlıklı ve sürdürülebilir bir ekonomi için oldukça güçlü bir bağı olduğunu anlatan Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, "2023 yılında yaşanan küresel gelişmeler bu gerçeğin en büyük göstergesi oldu. 2023'ü resesyon etkileri, finansal belirsizlikler ve ekonomideki dalgalanmalarla geride bırakıyoruz. Aynı zamanda jeopolitik gelişmelerin de küresel ticareti oldukça etkilediği bir dönemdeyiz" ifadesini kullandı.
İHRACATA DESTEK
"Yeni ekonomi yönetiminin göreve gelmesi ile beraber para ve maliye politikalarında yeni önlemler hayata geçirildi. OVP kapsamında üretime yüksek katma değerli yatırıma ve kalkınmaya odaklanan ekonomi yönetimimiz sonuçlar almaya başladı" diyen Arslan, şöyle konuştu: "Ekonomi yönetimimiz enflasyonun çıpalanması ve düşürülmesi için faiz artışları, selektif kredi politikaları ve faiz adımları ile oldukça önemli kararlar aldı. Bankamız da bu dönemde selektif kredi politikası ile üreten ve ihracat yapan firmaları desteklemeye devam etti ve devam edecek."
HİKAYELER GERÇEĞE DÖNÜŞÜYOR
Finansın geleceğini şekillendiren en önemli hususun girişimcilik ekosisteminin desteklenmesi olduğunu vurgulayan Arslan, "Geride bıraktığımız yılda kadınların kullandığı her iki ticari krediden biri bankamız tarafından kullandırıldı. Şimdi diğer yarısını bekliyoruz" dedi. Arslan, şöyle devam etti: "Kadın girişimciliğinde 2021 yılında gündeme almış olduğumuz ve Üreten Kadınlar Buluşmaları ile başlattığımız finansman sürecini Üreten Kadınlar Yarışması ile destekliyoruz. Binlerce kadın girişimcinin ilham veren hikayelerinin gerçeğe dönüşmesi için çalışıyoruz. Finans merkezindeki kulelerden birine de hem girişimcilik merkezi kurmayı hem de buradaki girişimcilere destek vermeyi amaçlıyoruz."
KOBİ KREDİLERİ YÜZDE 67 ARTTI
Osman Arslan, "KOBİ kredilerimiz geçen yıla göre yüzde 67 arttı. 2022 sonunda bireysel kredileri dışarda tuttuğumuzda ticari kredilerin yüzde 53'ü KOBİ'lere kullandırıldı. Bu oranı 2023 sonunda yüzde 56'ya çıkardık. 2024 hedefimiz ise ticari kredilerin yüzde 60'ını KOBİ'lere kullandırmak" dedi.
BANKACILIK YATIRIMCILARIN İLGİ ODAĞI DURUMUNDA
Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, bankacılık sektörünün dengeli ve sağlıklı bir bilançoya sahip olduğunu belirterek, "Sektörümüzün bilançosu TL ağırlıklıdır ve aktiflerimizin yüzde 61'i, kaynaklarımızın ise yüzde 56'sı TL cinsindendir. Bugün itibarıyla mevduat toplamı 14.4 trilyon TL olup bilançodaki payı yaklaşık yüzde 65 seviyesindedir" dedi. Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen '3. Finansın Geleceği Zirvesi'nde 'Türkiye Yüzyılında Bankacılığın Rolü ve Geleceği' bölümünde konuşan Çakar, bugün itibarıyla Türk bankacılık sektörünün toplam aktiflerinin milli gelire oranının yüzde 93 seviyesinde olduğunu, aktif büyüklüğün 22 trilyon TL'ye ulaştığını söyledi.
SAĞLIKLI BÜYÜME
Gerek yurt içi gerekse yurt dışı kaynaklı çok sayıda önemli gelişmenin yaşandığı 2023 yılında bankacılık sektörünün değişikliklere çok hızlı adapte olduğunu ve sağlıklı büyümesini sürdürdüğünü anlatan Çakar, "Birçok yönüyle uluslararası düzenlemelere tam uyumlu olan sektörümüz, gelişmiş ülkelerdeki ortalamalara bakıldığında da çok ciddi gelişim potansiyeli taşımakta olup birçok ulusal ve uluslararası yatırımcının ilgi odağı durumundadır" diye konuştu.
ANA KAYNAK MEVDUAT
Çakar, mevduatın ana fonlama kaynağı olduğunu aktararak, "Son dönemde yurt içi piyasalardan sağlanan kaynaklarda ciddi bir teveccüh ve artış bulunmaktadır. Toplam kredi 11.4 trilyon TL olup, aktifler içindeki payı yüzde 51'dir. Menkul değerler cüzdanının toplam aktifler içerisindeki payı yüzde 17 ile yatay bir seyir izlemektedir. Bankacılık sektörü iç borç stokunun yüzde 76'sını fonlamaktadır. Krediler ve menkul kıymetler birlikte değerlendirildiğinde aktiflerin yüzde 68'i aktif ekonomik faaliyetin finansmanında kullanılmıştır" dedi.
TL'YE TALEP ARTACAK
Geleceğe olumlu baktıklarını ifade eden Çakar, beklentilerdeki olumlu seyrin güçlenmesini, TL'ye talebin daha da artmasını, görünümdeki iyileşmenin sürmesini, ülke kredi notunun kademeli yükselmesini, uluslararası piyasalardan kaynak girişinin artmasını, para piyasalarının daha istikrarlı hale gelmesini, enflasyonun hedefe doğru seyir izlemesini beklediklerini dile getirdi.
İSTANBUL KATILIM FİNANSIN MERKEZİ OLMAYA EN BÜYÜK ADAY
Finansın Geleceği Zirvesi'nde 'Katılım Bankacılığında Türkiye İçin Fırsatlar' özel bölümünde Vakıf Katılım Genel Müdürü Mehmet Ali Akben, katılım bankalarının faiz hassasiyeti nedeniyle finansın dışında kalanların sistemin içine çekilmesine vesile olduğunu belirtti. Katılım bankacılığının gösterdiği gelişim ve hızlı büyümeyle bütünsel bir ekosistem oluşturmayı başardığını vurgulayan Akben, şunları söyledi: "Ülkemizde katılım bankacılığı çalışma prensiplerinde 8 banka hizmet veriyor. Henüz genç olarak nitelendirebileceğimiz ekosistemin Türk bankacılık sisteminden aldığı payın yüzde 9 civarına ulaşması bu alana gösterilen ilgiyi teyit ediyor. 2 trilyon TL'ye yaklaşan bilanço büyüklüğüyle katılım bankaları finansal bankacılığı artırma çerçevesinde yalnızca bankacılık değil gösterdiği gelişim ve hızlı büyümeyle bütünsel bir ekosistem oluşturmayı başardı."
6 TRİLYON DOLARA ÇIKACAK
Küresel ölçekte 4 trilyon dolar büyüklüğe sahip olan İslami finansın 2026'da 6 trilyon dolara yükseleceğinin öngörüldüğünü belirten Akben, şöyle devam etti: "Katılım bankalarının hem yerel tarafta pazar payını artırma hem de küresel sermayeyi sistematik biçimde ülkemize kazandırma noktasında önemli vazifesi var. Finans kurumlarının teknoloji, sürdürülebilirlik ve sosyal finans alanlarında ciddi adımlar atacağını, ülkemizin küresel ekosisteminden aldığı payı artırmasına katkı yapacağını öngörüyoruz. Türkiye'nin ve İstanbul'un katılım finans merkezi olmasında en büyük aday olduğu inancındayız."