"EN KISA ZAMANDA BİTİRECEĞİZ"
Sözleşmeli erbaş ve er olan bir gencin ne kadar sürede subay olabileceğine yönelik soru üzerine Akar, "Burada kriterler var. Kişilere bağlı. Sözleşmeli erbaş veya er olan birinin astsubay olabilmesi için yüksek okul bitirmesi lazım. Onu, istenilen performansı gerçekleştirecek, rütbe bekleme süresini tamamlayacak dolasıyla hesabı yapıldığında en geç 10 sene içinde subay olabilecek" yanıtını verdi. Akar, "İster uzman, ister astsubay olsun okulunu bitirme, sınavlara girme imkanları vereceğiz" dedi.
Sistemin kanunlaşmasıyla beraber silah altındaki askerlerin terhis olup olmayacağı sorulan Bakan Akar, "Olabilir" yanıtını verdi. Akar, sistemin hemen uygulamaya girip girmeyeceği sorusunu da "Bunun kararını tabii Cumhurbaşkanımız ve Meclis verecek. Biz TSK olarak bu kanunun yayımlandığından itibaren yürürlüğe girmesiyle birlikte çıkabilecek sorunlara karşı tedbirlerimizi almaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Yeni sistemin ne zaman hayata geçirileceğine yönelik soru üzerine Bakan Akar, "En kısa zamanda bitireceğiz" karşılığını verdi. "Ramazan bayramından önce yeni sistem yasalaşır mı" sorusu üzerine "Çıkar inşallah" dedi.
Askerlik süresine yönelik soru üzerine Bakan Akar, "Herkes için 6 ay yapma şansı var" dedi.
ERTELEME YAŞ SINIRI
Eskiden gençlerin bedelli askerlik çıkar umuduyla okullarını uzattıklarına dikkati çeken Bakan Akar, "Lisede 29 olan erteleme yaş sınırını 22'ye indiriyoruz, Meslek liselerine artı 3 sene daha ekliyoruz 25 yaşına kadar devam etme şansı veriyoruz. Meslek yüksek okulları ve lisans 28, lisansüstü 32, doktora 35, tıp 35, sporcu 35 yaş oluyor. Bunları aşağı çekerek lüzumsuz beklemeleri, tıkanıklıkları ve insanların bir an önce bu işi bitirerek işlerini güçlerini yapmalarını sağlamayı hedefliyoruz " dedi. Yeni askerlik sistemindeki özel düzenlemelere ilişkin de bilgi veren Akar, şöyle devam etti:
"Özellikle doğuda, güneydoğuda, Suriye'nin kuzeyinde, Irak'ın kuzeyindeki görev yapan birliklerimizde bizim doktor ihtiyacımız var. Bu konuda Sağlık Bakanlığımızla çalışarak askerlik hizmetini yedek subay olarak yapan doktorlar, devlet hizmet yükümlülüğünü tamamlamış olacak. Dolayısıyla bu bize büyük bir avantaj sağlayacak. Doğudaki, güneydoğudaki ve sınır ötesindeki birliklerimizin de doktor ihtiyacını bu şekilde azami düzeyde karşılayacağımızı değerlendiriyoruz. Bunun TSK açısından hakikaten günümüzün gelişen ve değişen muharebe, operasyon şartlarına, ihtiyaçlarına cevap verdiğine inanıyoruz. Profesyonelleşme dediğimiz dengeyi sağladığını değerlendiriyoruz. Bir aylık eğitimin gerçekten önemi var. Askerlik iyi yapılır, planlanır bölük, tabur, tugay komutanı işine sahip çıkarsa gerçekten bir şeyler veriyor. Buna ilaveten üniversitelerle konuşarak oradaki programı daha etkin hale getirmeye çalışıyoruz. Sonuç olarak askerlik kısalıyor ve eşitleniyor. Yedek subay ve yedek astsubaylığı saymayın o ayrı bir konu. Normal olarak herkesin yükümlü olarak gördüğü şey 12 aydan 6 ay iniyor. Bu konuda da bizim TSK mensuplarının çok büyük fedakarlığı var. Yeni sistemle vatandaşa çeşitli seçenekler sunuluyor. İster yedek subay, ister yedek astsubay isterse sözleşmeli erbaş, er veya uzman erbaş olarak görev yapanlara maddi olarak kendisinin, ailesinin ihtiyacını bir nebze de olsa karşılama imkanı veriyor."
Akar, yeni sistemin TSK açısından harbin değişen doğasına uyum sağlanması, profesyonel/yükümlü askerlik dengesinin temin edilmesi, tüm vatandaşlar tarafından genel askeri eğitimin alınmasının sağlayacağı getiriler, TSK'nın tarihsel vasfı olan halkın farklı kesimlerinden oluşmasının devam edecek olması, operasyonel kapasitenin artması ve caydırıcılığa katkı sağlanması, yedek astsubaylık sistemi ile insan kaynaklarının etkin kullanımı ve bedelli geliriyle TSK ihtiyaçlarının karşılanması hususlarının önemli faydalar sağlayacağı; genel kamusal faydalar açısından ise askerliğin kısalması ve eşitlenmesinin getirdiği avantajlar, vatandaşa sunulan opsiyonların artması, fırsat eşitliğinin sağlanması, TSK'da istihdam imkanlarının artırılması, öğrenim hakkı güvencesinin temin edilmesi, askerliğin sosyal yardımlarla ödüllendirilmesi, planlanabilir/öngörülebilir bir sistem ile insan kaynakları israfının engellenmesi gibi faydalarının olacağını da belirtti.
Türkiye'nin çevresinde önemli gelişmelerin, çatışmaların, belirsizlik ve istikrarsızlıkların olduğuna dikkati çeken Bakan Akar, birlik ve beraberliğin önemine değinerek, "Ülkemiz, milletimiz için ne yapmamız gerekiyorsa, görevimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" diye konuştu.
Akar, 780 bin kilometrekare vatan toprağı, 462 bin kilometrekare "Mavi Vatan" ile bunların hava sahalarının korunması ve kollanması için faaliyetlerini aralıksız sürdürdüklerini belirterek, "82 milyonluk asil milletimizin güvenliğini, rahatını, huzurunu sağlamak için gece-gündüz, dağ-bayır demeden çalışmalarımız devam ediyor. Mehmetçik her türlü gayreti göstererek yeri geldiği zaman ter, yeri geldiği zaman kan dökerek kendisine verilen görevi ciddiyet ve samimiyetle yerine getirmeye çalışıyor" ifadesini kullandı. Türkiye'nin hudutlarına ve halkına karşı ciddi risk, tehdit ve tehlikelerin olduğunu belirten Bakan Akar, şunları söyledi:
"Bunlara karşı mücadelemizi aralıksız sürdürüyoruz. Bunun birincisi FETÖ. Çünkü en tehlikeli düşman, en yakın düşmandır. FETÖ'nün içimizden temizlenmesi için elimizden gelen gayreti gösterdik, göstermeye devam ediyoruz. FETÖ ile ilgili 15 Temmuz'dan itibaren bugüne kadar 16 bin 677 ihraç var. 7 bin 335 personel hakkında adli, idari işlem devam ediyor. Ayrıca Bakan onayı ile 1567 personel de idari sebeplerle Silahlı Kuvvetlerle ilişiği kesildi. Bu mücadele bitti mi? Hayır, bitmedi, devam ediyor. Nasıl devam ediyor? Tamamen içinde bulunduğumuz kurallar çerçevesinde. Kurallar da, yeni bilgi, belge veri çıktığı takdirde yargı ile koordineli, ilgili komutanlıklarla koordineli bir şekilde bunların gereği aksaksız, eksiksiz, aynı tempo, şiddetle yapılıyor. Bakanlık olarak olayları yakınen takip ediyoruz, yasal yönden, idari yönden yapılması gereken ne varsa bunların aksaksız ve eksiksiz Milli Savunma Bakanlığı bünyesindeki bütün kurum, kuruluş ve birliklerde aynı şekilde, şiddetle, tempoda yapılması için her türlü tedbiri aldık, almaya devam ediyoruz. Burada bir farklılık, bizim buna müsaade etmemiz söz konusu değil."
Diğer tehdidi terör örgütü PKK/YPG'nin oluşturduğunu ifade eden Akar, "PKK'nın YPG'den hiçbir farkı yok. Kandil sözde bir karargah. Orada sözde liderleri var. Bu sözde liderler bulundukları sözde karargahtan YPG,PKK adı altında ne kadar terörist varsa bunların hepsini yönetiyorlar. Bunun manası YPG eşittir PKK" dedi.
Akar, DEAŞ'a karşı da mücadelenin devam ettiğini belirten Akar, "Coğrafya ne kadar milletlerin kaderiyse Türkiye de bu coğrafyanın kaderidir. Bunu herkes kabul edecek. Bunun dışında yaklaşım sağlıklı bir yaklaşım değildir, barışı, huzuru, getirmez" diye konuştu.
Akar, "Peygamber ocağı olarak da bilinen ordumuz aklın ve bilimin ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar doğrultusunda, gece-gündüz demeden 'Ölürsem şehit kayırsam gazi' anlayışı içinde ciddiyet ve samimiyetle ülkemizin birliğini, bütünlüğünü, güvenliğini asil devletimizin egemenlik ve bağımsızlığını korumak ve kollamak için elinden ne gelirse yapmaya devam ediyor. Milletinin emrinde görevinin başında. Bundan kimsenin tereddütü olmasın" ifadelerini kullandı.
YENİ TEK TİP ASKERLİK NEDİR?
Yeni sisteme ilişkin kulislerde farklı seçenekler dillendiriliyor. Bu seçenekler arasında, uzun ve kısa dönem askerliğin yerine 9 ay süreli tek tip askerlik sistemi öne çıkıyor. Bu sistemde 3 aylık temel askerlik eğitiminin ardından 6 aylık süreye ilişkin ise isteyenlerin bedelini ödeyerek terhis olabileceği, isteyenlerin ise belirlenecek aylık ücret karşılığında askerlik hizmetine devam edebileceğinden söz ediliyor. Bunun asgari ücret üzerinden belirleneceği bildirilirken, temel askerlik eğitimi sonrasına ilişkin ihtiyaç duyulan alanlarda kamu hizmeti seçeneğinin gündeme getirilebileceği de konuşuluyor. Kulislerde buna ilişkin, "Kamu hizmeti seçeneği, öğretmenlik ve doktorluk gibi ihtiyaç duyulan alanlar için düşünülebilir" değerlendirmesi yapılıyor.