Olası İstanbul depremi tsunami tehlikesini de beraberinde getirebilir. Prof. Dr. Şükrü Ersoy, tsunamiden en çok etkilenecek bölgeleri tek tek açıkladı. Kahramanmaraş merkezli depremin ardından büyük artçılar devam ederken gözler İstanbul depremine çevrildi. 16 milyondan fazla vatandaşın yaşadığı megakentte olası bir deprem kaç şiddetinde olur, etkileri nelerdir, hangi ilçeler risk altında gibi sorular yanıt buldu. Naci Görür de yaptığı açıklamada İstanbul depremine yönelik önlemlerin alınması gerektiğini dile getirdi. Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı da A Haber ekranlarında konuyla ilgili, ''Büyük bir koordinasyon sağlanması lazım.'' dedi. İşte detaylar...
İSTANBUL DEPREMİ NE ZAMAN OLACAK?
Öncelikle İstanbul depreminin ne zaman olacağını bilmenin imkansız olduğunu belirtelim. Fakat uzmanlar tarafından yapılan incelemeler neticesinde megakent İstanbul'u ciddi oranda etkilemesini bekledikleri depremin yakın olduğunu düşünüyor. Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul depremine yönelik önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi.
'İLK KEZ SÖYLÜYORUM, İKİ FAY ENERJİSİNİN BÜYÜK KISMINI BOŞALTTI'
Türkiye'de en fazla deprem üreten iki fay hattının enerjisinin büyük bir kısmının boşalttığını belirterek, Prof. Dr. Naci Görür "Türkiye'de en fazla deprem üreten iki fay var. Biri Kuzey Anadolu fayı, diğeri Doğu Anadolu fayı. Her iki fay enerjisinin büyük bir kısmını boşalttı. Bu demektir önümüzdeki birkaç yüz sene içerisinde Türkiye'de çok büyük bir deprem olmayacak, en azından bu iki fay kuşağı boyunca. Bu bizim için ülkeyi depreme hazırlama açısından bir şans. İrili ufaklı başka yerlerde deprem olabilir, burada da küçük depremler olur ama Türkiye'nin en ağırlıklı fay zonları enerjiyi boşalttı. Bu bir imkan, bunu ilk kez söylüyorum bunu bütün Türkiye duysun" dedi.
İstanbul'da hasarın daha fazla olacağını belirten Prof. Dr. Naci Görür "İstanbul'da durum hiç iyi değil. Nasıl 3 gün önce 'Maraş'tan endişe ediyoruz' diye yazdıysam aynı şekilde İstanbul'dan endişe ediyorum. Bilimsel bütün araştırmalar, İstanbul'da zamanın gelmekte olduğunu gösteriyor. Aşağı yukarı 30 sene içerisinde depremin beklendiği söyleniyordu, 23 senesi geçtiğine göre büyük ölçüde yakınlaşmış demek istiyorum.
Ancak Maraş depremi beklediğimiz Marmara depreminden daha büyük. İstanbul'da en fazla 7.5 bekliyoruz. İstanbul'da daha küçük deprem beklememize rağmen, İstanbul'da hasar Maraş'tan daha fazla olur. Diğer yandan Maraş'ta da hasarın epey fazla olacağını üzülerek tahmin ediyorum, inşallah yanılırım ama açıklanınca göreceğiz" ifadelerini kullandı.
İSTANBUL DEPREM TARİHİ EN ÇOK MERAK EDİLENLER ARASINA GİRDİ
İstanbul deprem tarihi son dönemin en çok merak edilenler arasında başı çekti. İstanbul'da bir çok küçük sarsıntının dışında 447, 542, 1296, 1509, 1719, 1766, 1894, 1912, 1935, 1963 ve 1999'da meydana gelen depremler öne çıktı. Son 500 yılda ise 1509 ve 1766 İstanbul depremleri en yıkıcı felaketler olarak kayıtlara geçti.
İSTANBUL'DA 250 YILDA BİR BÜYÜK DEPREM RİSKİ ARTIYOR
Kronolojik olarak İstanbul deprem tarihi incelendiğinde son 500 yılda 2 büyük deprem göze çarpıyor. Gölcük depremi ve Düzce depremi İstanbul depremi olarak sayılmıyor.
7 şiddetinin üzerinde büyük depremlerin Orta Marmara fayında İstanbul depremi yaratması yaklaşık 250 yılda bir olması göze çarpıyor. Deprem uzmanları son büyük İstanbul depremi 1766 yılında gerçekleştiği dikkate alındığında, Orta Marmara Fayında yeni bir deprem riskinin arttığını ifade ediyor.
PROF. DR. ŞÜKRÜ ERSOY AÇIKLADI! TSUNAMİ BEKLENİYOR MU? O BÖLGEYE DİKKAT...
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, olası İstanbul depreminin tsunami tehlikesini beraberinde getirebileceğini belirterek, tsunamiden en çok etkilenecek bölgeyi de açıkladı. İstanbul ve çevresinde duble bir tehlike olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ersoy, "Çünkü Marmara kıyılarını biz, kendimiz kazdık. Bu bölgede deprem olursa 'nerede ne kadar yükseklikte bir dalga olur, ne tarafa gider' gibi birçok senaryo var.
Bu bakımdan da İstanbul çevresinde bir duble tehlike var. Deprem olduğunda eğer tsunami olursa insanlara ulaşma süresi 5-30 dakikadır. Bu süre de bir şeyler yapılabilmesi açısından fena değildir" dedi.
"1 YIL İÇİNDE 2 TANE 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM..."
Türkiye'de meydana gelen depremleri anlatan Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Türkiye'nin yüzde 100 deprem bölgesi olduğunu ve Türkiye'de deprem yaşanmayacak herhangi bir yer olmadığını söyledi.
Beklenen İstanbul depremi hakkında da konuşan Prof. Dr. Ersoy, "Birisi çıkıp diyor ki 6,5'i geçmez, bilmem ne olmaz. 'Vebalini sen ödeyecek misin? Ben en kötüyü düşünüp hareket etmeden yanayım. Öyle olması gerekir.
Tarihte İstanbul çevresinin şöyle karakteri var; 1 yıl içinde 2 tane 7 büyüklüğünde deprem oluşturabiliyor. Bu kapasite var. Belki bir parça, belki iki parça, belki tek parça burası kırılacak. En küçük kırılma 40 kilometre olsa bile yedi 7,2 vereceğiz.
Bu az değil ki. 2019'da 5,8'de yaşananları hatırlıyor musunuz? Ulaşım tıkandı. Haberleşme durdu. O büyük depremin küçük bir provasıydı. Yani bir şeyler yapmak gerekiyor. Şimdi burada şuralar gerilimde. Bu gerilimler mutlaka deprem olarak karşımıza çıkacak" dedi.
Depremin tetikleyeceği denizaltı heyelanının tsunami yaratabileceğini ve bunun yüksek de olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ersoy şunları söyledi:
"Şöyle ki bu çukurların yamaçlarında bir çamur var. Eğer o çamurları deprem silkelerse denizaltı heyelan olur. Olmuş mu? Olmuş. Geçmişte de var. Bu açıdan en potansiyel tehlike yeri Doğu Marmara'dır. Çınarcık açığı ve Tuzla açıklarında tsunaminin yüksek olmasını sağlayacak koşullar var.
Denizaltı heyelanları olabilecek potansiyel yerler orada fazla. Tsunaminin kuzeye doğru 4 metre, güneye doğru 6 metre olabileceği hakkında simülasyonlar var.
Tsunami direkt cepheden gelmek değil, bazen burunlara çarparak dönüp açı değiştirip girme durumu da olabilir. Mesela Sarayburnu'na çarpan dalgalar dönerek Eyüp'e falan gelebilir, Boğaza girebilir. Öyle etkileri de var. Ama deprem anında tsunami oluşma olasılığı ise 3 depremde 1'dir."
Prof. Dr. Ersoy, "Ya kaçacaksın ya da tsunamiyi durduracaksın ya da yönlendireceksin. Bir strateji olması gerekiyor. Ve kıyılarda mekânsal planlamanın yapılması gerekiyor. Marmara kıyılarının mekânsal açıdan yeniden planlanması gerekir. Denize sıfır yapı yapmak, çok akılcı bir olay değil" şeklinde konuştu.
PROF. DR. MUSTAFA ILICALI AÇIKLADI! İSTANBUL BEKLENEN DEPREME HAZIR MI?
Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı da, A Haber ekranlarında konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Ilıcalı, şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul depremi için yapılan her şey değerlidir, kıymetlidir. Belediyenin, üniversitenin yaptığı çalışmaların hepsi kıymetli ancak oradaki öneriler yalnızca merkezi idare, mecliste koordinasyon ile hayata geçer.
Bu kadar enerji ve çalışmanın uygulanabilir olması için koordinasyonun sağlanması lazım. Merkezi idarenin koordinasyonu ile buradaki çalışmalar yapılır. Bazı rakamlar dikkatimi çekti. İlgililere de sordum. İBB bir yılda 2.9 milyar TL kaynak ayırdı. Bu arada da 14 bin 97 konut… Bunu ben anlamadım sordum. Hala ilgili genel müdürden cevap gelmedi.
14 bin konutu 1 milyondan yapsan 14 milyar yapar. 'Peki bu 2.9 ne?' diye sorunca 1 milyon lira alana faiz desteği vereceğiz diyor. Orada da 10 yıllık faiz oranlarına göre tabloyu verdikleri için 1.4 çıkıyor.
Bunun faizinin olduğunu hesaplasak o 2.9, 14 bin konutun faizine de denk gelmiyor. Muhakkak orada bir hesap hatası var, düzelir.
İki gün önce Sayın Murat Kurum, İstanbul'daki riskli alan diye 1,5 milyon konutun rezerv alana taşınacağını söyledi. 1,5 milyon konutu hemen bulabiliriz.
Rahmet Kadir Topbaş döneminde üniversitelerle işbirliği içinde yapılan Deprem Master Planı ile… Bütün haritadaki her ilçede olası İstanbul depreminde kaç binanın ağır hasar göreceği, hasar göreceği, orta hasar göreceği belli.
İBB'nin elinde başka çalışmalar var. Bunlara baktığımız zaman orta hasarlıları bile içeriyor. 1,5 konut çok önemli bir rakam. Çalışmaların önemi var ama bu gerek finansman yönünden gerek ilgili yasaların verdiği sorumluluk yönünden, orada bu durum da vurgulandı. Şu kadar kurumu ilgilendiriyor, şu kadar yetkili kurum var diye. Bir an önce bu koordinasyonun yapılması lazım.
"BÜTÇE REVİZYONU" ÖNERİSİ
Yerel yönetimlere çok önemli bir görev düşüyor. Bütçede bir revizyon yapılması lazım. İBB'nin bütçesinin depreme ait olduğunu görmem lazım. Belediyenin ilk meclis toplantısında bütçe revizyonunu yapması lazım.
Büyükşehir belediyelerinin sadece İstanbul için demiyorum, merkezi idare ile koordinasyon halinde enerjinin, gücün birlikte kullanılmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
RİSKLİ VE RİSKSİZ BÖLGELER
İstanbul'un haritası yaklaşık 5 bin kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. Buradan Kuzey Anadolu Fay Hattı geçiyor. Buradaki en önemli olan şey binanızın faya olan uzaklığı.
Binanın bulunduğu zeminin durumu ve binanın kat yüksekliği. Faya ne kadar yakınsanız riski o kadar fazla. Zemininizde iyi bir etüt yapılmamışsa ve sıvılaşmaya müsaitse orada da bir riskiniz var.
Birinci dereceden riski yüksek olan yerler; kuzeye doğru çıktıkça faydan uzaklaşıyoruz. Uygun zeminler denize yakın alanlarda da var. Denize yakınlık olarak okumak istesek, Avcılar ve Beylikdüzü sıkıntılı yerler. 99 depreminde de Avcılar'da çok bina yıkılmıştı.
Daha uzak fayın buradaki etkisini görmüştük. Avcılar'daki olası deprem ne kadar konut hasar alacak? Bu çalışmalar zamanında yapılmış. Büyükşehir ve ilçe belediyeleri şimdi gücünü buradaki dönüşüme verecek. Büyük bir koordinasyon sağlanması lazım.
Maraş depreminden önce deprem anında trafiği nasıl hızlandırsak ki arama kurtarma çalışmaları daha hızlı olsun, yaralıları hastaneye nasıl daha hızlı yetiştiririz diye kafa yorarken bu TÜBİTAK'ın bir çağrı projesiyle deprem anında trafiğin yönetimi… Üniversitem iki ekip olarak deprem bölgesine gittik.
Burada iki büyük deprem peş peşe oldu. Burada depremin ivmesi yer çekimi ivmesini geçtiği zeminler var. Zeminin homojen olmaması, zeminin sıvılaşması…
Sayın Murat Kurum'un 1,5 milyon konutla ilgili dedikleri de, faydan uzaklığı ve zemin açısından etütleri açısından çalışmaları yapılmış. Kat sayısı 3 veya 4 olarak açıklanmış. Bu çok önemli. Vatandaşlarımızın da oturdukları binayı kontrol ettirmeleri çok önemli.''
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depremlerin sıklıklarının azalacağını düşündüğünü ifade ederek bölgedeki stresin diğer faylara aktarıldığına dikkat çekti.
Fayların stres alanlarında meydana gelen bazı değişikliklerden sonra depremler olduğunu aktaran Görür, "Arkadaşlar, sizinle kısa bir dertleşme yapacağım. Doğu Anadolu ve Ölü Deniz Fayları üzerinde büyük depremler oldu. Çok büyük stres ( enerji) açığa çıktı ve önemli bir kısmı da çevredeki faylara transfer edildi. Bu nedenle bölgede büyük bir alanda fayların stres alanlarında değişiklikler meydana geldi ve depremler olmaya başladı. Bunların zamanla hem büyüklüklerinin hem de sıklıklarının azalacağını düşünüyorum" dedi.