"ORTAK ANLAYIŞA VARARAK ENGELLERİ KALDIRMAK MÜMKÜN OLACAKTIR"
Koridor boyunca yakından koordinasyonu sağlayacak yeterli platformun halihazırda mevcut olduğunu söyleyen Uraloğlu, ortak anlayışa vararak engelleri kaldırmanın hızlıca mümkün olacağını ifade etti. Usul ve işlemlerin kolaylaştırılması noktasında, transit yükün olabildiğince engellere takılmaksızın hedefine ulaşması için idari birtakım prosedürleri geride bırakmanın gerekliliği konusunda ortak anlayışa varılması gerektiğinin altını çizen Uraloğlu, Doğu-batı yük potansiyeli, demiryolu kapasitesinin çok üzerindeyken demiryolunun da tamamlayıcı niteliğindeki karayolu için kotaların liberalleştirilmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Orta Koridor'un, bölge ülkeleri için önemli bir ticari ve ekonomik potansiyele sahip olduğunun altını çizen Uraloğlu, koridorun, Asya ve Avrupa arasında stratejik bir bağlantı sağlayarak ticaretin artmasına, ekonomik büyümeye ve kalkınmaya da katkı sağlayacağını söyledi. Türkiye olarak, Orta Koridorun geliştirilmesi ve güçlendirilmesi konusundaki kararlılığı sürdürdüklerini vurgulayan Uraloğlu, bölge ülkeleri arasındaki ticaretin ve iş birliğinin artması için çaba gösterdiklerinin altını çizdi.
"DEMİRYOLU YÜK TAŞIMA PAYINI YÜZDE 22'YE ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ"
Raporda 2021 yılına kıyasla 2030 yılına gelindiğinde Türkiye üzerinden konteyner yüküne olan talebin artacağının öngörüldüğünü belirten Bakan Uraloğlu, "Bunun oldukça yerinde bir tespit olduğunu ve 2053 vizyonumuzla örtüştüğünü düşünüyorum. Ulaştırma alanında 2053 yılına kadar gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz yatırımlarımızın önemli bir kısmını demiryolu sektöründe yapmayı planlıyoruz. Demiryolu üzerinden yük taşıma payını 2053'e kadar yüzde 22'ye çıkarmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla karayolundan demiryoluna yükün kaymasını sağlamış olacağız. Orta Koridor'da yükün konteyner olarak taşınması için gereken ilave kapasiteyi de sağlamış olacağız." dedi.
YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ İLE DEMİRYOLU BAĞLANTISI
2053 vizyonumuz doğrultusunda, Asya, Avrupa, Afrika ve Ortadoğu arasında artan ticarete daha fazla ulaşım altyapısı sağlamayı ve ulaştırma bağlantısallığını artırmayı hedeflediklerini açıklayan Uraloğlu, "Gerek Asya'dan gerekse Orta Doğu'dan gelecek yüklerin akışını sorunsuz bir şekilde sağlamak için, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Asya ve Avrupa kıtaları arasında, Marmaray'dan sonra, ikinci demiryolu bağlantısını tesis ediyoruz. Bu kapsamda Gebze-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-İstanbul Havalimanı-Çatalca Demiryolu Projesini hayata geçirmeyi planlıyoruz. Buna ilave olarak şu anda inşa edilmekte olan Halkalı-Kapıkule Yüksek Hızlı Demiryolu Projesi tamamlandığında İstanbul ile Türkiye-Bulgaristan sınırı arasında yüksek hızlı tren işletmeciliğine başlanacaktır. Böylece bölgeler arasında kesintisiz ticarete daha yüksek kapasite ve hız ile katkıda bulunacağız." şeklinde konuştu.
DİVRİĞİ-KARS DEMİRYOLU REHABİLİTASYON PROJESİ HAYATA GEÇİYOR
Ayrıca, Bulgaristan ile artan demiryolu potansiyelini de dikkate alarak, ikinci bir demiryolu geçiş noktası kurulması konusunda Mutabakat Zaptı imzaladıklarının altını çizen Bakan Uraloğlu, ikinci demiryolu hattı ile doğu-batı yönlü yük taşıma kapasitesi artacağını, Orta Koridor'un demiryolu potansiyeline de önemli ölçüde katkıda bulunacağını ifade etti. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu'nun devamı olan Divriği-Kars Demiryolu Rehabilitasyon Projesi, mevcut demiryolu altyapısını modernize ederek doğu-batı bağlantılarını güçlendireceklerini ayrıca kapasite artışı da sağlayacaklarını söyleyen Uraloğlu, "Diğer taraftan, açık denizlere erişimi olmayan Orta Asya ülkelerinin kendi aralarındaki yük akış artışının yanı sıra, küresel ticarete erişim noktaları çeşitlendirilmiş olmaktadır. Ülkemizin doğusunda yeni bir bağlantı olarak, Zengezur Koridoru'nu ulusal ağımıza bağlamak için yeni bir demiryolu inşa edeceğiz. Bu bağlantı, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı ile birlikte Orta Koridoru tamamlayacak bir hat niteliğinde olacaktır." dedi.
KALKINMA YOLU İLE YENİ HAT
Uraloğlu, sadece doğu-batı güzergahında değil, aynı zamanda kuzey-güney aksında da planlamaların devam ettiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Basra Körfezi'ni Türkiye üzerinden Avrupa'ya ve Orta Asya'ya bağlayacak olan Kalkınma Yolu Projesi büyük önem taşıyor. Bu yeni güzergâh, bölgedeki yüklerin Avrupa ve Orta Asya'ya erişiminde ciddi kolaylıklar sağlayacak. Kalkınma yolu olarak adlandırılan bu yeni güzergâh Irak tarafında yaklaşık 1.200 kilometrelik hem çift hat demiryolu hem de otoyol yapımını içeriyor. Türkiye tarafında ise ulusal demiryolu ve karayolu ağımıza yaklaşık 130 kilometrelik demiryolu ve 300 kilometrelik otoyol ile bağlamak için gerekli teknik çalışmaları tamamladık. Kalkınma Yolu, Orta Doğu ülkeleri ile Orta Koridor ülkeleri arasındaki karşılıklı ticaretin çeşitlendirilmesi ve yeni pazarlara erişimi destekleyici ve tamamlayıcı bir girişim olması açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Görüleceği üzere, artması beklenen yük hacmine göre gerekli kapasite artışlarımızı planlıyor ve çalışmalarına başlıyoruz. Türkiye olarak, bölgesel planlamalara ve düzenlemelere çok önem veriyoruz. Ulaştırma sektörüne yapılan yatırımların etkin kullanımı için bölgesel iş birliklerine ihtiyaç var."