ÜÇÜ DE DEHŞET İÇİNDEYDİ
Kazanın olduğu 17 Şubat 1959 tarihinde Londra'ya bağlı Newdigate köyünde oturuyorduk. O gün gündüz güneşli bir hava vardı ancak öğleden sonra sis çöktü. Saat 3 buçuk gibi çok büyük bir gürültü duyduk. Eşim arabayla geldi ve kazanın olduğu yere gittik. Üç kişi enkazdan bize doğru tökezleyerek yürüyordu, dehşet içindeydiler. II. Dünya Savaşı'nda hemşirelik yapmıştım. Onları arabaya bindirdim ve eve götürdüm. Eşim Tony ise yardım için olay yerinde kaldı. Şoktaydılar. Onlara soru sormadım, rahatlamalarını sağladım. Isınmaları için battaniye verdim, çay ve kahve ikram ettim. O sırada aralarından birisi (Şefik Fenmen) Türkiye Büyükelçiliği'yle irtibata geçince, bu kişilerden birinin Türkiye'nin Başbakanı olduğunu anladım.
KİM OLDUĞUNU BİLMİYORDUM
Ambulans çağırdım. Ama hava çok sisli olduğu için ambulanslar çok geç geldi. Onları yaklaşık 1 buçuk saat misafir ettim. Bir hafta sonra Menderes, evimize teşekkür ziyaretine geldi. Çok kibardı, çok iyi İngilizce konuşuyordu. Bizi Türkiye'ye davet etti ve biz de davetini kabul ettik.
TORUNLARIM TÜRK...
1960'da eşimle beraber ilk kez Türkiye'ye gittik. İstanbul, Ankara ve İzmir'i gezdik. Ondan sonra yıllar boyunca tatil için Türkiye'ye geldik. Hatta kızımın ilk eşi Türk oldu. Türk torunlarım bile var. Menderes'in 1961 yılında asılarak idam edilmesini İngiliz basını aracılığıyla öğrendik. Haberi öğrendiğimizde çok çok üzüldük. Hatta eşim, Menderes'in ölümünün ardından ailesine bir mektup bile yazmıştı.
KAZA NASIL OLDU
Menderes ve beraberindeki heyet, 17 Şubat 1959'da Londra'da yapılacak Kıbrıs görüşmelerine katılmak için Ankara'dan yola çıktı. Sev isimli uçak, yoğun sis nedeniyle Heathrow Havaalanı yerine Gatwick Havaalanı'na yönlendirildi. Ancak piste 5 km kala ormanlık bir alana düştü. Ağaçlara çarpan uçağın iki kanadı koptu ve ters döndü. Uçakta bulunan 23 kişiden 14'ü hayatını kaybetti.