23 Haziran İstanbul seçimi öncesinde AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu canlı yayında karşı karşıya gelldi.
Gazeteci İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünü yaptığı buluşma Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleşti. Yıldırım ve İmamoğlu İstanbul seçimine bir hafta kala projelerini açıkladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'nun soruları yanıtladığı ortak canlı yayın iki adayın birbirlerine ve İsmail Küçükkaya'ya verdikleri hediyelerle başladı.
KÜÇÜKKAYA İLK CÜMLESİNDE TARAFINI BELLİ ETTİ
FOX TV sunucusu İsmail Küçükkaya, programın açılışında Binali Yıldırım'a "aday" derken, CHP adayı İmamoğlu'na ise "başkan" dedi. Küçükkaya'nın bu tavrı hem programın ilk dakikalarından itibaren bir provokasyon, hem de tarafını belli etme olarak dikkat çekti.
Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'nun açıklamaları şöyle:
BİNALİ YILDIRIM: Biz de kutluyoruz. Evlatlarım geldi. Benim kutlayacak babam olmadığı için. Bana hediyeler almışlar. Çok güzel bir an oldu benim için.
EKREM İMAMOĞLU: Ben de öncelikle bu yayın hayırlı olsun, inşallah demokrasi için çok güzel bir gün yaşıyoruz. Dilerdim ki 31 Mart öncesi olsun. Bunda katkım olduğu için onur duyuyorum. Sayın Yıldırım'a da teşekkür ediyorum. Bizi dinleyen herkese, böyle bir şahitliğe katıldıkları için değerli bir süreci izleyecekler. Burası Kırkpınar meydanı değil. Ben de sayın Yıldırım'ın Babalar Günü'nü kutluyorum.
SEÇİME NEDEN GİDİYORUZ?
Sayın Binali Yıldırım sizinle başlayalım. Seçimde 31 Mart seçimlerinde oyumu kullandım. Bir hata yapmadım. Şimdi seçimin iptaliyle karşı karşıya kaldım. Gayet tabii 23 Haziran'da oyumu kullanacağım. Sorum şu: Biz bu seçime niye gidiyoruz?
BENİM OYUN CHP ADAYINA YAZILDI
BİNALİ YILDIRIM: Sizin bir kabahatiniz yok, ama sizin oylarınız sayılırken şaibe verıştı ve YSK'da bunu değerlendirerek yenilenmesine karar verdi. Bizim tercihimiz seçimin yenilenmemesiydi. Çabaladık ama CHP bize yardımcı olmadı ve seçime gitmek zorunda kaldık. Oyların tamamı sayılsaydı kimsenin kafasında bir soru işareti kalmayacaktı. Benim oyum CHP adayına yazıldı. Yenilenme yönündeki talebimizi kabul etmediler. Reddi yönünde karar aldılar. Keşke oyların tamamı sayılabilseydi. O zaman hiç kimsenin kafasında bir tereddüt, şüphe kalmayacaktı. İstanbullular'ı yormayacaktık.
SORU: Oylar çalındı iddianızda ısrarlı mısınız?
YILDIRIM: Evet oylar çalındı. Yüzde 10'u sayıldı 13 bin 929'a düştü. Geriye kalan yüzde 90 sayılsa farklı sonuç çıkacağı aşikar. Malesef bir dirençle karşılaştığımız için saydıramadık. Onu bulacak olan yetkililerdir. Siz yolda gidiyorsunuz birisi cüzdanınızı çekti. Polise gidiyorsunuz 'cüzdanım çalındı' dersiniz. 'Benim cüzdanım yer değiştirdi' demezsiniz. Oyların yer değiştirildi, bu çalınmadır. Nitekim sayımlarda da bu ortaya çıktı. YSK da bu delilleri dikkate alarak seçimin yenilenmesine karar verdi.
İMAMOĞLU: Oyların tekrar sayılmasını istedik ama CHP istemedi yorumu tamamıyla yanlış yorum. 31 Mart gecesine dönelim. Hızlıca hatırlayalım. Saat saat hatırlayalım. Öncelikle yaklaşık 1 saat olmadı ki, seçim kapanalı bir televizyon kanallarının bir kısmı burada göründüğü gibi yüzde 63.84, yüzde 33.99 diye yasakları çiğneyerek bir süreç başlattı. Bu süreç devam etti. Veri almama kısmı 12 saate yakın sürdü. AA oylar yüzde 98.8'e geldi. Ne olduysa sayın Yıldırım 'Ben seçimi kazandım' dedi. Tam saat 23.25'de açıklama yapıldı. Ne tesadüf ki AA yayını kesti. Sayın İl Başkanı AK Parti adına açıklama yaptı. "Biz 30 bin 86 sandığa göre 3 bin 870 oyla seçimi kazandık" dedik. Ondan yaklaşık 2 saat önce biz dedik ki 'Hayır bir seçimi kazandık' dedi. YSK Başkanı bizi teyid eden açıklama yaptı. Tutanak burada. 24 bin 57. Şunu unutmamaları lazım. Birkaç aşaması var oy sayımın 23 bin 57 ile başlayan süreç günün sonunda 13 bin 29'a indi.
SORU: YSK'nın kararı verildi, biz seçmen olarak zarfın içerisine 4 pusala attık. Nasıl olur da 3'ü geçerli 1'i geçersiz sayılır?
İMAMOĞLU: AA bu veriyi niye kesti. Sayın Yıldırım'ın bir açıklaması yok. Sayın Bakanlarla görüştüğünü ifade etmişti. Niçin 12 saat veri verilemedi. 20 bin 388'e maddi hatalardan sonra inildi. Geçersiz oylarla beraber sayı 13 bin 888'e indi. Sonra AK Parti yetkilileri sondaj yapacağız dedi. Ve 13 bin 729'a indi. YSK bir karar verdi, 24 binden 14 bin 657'ye inen oy oranı. Şu zarf, 4 oy var burada. Oyları çıkarıyoruz. Muhtarlık seçimi aynı zarfta, ilçe belediyesi meclis üyesi seçimi, pırıl pırıl, ilçe belediye başkanlığı seçimi, 25'i AK Parti kazandı. Bu da pırıl pırıl. Şaibesi Büyükşehir Belediye Başkanlığına dokunuyor. Yani şu 20 TL. Diyorsun ki, 'Senin 20 TL'nin 5 TL'si sahte' Buna hiç kimse inanmaz. Bu süreçte çaldılar, kime? Ben de bilmiyorum olmaz. Bu çaldılar lafı olmaz. Kime söylüyorsunuz? AK Partili sandıkta görev alan kardeşlerime mi söylüyorsunuz? İYİ Parti CHP'lilere mi söylüyorsunuz? Mektupta çaldılar diye bir tarif yok. Meydanlarda, caminin önünde çaldılar sözü var.
BİNALİ YILDIRIM: Olayları çarpıtmanın gereği yok. İsmail Bey, halka konuşuyorum. Aradaki nihai fark 13 bin 729. Başlangıçta 29 bin 504 küsür. Kaldı ki Ekrem Bey ilk açıklamasını akşam 9'da yaptı. '9 puan öndeyiz' dediği açıklama. Benim ilk açıklamam 11.25'tir. Eldeki bilgilere göre 'biz seçimi kazandık' dedi.
SORU: Bu hata mıydı?
BİNALİ YILDIRIM: Hayır orada bir hata yok. AA niye yayını kesti, kesmedi, benim işim değil. Mazbatalar işleniyor ona göre genel merkezimizden teyit de ediyoruz. 4 pusula meselesine gelelim. Bu tamamen aldatmacıdır. 4 ayrı pusula var. Ama itiraz edilen Büyükşehir Belediye Başkanlığı oyu. İlçeler için itiraz var. Maltepe için MHP, Büyükçekmece için AK Parti, Sancaktepe için CHP. Neden tamamını saydırdı? Demek ki orada şüphesi var. İtitaz olan pusula sayılır. Biri niye çalındı gibi işi çarpıtmanın gereği yok.
SORU: Aynı zarftan çıkanlar için yorum yapılıyor
"OYLAR AYRI SAYILIYOR, TUTANAKLARA AYRI GEÇİYOR"
BİNALİ YILDIRIM: Oylar ayrı sayılıyor, tutanaklara ayrı geçiyor. Ayrı pusulularda. Biz buna itiraz ediyoruz.
"SEÇİME İTİRAZ ETMEDİKLERİ KOCAMAN BİR YALAN"
BİNALİ YILDIRIM: CHP adayı seçimin sayılmasına itiraz etmedik dedi. Bu kocaman bir yalan.
İMAMOĞLU: 31 Mart akşamını geçelim dedi Yıldırım. Geçemeyiz. 31 Mart akşamı yaşanan ve sonrası çok mühimdir.
SORU: Siz de uzun bir kampanya yürütmektesiniz. Sizin de yeni seçimi anlatmanızı isteyeceğim. Yeniden sayımı sayın Yıldırım ve AK Parti söylüyor. Özellikle sizden 23 Haziran'a ilişkin yorumlarınızı istiyorum.
İMAMOĞLU: Saat 9 gibi açıklama yaptığım doğrudur. AA gibi garabet rezillik yaşıyoruz, bizim oranımız şudur dedik. Yaklaşık 1,5 saatin üzerine televizyon kanalları hukuksuz yayın yapmıştır. Sayın Yıldırım AA beni ilgilendirmez diyor, bakanlarıyla görüşüyor. Saat 2.20'de benim açıkladığım 30 bin 86 sandığa göre kalan sayıya göre, artık seçimin sonucunun değişme imkanı kalmamıştır. 1 Nisan'daki veri burada, birleştirme tutanağı burada. 34 bin 57. İşinize geldiği gibi rakamlarla oynamayın.Gerekçeye göre karar veriyor YSK. Sayımı yapan kişilerin hukuka aykırı olduğunu söylüyor. YSK'nın kararında 'çaldılar' yok.
"BENİM EN TAHAMMÜL EDEMEYECEĞİM ŞEY YALAN KONUŞMAK"
BİNALİ YILDIRIM: İthamlar var. Kul hakkı yemek, kibir abidesi olmak. Bunlar kimi adresliyor. Bu seçime beraber girdik. Biz açıkça bir seçim sonrası yaşanan olayları bir hukuk mücadelesini vererek hakkımızı aradık. Bu başka yerlerde de oldu. Biz çok istemedik tekrarlanmasını. Bu CHP'nin tamamımın sayılmasına direnmeseydi bu seçim tekrarlanmayacak. Biz bunu yüzde 10'unun sayımından aradaki farkı görünce rahatlıkla söylüyorum. Biz birbirimize yakın oy aldık. Aradaki fark 13 bin 729'dur. Rakamları birbirine karıştırmaya lüzum yok. Hal böyleyken birbirimize yakın oy almışız, niye benim lehime oylar kazanılıyor da Ekrem Bey'inki kazanmıyor. Ben 10 kazanıyorum Ekrem Bey 2 kazanıyor. Bu dürüst bir seçim mi? Ben AA'yla görüşmedim. Görüşseydim görüştüm derim. Benim en tahammül edemeyeceğim şey yalan konuşmak. Benim bakanlarla görüşmem bir algı oluşturmaya çalışıyor. Ben bakanlarla hep görüşebilirim. Onlarla görüşmekle ne ima edilmek isteniyor. Bakanlarla sonuç mu değiştirilecek böyle bir şey mi olur?
SORU: Sizin vaatleriniz var doğalgaz indirimi, dar gelirli ailelere indirim, İSPARK indirimi. Rakibinizin de 18 günlük başkanlığı var. O tarihte başlattığı su indirimi gibi. Hem vaatlerinizden bahsederken şöyle eleştiri geliyor. AK Parti 25 yıldır, çeyrek asırdır İstanbul'un belediyesini yönetiyor. Neden bugüne kadar yapılamadı deniyor. Nasıl yanıtlarsınız?
"AK PARTİ BELEDİYECİLİĞİ İSTANBUL'A ÇOK ŞEY KAZANDIRDI"
BİNALİ YILDIRIM: 25 yıldır AK Parti belediyeciliği İstanbul'a çok şey kazandırdı. 94'te kişi başına 14 litre su veriliyordu şimdi 101 litre su veriliyor. Istranca'dan sayın Cumhurbaşkanımızın belediye başkanımızın döneminde İstanbul'a su getirildi. Melen'den, Sakarya'dan su getirildi. Öyle olduğu için gelecek 40 yılın suyu var. Arıtma şu anda yüzde 99,5. Yeşil alan İstanbul'da 10 milyon metrekareden 60 milyon metrekare şu anda. 1500 otobüsü vardı şu anda 6 bin 500 otobüsü var. Şu anda 376 kilometre metro var. Bu sene sonu açılacaklarla birlikte. Su indirimi bizim vaadimizde de var. Nitekim AK Parti grubunun önerisiyle ortaya çıktı. Ekrem Bey'in indirim tarzıyla değil bizim tarzımızla kabul edildi.
SORU: Siz 18 gün boyunca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptınız. Birtakım uygulamalarınız oldu, şeffaf yönetim, su indirim gibi. Bu 18 gün ne oldu?
İMAMAOĞLU: Ben yalan konuşmam. 23 Haziran sürecine dair verdiğim sayılar tamamen belge üzerindendir. Birleştirme tutanağından veriyorum. 6 ilçede yapılan, kiminin sandık bölgeleri belli. Oluşan fark 469. Yani artısı, eksisiyle. Sayın Yıldırım'ın anına pozitif fark budur. Esas fark geçersiz oylardandır. Yanlış kampanya yönettiniz. Kampanyada ampüle bas dediniz. Biz 18 günde vaadettiklerimizi tek tek yerine getirdik. Bizim birçok projemiz kopyalanıyor. Biz açıkladığımızda ulaşım indirimini parayı nereden bulacaksınız dediler. 25 yıldır yaptıkları, elbette yapacaksınız. 25 yıl.
İMAMOĞLU: İçinde birkaç soru birleşebilir. Bakanlarla yaptığınız görüşmeleri çok doğal ve normal karşılarken AA ile hiç görüşmediğinizi ifade ediyorsunuz. Sabaha karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bilboard'ları 'gönül belediyeciliği kazandı' talimatı kimin tarafından verildi? Ben çaldıların kim olduğunu merak ediyorum.
YILDIRIM: Bunu AA açıklamalı. Normal bir şey değil, kabul ediliyorum ama bunu ben değil AA açıklanmalı. 25 tane AK Parti kazanmış İstanbul'da. Büyükşehir Belediye Başkanı meclis üyelerinin 180 tanesini kazanmış. Millet İttifakı 130 tane kazanmış. Seçimi kaybettik mi diyecektik? Ayrıca büyükşehir belediyesinde 50 fazla meclis üyesi kazanmışız. Anlamakta zorlanıyorum.
İMAMOĞLU: Sorum anlaşılmadı, bilboardlara afişleri niçin asıldı. Talimatı kim verdi? Bu doğru mudur? Yapılmalı mıydı?
"SONUÇ BUYKEN KAYBETTİK Mİ DİYECEKTİK"
YILDIRIM: Herhalde anlatamadık arkadaşa, Ekrem Bey'e. 39 belediyenin 25'ini AK Parti, nüfusun yüzde 65'ini teşkil ediyor, kazanmışız. 310 üyeliğin 180'ini kazanmış. Çoğunluk Cumhur İttiakı'nın. Sonuç buyken kaybettik mi diyecektik. O afişler partimiz tarafından asıldı. Nitekim bir iki gün sonra onlar da astılar. Daha YSK kararı verilmemişti.
İMAMOĞLU TARAFINDAN İBB'NİN VERİ TABANININ KOPYALATILMASI
YILDIRIM: Siz gelir gelmez hemen büyükşehirin veri tabanını kopyalama talimatını neden verdiniz? Bunun Kişisel Verileri Koruma Kanunu'na aykırı olduğunu bilmiyor muydunuz, hukukçularınız sizi yanılttı mı?
İMAMOĞLU: Tekrar izah ediyorum. Bu bir veri yedekleme işlemidir. Veri kopyalaması yapılır ve yapılır. Verdiğimiz talimat da 31 Aralık, 31 Mart yani seçim gecesi. 18 Nisan bize mazbatanın teslim edildiği gün. Bunları milat kabul edilerek veri tabanlarının yedeklenmesi ve korunması. Afaki değişiklik yapılabilir, bize de ihbarlar geliyordu. Kaldı ki yapamadık, yetişmedi. Kaldı ki hukuksuz bir karar. Ancak veri yedekleme, yani bu kadar basit, kolay bir işlemi başka bir yere taşımak. Güvenlik açısından hiçbir riski yok. Bu yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde olacaktı. Yani ajanlar basmış vs. yazık günah. Böyle kavramlar üretmek, sayın Yıldırım'a süreci daha iyi analiz etmesini dilerim, talep ederim. Bunu da uyarı olarak söyleyeyim, 'Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü işlemi, incelemi yapabilir'. Bu basit kavramla kendisine ifade etmek isterim.
"VERİ KOPYALAMA İŞİ BİR FETÖ TAKTİĞİDİR"
YILDIRIM: Vatandaşlarımız bilsin biraz teknolojiyle aram iyidir, bu internet altyapısını biz yaptık. Veri yedekleme ayrı kopyalamak ayrı iştir. İstanbul'un bilgileri yedekleniyor. Veri yedeklemesi yapılmadan hiçbir şekilde veri saklanamaz. Bu güvenlik meselesidir. Bilgisayarınızda bile yedekleme sistemi vardır. Benim söylediğim cümlenin ön kısmını Ekrem Bey ifade etti. Efendim tabii ki belediye başkanı her şeyi inceleme yetkisi var. Ancak devamı var niye kopyalama ihtiyacı duysun. İstediği zaman istediği bilgiyi maiyetindekiler alır getirir. Benim söylediğimle burada ifade edilen aynı şey değil. Kaldı ki mahkeme kararı da onu da tanımıyor gibi şey, öyle de bir algı, o mahkeme kararı da yanlış dedi. Onun ilgisiz dediği, Eyüp'ten seçilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Meclis Üyesi avukat. Bu veri kopyalama işlemi bir FETÖ taktiğidir. Geçmişte bunu FETÖ yaptı. Üç tane dışarıdan uzman da görevlendirme yaptı. Bu başlı başına fecaat bir şeydir. Devlet umurunda böyle bir şey yok. Dışarıdan adam tayin edip en hassas yerlere, kozmik odalara tayin edemezsiniz. Seçim sonrası sayımda da itiraz süreci icap ederse yine olur. Bu sefer belki biz etmeyeceğiz sayın Ekrem Bey edecek. Ben iki taraf için de normal olduğunu düşünüyorum. Umarım itirazı gerektirmeyecek bir fark olur.
SORU: Trabzon, Giresun'da kalabalık mitingler düzenlediniz. Trabzon ve Giresun mitinglerini tamamlayıp İstanbul'a dönmek üzereyken Ordu'ya gittiniz. Orada VİP'e girdiniz, milletvekilleri mi vardı, onları da açıklamanızı isteyeceğim. Ne oldu, neler oldu, neden sinirlendiniz, bir valiye hakaret ettiniz mi?
İMAMOĞLU: Duyuruları yapan arkadaşlarım var. Çok nettir. Trabzon'da bayramlaşma çağrısı yaptık. Muazzam bir karşılamaya dönmüştür. Sırasıyla ilçelerinde tabii bu muazzam süreç bence bir tuzakla, ne yazık ki tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Oradaki tavırlarım net, belli, nasıl sükunete çağırdığım belli. Tabii ki annemin orada düştüğü durum. Benim VİP diye bir derdim yok, sıkıntım yok. VİP süreçlerinin çok daha netleşmesi gerekir bu ülkede. Geçenlerin haddi hesabı yok. Dolayısıyla kaldı ki ben Trabzon'da 'beni şuradan geçirin' diye bir kavramım yok. Beni karşılayanlar, yollayanlar bir şey organize ediyor. Trabzon'da geçtik, Ordu'dan niye geçirilmedik, bilemiyorum. Ben ne söylediğimi biliyorum. Sayın Genel Başkan Yardımcısına da ne söylediğimi biliyorum. Buranın sakinleşmesiyle ilgili. Oradaki vali bey de ne söylediğimi biliyor. Ama bu konu İstanbul'un konusu değil.
İMAMOĞLU YİNE İNKAR ETTİ
SORU: Valiye hakaret ettiniz mi efendim?
İMAMOĞLU: Hakaret etmedim. 'Basitleşmiştir' dedim. Valinin 1 ay öncesinden bize hakaretleri var. Bakacağız. Bize Pontuslu dediler buna da cevap verilsin.
"İSTANBULLULARDAN, MİLLETTEN ÖZÜR DİLEMESİ GEREKİR"
SORU: Bu seçim sizi şaşırttı mı?
YILDIRIM: İzmir seçimi geride kaldı. 17-25 Aralık'ın gölgesinde kaldı. İzmir'de en yüksek oyu aldık. Burada kazanan yok. Her ne kadar Sayın Ekrem İmamoğlu'nun Anıtkabir'e gidip 'belediye başkanı' diye yazdıysa da burada kazanan yok. Hayretle izliyorum, Ekrem Bey alışkanlık haline getirdi artık bu çarpıtmayı. Yalana kızıyor, doğru söylememeyi bir alışkanlık haline getirdi. En son 'soruları İsmail Bey'den aldı' dedi. Ben de 'almadım' dedi. Siz de açıklama yaptınız. Saadet Adayının çocuğu İBB'den çıkarıldı. En yakın arkadaşı Fatih Portakal bile yayınında dedi ki, 'Bu Ordu işi olmamıştır, yanlış olmuştur, bizde görüntüler var, RTÜK'e takılacağız diye yayınlamıyoruz' dedi. Bence Ekrem Bey özür dileseydi. Aslında şimdi validen özür dilemesi gerekir demiştim. Şimdi başka bir şey diyorum, İstanbullulardan, milletten özür dilemesi gerekir. Çünkü millete yalan söylemiştir İsmail Bey. İstanbul seçimlerine gideceğiz, İstanbul'a güveniyorum. Bugüne kadar İstanbul'a çok güzel hizmetler yaptık. 23 Haziran'dan sonra İstanbullu bu yetkiyi bize verince yine yapacağız. İstanbul Türkiye'nin özeti. 81 vilayet var. Demografik yapıya baktığımızda bütün nüfus grupları var. Türkiye'nin ebrusu demek daha iyi.
İMAMOĞLU: İstanbul'un en büyük sorunu yoksulluk ve israf. Kul hakkı meselesini çok önemsiyoruz. Kelimelere takılmıyorum.
SORU: Bir Sayıştay raporu var. Son 5 yılda 753 milyon bir zarardan bahsediliyor. Son zamanlarda çok tartışma konusu vakıflara ayrılan son 1 yılda 308 milyon lira. Belediye başkanı olunca siz nasıl yapacaksınız?
YILDIRIM: Sayıştay raporunu gördünüz mü İsmail Bey. Sayıştay raporunda öyle bir rakam yok. 108 milyon mu ne. Bu yalan. Yalan olduğu İstanbul Büyükşehir Beledise tarafından açıklandı.
SORU: Sayıştay'dan hiç yalanlama gelmedi.
YILDIRIM: Geldi, onu bilmenizi isterim. Maalesef yeterince bu konu duyurulamadı. Onların yerine biz duyurmak zorunda kaldık. Böyle bir şey yok, kısacası yalan. Hadi doğru değil diyelim, Ekrem Bey alınmasın. Nitekim o televizyon programında bir düzeltmeyi yapınca 'doğru değilmiş' dedi ve geçiş yaptı. Değerli arkadaşımız bu konularda daha ilkeli davranmasını beklerim. Bu güne kadar ortaya atıp, kafa bulandırmaya çalışıp, bütün meselelerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Bunları tek tek sayarım. Ama ben zul duyarım. Ama biz İstanbul'u konuşamadık. Vakıflarla ilgili de açıklamalar yapıldı. Zaten belediyeler vakıflara nakit kaynak aktaramaz.
YILDIRIM: Temiz vakıflara veririm diyor da, yani deterjanla yıkayarak mı vereceğiz? Kim karar verecek? İstanbul'da 23 bin tane vakıf, dernek, hemşehri dernekleri var. Bunların hepsine ilçe belediyeleri ve büyükşehir belediyesi destek oluyor. Hiçbir şekilde belediyeler bu kuruluşlara nakdi destek olamaz. Kendisinin de vakfı var, Batı, İstanbul Vakfı mı neyse. Toplumsal sorumluluk üstleniyorlar, insanları biraraya getiriyorlar. Onların kaynaşmasını sağlıyorlar. Bu vakıflara nakdi bir kuruş yardım yapılamaz. Onun için burada algı operasyonuna gerek yok. Yapılmadığına dair zaten belediye açıklamasını yaptı. FETÖ'ye yönelik beyanatından memnun oldum, doğrusu takdir ediyorum. FETÖ büyük bir terör örgütüdür. 15 Temmuz gecesi yakından yaşadık. Bu FETÖ örgütüyle mücadele de elbette ki devam edecek. Tabii ki hukukun içinde kalarak. Bizi ilgilendiren ihanet kısmıdır.
FETÖ İLE MÜCADELE
İMAMOĞLU: Uzaktan yakından ilişkim yok. Ben devlete inanırım.
BİNALİ YILDIRIM: İstanbul'da 23 bin tane vakıf dernek var. Belediye bunlara nakdi destek olamaz. Sizin yapamadığınız işleri onlar yapıyor, siz de onlara destek veriyorsunuz. İnsanları bir araya getiriyorlar. FETÖ'ye yönelik beyanatından memnun oldum .FETÖ büyük bir terör örgütüdür. 15 Temmuz gecesi bunu yaşadık. Bu FETÖ ile mücadeleye de elbette devam edeceğiz. Bizi ilgilendiren ihanet kısmıdır. Bunlar da mahkemelerde hesabını veriyor.
İMAMOĞLU: Bu belediyenin parasını israf ettirmeden, tasarrufla değere dönüştürüp öncelikle bu şehrin yoksulluğu ile mücadele etmek. UCuz ve sağlıklı gıda, ulaşımda indirim, suda indirim. Eğitim, geçim, evlilik, sofra, işsizlik destek paketiyle mevcutun beş katına çıkaracağız. 4 aileden birisi bu şehirde açlık sınırı altında. 2 bin 20 liraya kadar bu sınırın altındaki ailelere maddi destek sunacağız. Evin kadınına sunacağız. Ouklarına yemek getiremeyen ailelerin çocuklarına kumanya desteğimiz var. Biz işsizimizin yanında olacağız. Bölge İstihdam Ofisimize kayıt yaptıran 200 bin işsiz gencimize iş bulacağız. Ücretsiz ulaşım desteği sunacağız. 25 yaş altı öğrenci olmayan gençlere yüzde 40 indirim yapacağız.
"500 BİN İSTİHDAM SAĞLAYACAĞIZ"
SORU: Ekonomide sıkıntılı süreçten geçiyoruz. İşsizlik ciddi problem haline gelmiş. İstanbul gibi dünya metropolü kent yoksulluğu gibi bir kavramla karşı karşıya gelmiş. Siz seçilirseniz ne yapacaksınız?
YILDIRIM: İstanbul Avrupa'nın 13. büyük ekonomisi. İstanbul ihracatı 72 milyar dolar. Milli gelirin 236 milyar dolarını karşılıyor. 5 yıl içerisinde yapacağımız projelerle 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla'da mesela bioteknoloji vadisi kuracağız, 50 bin kişiye istihdam sağlayacağız. 160 bioteknoloji fabrikası yapacağız. Buradan 27 milyar ekonomiye katkı sağlayacağız. Ayrıca bir teknoloji üssü kuruyoruz. Burada big data dediğimiz büyük verinin işlenmesi. Burada gençler istihdam edilecek. Altyapısını hazırlayacağız, fikir getirecekler. onların akıl terini üretime dönüştüreceğiz. Pendik'te teknoloji geliştirme bölgesi.Burada firmaların AR-GE'leri olacak. Bunun örneği Rotterdam, Singapur'da var. Bu modeli İstanbul'a getireceğiz. Burada 50 bin istihdam öngörüyoruz. Atatürk Havalimanı hem millet bahçesi hem de fuar ve kongre merkezi olacak. Avrupa'daki 50 milyonluk fuar kongre turizminin yüzde 10'undan istifade edelim ve şehrimize katma değer sağlayalım. Bu da 40 milyarlık bir katkı.
İMAMOĞLU: Ben Kürt kökenli vatandaşımın çocuğu mu, Türk kökenli mi diyorum. 16 milyon İstanbul'dan bahsediyorum. Sayın genel başkanıma 'Efendim ben İstanbul ittifakının adayı olmak istiyorum' dedim. Partizanlığı bu belediyeden söküp, atacağız. Bunun içinde AK Partili, Saadet Partili, MHP'li elbette HDP'li hemşehrilerim var. Partizanlık bu ülkenin en büyük düşmanlarından biridir. Terör ön büyük sorundur peşinden partizanlık geliyor. Biz bu milleti barıştırmaya geliyoruz, eşitlemeye geliyoruz. Bağcılar'daki çocukla Kadıköy'deki çocuğu eşitlemeye geliyoruz. Ben bu çocuklardan bahsederken kökenini mi söylüyorum. Hepsi benim çocuğum. Biz mahallede demokrasiyi, semtte, ilçede, büyük şehirde sağladığımızda hiçbir sorun kalmaz. Gönül belediyeciliği ile afişler niye asıldı dedim.
"İNSANLARIN ETNİK KÖKENLERİNE, İNANÇLARINA BAKMAYIZ"
YILDIRIM: Biz hizmet yaparken İstanbul'da ve Türkiye'de İnsanların etnik kökenlerine, inançlarına bakmayız. İnsanlarımıza hizmet götürürken herkese aynı hizmet götürürüz. Particilik seçimlerde kampanyada parti vardır. Kampanyada partimizin söylemlerini dillendirirsiniz, seçim bittiğinde rozetinizi çıkarıp hizmet yaparsınız. Biz partizanlık yapıyorsak, adres bizeyse bunu şiddetle reddederim. İzmir'in toplu taşıması İZBAN'ı CHP belediyesiyle beraber yaptık. Çevre yolunu, Konak tünelini yaptık. İzmir-İstanbul yolunu yapıyoruz. Süre 2,5 saate düşecek. Partizanlığı şiddetle reddederim. 81 vilayetten İstanbul'a gelen bütün hemşehrilerimize 780 bin kilometrekare vatan toprağının her köşesinden İstanbul'a gelmiş, burayı evi, işyeri yapmış, çocuklarının geleceğini düşünen 15 milyon İstanbulluya hizmet için varız. İstanbulluya yapılan hizmet asla israf değildir. İstanbul'a 1994'den beri hizmet ediyorum. İDO Genel Müdürü yaptım. 4,5 yılda İDO'yu dünyada kendi sınıfında 1 numara yaptım.
MAL VARLIĞI BEYANI
BİNALİ YILDIRIM: Ben mal varlığımı beyan edeerim. Benim için bir mazuru yok.
İMAMOĞLU: Belediye başkanı seçilince de beyan etmiştim.
SORU: İstanbul'da 500 binden fazla Suriyeli var. Türkiye bu konuda büyük fedakârlık yapıyor. İnsaniyetini gösteriyor. Bu Suriyeli meselesinde ne yapacağınızı merak ediyorum.
İMAMOĞLU: Mülteci konusunu biz iyi yönetemedik. Sadece vicdanla, toplumsal tavırla, davranışla açıklamak doğru değil. Aynı zamanda evrensel hükümler taşır. Güneyimizde yaşanan bu insanlık dışı olaylarda Türkiyemiz yalnız bırakılmıştır. Ben bunu Fransa'da yaptığım konuşmada da söyledim. Siz bizi bu süreçte yalnız bırakarak dünyayı başka yere sürüklüyorsunuz demiştim. 547 bin kayıtlı Suriyeli göçmen var İstanbul'da. Kayıt dışı rakamlarla 1 milyona ulaştığı yönde yoğun gözlemler var. Üç aşamaya bölüyoruz bunu. Mutlaka bir masa kuracağız. İBB'nin bir politikası yok. Sessiz. Siz politika üretmelisiniz. Bir anda 3,5 milyon mülteci dağılmamalıydı. Üçüncü husus uluslararası alanda da 16 milyonluk kenti yönetiyoruz. Güneyimizde yaşanan olaylarda toprağın altındaki petrolü düşünerek bizi mülteci sorunuyla başbaşa bırakamazsın. İstanbul'un sokakları tehdit altında. Doğudan, Kuzeyden, Batıdan gelen vatandaşlarımız ekmeğinin elinden alındığını düşünüyor.
"EKREM BEY NE YAPACAKLARINI ANLATMAYI UNUTTU"
BİNALİ YILDIRIM: Ekrem Bey ne yapacaklarını anlatmayı unuttu. Ben anlatayım. Bu insanlar ölümden kaçtı, canlarını kurtarmak için bize sığındılar. Biz geleneklerimize, inançlarımıza uygun olarak misafir ettik. Biz ev sahibiyiz, onlar muhacir. Bunlar geçici koruma statüsündeler. Böyle bir kimlikleri var. Bunların hepsinin kaydı, kuydu var. Eğitim, sağlık hizmetleri de veriliyor. Bunlar en temel insanlık hizmetleri. Uluslararası camia bunlara gerekli desteği vermedi. Sadece Türkiye'ye ne kadar güzel yaptığını söylediler ama ellerini taşın altına koymadılar. Onları yoksulluğa terk ettiler, hatta denizde boğuldular. Afrin Harekatı'nı yaptık. Şimdi bir kısmını oraya gönderdik. 500 bine yakın Suriyeli gitti. Şimdi Fırat'ın doğusundaki o bölgeyi temizleyip diğerlerini de oraya göndereceğiz. Bu süre içerisinde İstanbul'da yaşayan, özellikle belli ilçelerde Fatih, Beyoğlu gibi burada bir asayiş sorunları, İstanbulluların huzurunu, rahatını kaçıran olaylara karışırlarsa, kanunsuz işler yaparsa bunların normal seyirde gitmesini beklemeden hiç kusura bakmasınlar tutar göndeririz. Belediyenin bu işi tek başına yapması mümkün değil. Bu iş merkezi hükümetle yapılacak. İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi'yle yapılacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde mültecilerle ilgilenen bir birim var. Belki bu birim daha da güçlendirilebilir.
BİNALİ YILDIRIM: Birçok vaatler hali hazırda belediyenin yaptığı şeyler var, yeni vaatler var. Ekrem bey Beylikdüzü'nde 11 tane kreş vaadi vermiş sadece bir tane yapabilmiş. Keşke 11 tane yapabilseydi. Önemli olan vaadi yerine getirmek ben verdiğim hiçbir vaadi karşılıksız bırakmadım.
YILDIRIM: Kadının iş hayatına katılması, toplumda daha etkin yer alması son 16 yıla bakarsanız ciddi artış var. Yüzde 21'di yüzde 34'e çıktı. Siyasette de artış var ama istediğimiz düzeyde değil. Üniversitelerdeki kız öğrencilerin sayısı erkeklerden fazla. Öğretmenlerin sayısı erkeklerden fazla. Asıl bizim yoğunlaşmamız gereken kısım ev kadınlarımız. Ev kadınlarımızın iki türlü sorumluluğu var hem çocuklara hem ev işlerine bakıyorlar. Onların da sosyalleşmeye ihtiyaçları var. Onların el emeği göz nuru emeklerini değerlendireceğiz. Her aileye bin lira katkı sağlayacağız. İstanbul'un 300 mahallesinde kreş yok. Ev kadınları çocuklarını rahat bir şekilde gözü arkada kalmadan bırakacak, dışarı çıkacak tekrar gelip oradan alacaklar. Bu vaadler Ekrem Bey'de olabilir. Bunlar belediyenin sosyal vaadleri diyorum. Mesela Ekrem Bey, Beylikdüzü'nde kreş vaadi vermiş. Zannediyorum 11 tane vermiş. Sadece bir tane yapabilmiş. Keşke 11'ini de yapmış olsaydı ne güzel olurdu. Önemli olan vaadi vermek değil yerine getirmektir. Siyasetçinin kalitesi oradan ortaya çıkar. Ben hiçbir vaadimi karşılıksız bırakmadım.
İMAMOĞLU: Siyaseti kalitemiz konusunda yine bir yorumda bulundu. Kalite yorumu yapınca incitici oluyor. Bu hoş bir yorum değil. Beylikdüzü halkı bizim neler başardığımız hususta net bir refleks ortaya koymuştur. Bugün vaad verme konusu bize aittir, sayın Yıldırım'a ait değildir.
YILDIRIM: Bu ne biçim laf, ben de belediye başkanı adayıyım
İMAMOĞLU: Hızlıca 150 kreş açacağız. Kadınların söz hakkı olma meselesi. Kadın istihdamı. Kadın emek ofisleri. Satın alma garantisiyle kadınların çalışabilmesine fırsat tanımak. Annelere 0-4 yaş arası bebekleriyle ücretsiz dolaşma hakkı sağlayacağız. Bütün sosyal tesislerimizden yüzde 40 indirimli yararlanma hakkı sağlayacağız. Şiddeti önleme kriz merkezi açacağız. Çocuğu ile beraber kadını özellikle ihmal ve istismar meselesi üzerinden destekleyeceğiz. Mahalle evlerimizde bu aynı zamanda mahalle meclisi kavramı içeriyor, iki sosyolog istihdamı sağlayacağız. Tüm bu söylediklerim özellikle ev kadınlarına olağanüstü bir hizmet yapacağız.
SORU: Bir meslektaşım sordu. Siz hayatınızda FETÖ yurtlarında kaldınız mı, örgüt elebaşını gördünüz mü?
YILDIRIM: Yok, ben ne örgüt elemanını ne de FETÖ'yü görmüşlüğüm ne de yurtlarında kalmışlığım yoktur.
İMAMOĞLU: istanbul'un yönü yok. Gittiği yer ile ilgili bir tanım yok. Kaç milyon olacak İstanbul? İstanbul şehrinin yönünü çizeceğiz. İlk 1 yıl içerisinde mevcut durumu belirleyeceğiz. 2030 ve 2050 hedefleri. İstanbul'un kırsal kent planlaması önemli. Yeşil alan konusunda İstanbul Türkiye ve dünyanın en sıkıntılı metropollerinde birisidir. Biz 15 vadide yaşam vadisi açıkladık. Bizim 30 milyon metre karelik bu şehre katma konusunda bütün toplumla anlaştık. Bu şehri yönetenler, 25 yıldır bu kenti yönetenler 'bu kente ihanet ettik' cümlesini ben söylemedim. Bu şehrin birçok ilçesinde yeşil alanların yok edilerek, imara açılması. Özellikle deprem toplanma yerlerin yok edilmesi. Bu şehrin değişmez kurallarını var edeceğiz.
İMAMOĞLU: Bu şehir çocuk kenti ve genç kenti. Bizim 0-4 yaş arası çocuk sayısı 1 milyon 200 binin üzerinde. Kreşle başladığımız o seferberlik süreci gençlerin üniversite eğitimleri bittikten sonra meslek edinme ve hayata katılma konusuna varıncaya kadar takip edilmesi gereken bir süreç. Gençlere yüzde 40 indirim. Üniversite bursu. 75 bin öğrenciye 8 ay boyunca 400 lira. 12 kadın 8 öğrenci yurdu. 10 adet dünya dilleri merkezi, 10 adet gençlik merkezi. Dünya dillerini öğrenen insanlar daha hızlı iş sahibi oluyor. Spor arenaları. Gençler İstanbul'dan başka şehirlere kaçmayacak. 230 milyon dolarlık bir beyin göçü tarifi yapılıyor. Bizim gençlerimiz hayallerini İstanbul'da kuracak. 350 bin gencin Ekrem abisi olmaya geliyorum. Erişelebilir bir kent olacak. Bu kent engelliler için engeller taşıyorsa o zaman bu kentin vicdanı yoktur. Engelliye biz bakayacağız. 10 adet alzheimer bakım evi. Yaşam boyu öğrenme evleri. Yaşlılara acil durum bilekliği. Aktif yaşlanma programını devreye sokacağız.
YILDIRIM: Gençler benim kankam. Onları kankam olmaya davet ettim çok güzel tepkiler aldım. 10 GB ücretsiz internet erişimi alacaklar. Müzeler ve tiyatrolar bütün gençlere ücretsiz olacak.
"BELEDİYENİN GENÇLERE BURS VERMESİNİ CHP ENGELLEDİ"
YILDIRIM: Evet belediyelerin. Öğrencilere kırtasiye desteği var. Öğrencilere kırtasiye desteği. Amatör spor kulüplerine 100 bin liralık tutarında destek vereceğiz her yıl. Şu anda bunun onda biri veriliyor. Spor tesislerinden gençler ücretsiz yararlanacak. Motosikletle geçişler her iki köprüden bedava olacak. Üniversiteye hazırlanan, yani liseden mezun öğrencilik vasfını kaybetmişlere de bu ulaşım indiriminden onlar da yararlanacaklar. İşsizlik maaşı alanlara toplu ulaşım desteği vereceğiz. Öğretmenler bütün toplum ulaşımından bedava yayınlanacak. Gençlere bursu yazmadım. Çünkü belediyeler burs veremiyor. Veriyordu esasında. CHP konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürdü ve belediyelerin burs vermesini artık imkansız hale getirdi. Ekrem Bey nasıl burs verecek merak ediyorum, veremez. Ama Ankara ile beraber iki parti anlaşırsa bunu çözebiliriz. Önce bu engelin aşılması lazım. Ekrem Bey'in daha önce beyanatı var İstanbul, Ankara'dan yönetilmeyecek diye, o da ayrı bir husus.
BİNALİ YILDIRIM'IN İSTANBUL VAATLERİ
YILDIRIM: Şehrin nefes alması, insanlar binalardan bunalıp, yeşil alana kendini atacak yer bulması lazım. Bizim 20 tane yeşil koridor projemiz var. Silivri'den Pendik'e kadar devam ediyor. İstanbul'un dereleri bunlar. Yapılaşmadan dolayı bir kısmı adı kaldı kendisi yok. Biz bütün bu dereleri ihya edeceğiz. 37 milyon 500 bin metrekare ilave yeşil alan kazanmış olacağız. Bu alan hem derenin etrafında yürüyüş alanları, bisiklet alanları, piknik alanları olacak. Buradan da yatayda millet bahçelerine geçiş olacak. Her mahallede 200 metre mesafede bir çocuk parkı olacak. Sonra semt parkları, millet bahçeleri bu koridorlarla entegre olacak. Kuzey ormanlarına erişimi bu koridorlarla sağlayacağız veya kuzeyden Marmara'ya inişi sağlayacağız. Buralar depremde geçici barınma alanları olarak yapılacak. Bu heyecan verici proje ve çok kolay yapılabilir bir projedir. İstanbul'un kişi başı yeşil alan 10 metre karenin üstüne çıkmış olacak. Dikey yapılaşma hem sosyalleşmeyi hem kentin kimliğini ortadan kaldırıyor. İstanbul'un bu dikey yapılaşmasında ilçeler bazında 22 ilçede yoğunlaşmış ve bu 22 ilçenin 18'i CHP'li belediyeler. 4 tanesinde AK Partili belediyeler var.
SORU: Ulaşım meselesi. Ne vaadediyorsunuz?
YILDIRIM: Ulaşım benim işim tevazuya lüzum yok. Türkiye'nin her tarafını bölünmüş yolla donattık, havayolunu halkın yolu yaptık. İstanbul'un birinci derdi ulaşımı. Marmaray, Üçünkü Köprü, Avrasya Tüneli, Kuzey Marmara Yolu, Osmangazi Köprüsü'nü, dünyanın en büyük havalimanını yaptık. Biz 2024'e kadar insanların trafikte yarım saat kazanmalarını sağlayacağız. Baba evine yarım saat önce gidecek. Yapacağımız raylı sistemleri. 518 kilometreye çıkaracağız. Her yıl minimum 50 kilometre raylı sistem yapacağız. Metroların payı süre sonunda yüzde 48'e çıkacak. Bugün yüzde 18. Yüzde 30 artmış olacak. Burada ciddi yarıtım var. Ankara metrolarını, İzmir İZBAN'ını yaptık. Edindiğimiz tecrübelerle bunu kolayca yapabiliriz. Bilmiyorum Ekrem Bey Marmaray'ı kullandı mı? Yakın zamanda Marmaray'ın banliyo hattını yaptık. Bu şekilde ciddi anlamda metrobüste biraz rahatlama oldu. Ama asıl metrobüsü rahatlacağımız şey Beylikdüzü'nden Söğütlüçeşme'ye giden hattı otonom ve akıllı araçlarla değiştireceğiz, kapasiteyi yüzde 50 arttıracağız. Bu güzergahta bir otoyol daha yapacağız. Kuzey Marmara ile TEM arasında olacak. Levent'tle Mahmutbey arasındaki metroyu bu sene sonu açmış olacağız.
İMAMOĞLU: İstanbul'u halledemediler. İstanbul dünyanın en sıkışık şehri. İstanbulun ulaşımda günde geçirdiği dakika 91 dakika. Marmaray'dan geçtim. Teşekkür ederim. Deniz ulaşımı konusu benim önemli konum.
BİNALİ YILDIRIM: İstanbul müjdelenmiş bir şehirdir. İstanbul'un ilk defa geçen yıl 60 bin nüfusu eksildi. Anadolu'da altyapıyı çok iyi yaptığımız için kendi memleketlerine dönmek istiyorlar. İstanbullulara söyleyeceğim şudur 16 yıl ülkeme dolu dolu hizmet yaptım. Bu şehir benim 11 yaşındaki Binali Yıldırım milletvekilliği yaptı her makamı gördü. 50 yıllık yaşadığım bu şehre çok güzel hizmet yapmaya devam edecek.
SORU: Depolarda çürüyen metrodan bahsedilmesi.
YILDIRIM: Külliyen yalan. Bakanlık açıklama yaptı.
İMAMOĞLU: Servis işinde tahdidi biz vaadettik. Şu anda vekaleten benim başkanlığım döneminden sonra vali bey var. Büyükşehir belediyesi süreci bizim sürecimizde. Biz bütün aktörleriyle beraber çalışacağız. Az önce ulaşım indirimlerini söyledik. İBB sorumluluğunda. Hiçbirisi bizim halk otobüslerine, şirketlere mal edilmeyecek. Biz şehir içinde kalan gişelerin şehir dışına aktarılması konusunda fizibilite çalışmalarını değerlendiriyoruz. Sayın Yıldırım 'benim işim' dedi saygıyla karşılıyorum. Sanki sayın Cumhurbaşkanı ve yetkililere haksızlık yaptığını düşünüyorum. Ama İstanbul'u halledemediler. Durakta bekleme süresi 20 dakikayı aşan bir kent. 1 saati aşan yerler var. Günde 91 dakika trafikte geçiyor. İstanbul'u bütünleşik olarak biz çözeceğiz. Evet ben Marmaray'dan geçtim, çok teşekkür ediyorum. 70'lerde fizibiletisi başlayan bir proje çok teşekkür ederim. 2004'de 45 kilometre aldıkları metro hattı 170 kilometreye oluştu. Sadece senede 8,5 kilometre yaptılar. Beylikdüzü metrosu hala biliyor. Deniz ulaşımı yüzde 10'lardan yüzde 3'lere düştü. Bu şehirde 500 kilometre bisiklet hattını, yaşam vadilerinden, fünüküler hatlarıyla destekleyeceğiz. TEM'de kuracağımız megabüsle metrobüs hattını rahatlatacağız.
İMAMOĞLU: Ahlak, vicdan, erdem bütün bu kavramlar şehirlerden başlar. Bırakalım adayların dışında üretilen birtakım söylemleri. 6 aydır Allah'a şükür temiz bir dille bu süreci bitiriyorum. Neymiş, belediyenin sosyal tesislerinde alkol olacakmış. 8 tane sosyal tesis açtım, bir tanesinde alkol var mı? Bunlar dedikodu. Kadını erkeği aynı yerde havuza. İki yerde havuz açtım, saatleri, günleri ayrı. Bu şehir akılla, insanların uzlaşmasıyla, barış içerisinde eşitlikle anlaşarak muazzam bir kent var edeceğiz. Ekibimiz 16 milyonluk İstanbul.
"16 YIL ÜLKEME DOLU DOLU HİZMET YAPTIM"
YILDIRIM: İstanbul müjdelenmiş bir şehirdir. 15 milyon 67 bin nüfusu vardır. İlk defa geçen yıl nüfus eksildi. Anadolu'da altyapıyı güzel yaptığımız için bir kısım vatandaşımız kendi memleketlerine dönüyor. Şehrin gelecek planlaması yapılıyor, güncellenecek. Benim İstanbullulara söyleyeceğim 16 yıl ülkeme dolu dolu hizmet yaptım. Ulaştırma Bakanı, Başbakan, Meclis Başkanı olarak. Bu şehir beni Binali Yıldırım yaptı. Beni Binali Yıldırım yapan 50 yıllık yaşadığım bu şehre güzel hizmet yapmaya hazırım. Marmaray, Avrasya, Hızlı Tren, Üçüncü Köprü, Osmangazi, Havaalanı, Kuzey Marmara Otoyolu'nun üzerine İstanbul'un ulaşımını 5 yıl içerisinde çözeceğim. Eziyeti ortadan kaldırıp, seyahati keyfe dönüştüreceğim. İnsanların evlerine gidip çocuklarına daha fazla zaman ayırmaları için seyahat sürelerini kısaltacağım. Marmaray, Avrasya olmasaydı bugün İstanbul'da trafik felç olmuştu. Avrasya 50 bin, Marmaray her gün 300 bin yük alıyor. Deniz niye azaldı? Eskiden sadece deniz geçişi vardı, alternatif yoktu. Deniz taşımacılığını da biz bedava yapıyoruz. 7 tane hat kuracağız. Son sözüm vatandaşlarıma İstanbul'da herkes sandığa gitsinler, sözlerini 23 Haziran'da söylesinler diyorum. Bu arada Ekrem Bey'i çaya davet ediyorum.
ORTAK AYIN SONRASI AÇIKLAMA
BİNALİ YILDIRIM: Evet İstanbullu bir aradan sonra belediye başkan adayları bir araya geldi. İstanbul'u, 23 Haziran seçimlerini konuştuk. Ekrem Bey CHP adayı, Binali Yıldırım olarak ben sorulan sorulara gayet samimiyetle cevap verdik. Süre uzatılmasına rağmen yapacaklarımızın, vaatlerimizin ancak yarısını anlatabildik. Ama tabii İstanbulluları da uykusuz bırakmak gibi bir hakkımız olduğunu düşünmüyorum. Biz düşüncelerimizi paylaştık, kararı İstanbul halkı verecek. Ben diyorum ki, inşallah İstanbul'da samimiyet kazanacak, tecrübe kazanacak. İş ehlinin, karar milletin. Bundan sonraki seçimlerde bundan sonraki adaylar elbette benzer şeyleri yaparlarsa İstanbul için, milletimizin kaynaşması için de güzel bir iş olur diye düşünüyorum.