"Türkiye'nin satın aldığı S-400'ler bölgedeki güç dengesini değiştirecek"

ABD'nin, müttefiki Türkiye'nin Patriot talebine olumlu yanıt vermemesi üzerine Ankara, kendi hava savunma sistemlerini satın alma yoluna gitti. Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi'nin birinci grup malzemeleri bugün Mürted Hava Meydanı'na intikal etmeye başladı. Gelişmeleri canlı yayında değerlendiren uzmanlar, S-400'lerin Türkiye için hayati öneme sahip olduğunu vurgulayarak sadece askeri açıdan değil, ekonomik ve diplomatik açıdan da bölgedeki güç dengesini değiştireceğini söyledi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :12 Temmuz 2019 , 14:47 Güncelleme Tarihi :12 Temmuz 2019 , 15:47
Türkiye’nin satın aldığı S-400’ler bölgedeki güç dengesini değiştirecek

İÇİNDEKİLER

ABD'nin, müttefiki Türkiye'nin Patriot füze savunma sistemi talebine olumlu yanıt vermemesi üzerine Ankara, farklı alternatiflere yönelerek, Rusya'nın cazip teklifini değerlendirdi ve S-400 hava savunma sistemini satın alma kararı verdi.

Suriye savaşı başta olmak üzere güvenlik ihtiyacı gün geçtikçe artan ve hava sahası tehditlere açık hale gelen Türkiye, NATO müttefiklerince de desteklenmemesi nedeniyle kendi hava savunma sistemlerini oluşturmaya yöneldi.

Türkiye'nin Rusya'dan teslim almaya başladığı, günümüzün önemli askeri teknolojilerin başında gelen S-400 hava savunma sistemi, teknik özellikler, teknoloji transferi ve ortak üretim açısından rakiplerine göre ön plana çıkıyor.

Rusya'dan S-400 hava savunma sistemlerini teslim almaya başlayan Türkiye, ulusal güvenliği doğrultusunda bu sistemleri satın alarak hava sahasını olası tehditlerden korumayı amaçlıyor.



"GÜÇ DENGESİ DEĞİŞECEK"
A Haber canlı yayınına katılan uzmanlar, S-400'lerin satın alınmasının Türkiye için büyük bir adım olduğunu söyledi. canlı yayında açıklamalarda bulunan Stratejist Murat Koç, S-400'lerin caydırıcılığın yanında hava ve füze taarruzlarını sınırlandıracağını ve kara ve deniz harekatlarının daha elverişli koşullarda icrasına katkıda bulunacağını söyledi. Bölgede gelişen risklere dikkat çeken Koç, Türkiye'nin kendisine önemli bir güvenli alan yaratmış olduğunu vurguladı. Koç, "S-400'lerle birlikte sadece askeri değil, ekonomik ticari ve anlamda güç dengesi değişecek. " dedi.

"TÜRKİYE İÇİN HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR"
A Haber canlı yayınına katılan A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali, S-400'lerin satın alınmasının Türkiye için hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. Sali,, "S-400'ler hem kapsadığı alan hem de menzili açısından Patriotlara göre teknik kabiliyeti çok daha yüksek " dedi.



İŞTE SORU CEVAPLARLA S-400'LERİN TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ:

Türkiye neden bir hava savunma sistemi alıyor?
Türkiye, balistik füze tehdidine karşı hava ve füze savunma sisteminin takviye edilmesi amacıyla NATO'dan talepte bulunmuştu. Bu kapsamda, 2013-2015 yılları arası Gaziantep'te ABD, Kahramanmaraş'ta Alman ve Adana'da Hollanda Patriotları görev yaparak geri döndü. İspanyol Patriot'ları İncirlik'te 2015'ten, İtalyan SAMP-T'leri Kahramanmaraş'ta 2016 yılından itibaren görev yapıyor.

Bu geçici çözümün, Türkiye'nin hava savunma ihtiyacının karşılanmasında yetersiz kaldığı değerlendirilerek, stratejik ihtiyaç olan ve başka bir ülkenin inisiyatifine bırakılamayacak kadar önem taşıyan hava savunma sisteminin üretilmesi ve geliştirilmesi için çalışmalar başlatıldı.

Bu kapsamda Türkiye, uzun menzilli hava savunma sisteminin milli imkanlarla tasarlanıp üretilmesine ilişkin projelerin yanı sıra farklı ülkelerden hava ve füze savunma sistemi tedarikine de olumlu yaklaştı.

Türkiye neden S-400 aldı?

Hava sahası güvenliğini önceleyen Türkiye, ilk olarak acil ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla Rusya'nın cazip teklifine olumlu yanıt vererek, Rus üretimi ileri teknoloji S-400 hava savunma sistemlerinin tedarikini gündemine aldı.

Türkiye, günümüzde en önemli askeri teknolojilerin başında gelen S-400 sistemlerini satın alarak, hava sahasını muhtemel tehditlerden korumayı ve modern savunma sistemlerini güçlendirerek güvenliğini sağlamayı hedefliyor.

S-400'ün teknik özellikleri neler?

Dünyadaki en iyi hava savunma sistemlerinden biri olarak nitelendirilen S-400, savaş uçakları, radar tespit ve kontrol uçakları, keşif uçakları, stratejik ve taktik uçaklar, taktik, operasyonel-taktik balistik füzeler, orta menzilli balistik füzeler, hipersonik hedefler ve diğer gelişmiş hava saldırısı araçlarını imha etmek üzere tasarlandı.

S-400, çok uzun menzilli 40N6 model füzeyle 400 kilometre, uzun menzilli 48N6 model füzeyle 250 kilometre, orta menzilli 9M96E2 model füzeyle 120 kilometre ve kısa menzilli 9M96E model füzeyle de 40 kilometredeki hedefleri vurabiliyor.

Kısa, orta ve uzun menzillerde füzeleri aynı anda kullanabilen S-400, 600 kilometre uzaklıktaki hedefi algılama özelliğine sahip ve saniyede 4,8 kilometre hızla füze gönderilebiliyor. Sistem, hedefe 10 saniyeden daha az sürede tepki veriyor.

Türkiye neden Patriot değil de S-400 satın alıyor?

NATO üyesi Türkiye'nin S-400 satın almasına sıcak bakmayan ABD yönetimi ise S-400'lere alternatif olarak Patriot sistemlerinin Türkiye'ye satılmasını öneriyor.

Fakat Türkiye, 2013'te ABD'den Patriot füze savunma sistemi alımını görüşmüş ancak ABD'nin Patriotların teknik özelliklerini Türkiye ile paylaşmayı reddetmesi ve sistemin yüksek maliyeti nedeniyle Ankara farklı ülkelerden hava savunma sistemi satın alımı için çalışmalarını başlatmıştı.

Rusya'nın fiyat, teslimat, ortak üretim ve teknoloji transferi noktasında Türkiye'nin beklentilerini karşılamasının ardından Ankara, S-400 satın alım çalışmalarına olumlu yaklaştı.

Öte yandan, teknik açıdan bakıldığında, 600 kilometre uzaklıktan tehdidi belirleyebilen S-400'ler, 60 kilometre uzaklıktaki balistik hedefleri, 400 kilometre uzaklıktaki aerodinamik hedefleri ve 10 metre kadar alçak irtifadaki hedefleri vurabilirken, Amerika'nın Patriot füzeleri ancak minimum 60 metre yükseklikteki hedefi vurabiliyor.

S-400'lerle ilgilenen diğer ülkeler

Rusya, daha önce Bulgaristan, Yunanistan, Hırvatistan, Slovenya gibi NATO üyesi ülkeler dahil yaklaşık 20 ülkeye S-300 satarken, S-400'lerin ilk müşterileri ise Belarus (2016) ile Çin (2018) olmuştu. Rusya'nın S-400'leri satmak istediği ve bir kısmıyla mutabakata vardığı Türkiye dışındaki diğer ülkeler ise Hindistan ve Suudi Arabistan.

Bu kapsamda, S-400 satın alımıyla ilgilenen Hindistan, geçen yıl Rusya ile 5 milyar doları aşan değerde 5 adet S-400'ün satış sözleşmesini imzaladı.



S-400 alım aşamasında gelinen süreç nedir?

Milli Savunma Bakanlığı, S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi'nin birinci grup malzemelerinin Mürted Hava Meydanı'na intikalinin bugünden itibaren başladığını açıkladı.

S-400'den sonra S-500 için çalışmalar başlayacak mı?

Rusya, S-400 benzeri sistemlerini geliştirmeye devam ediyor. Bu kapsamda, S-400'lerin bir ileri teknolojisi kabul edilen S-500'lerin seri üretimine en yakın zamanda geçileceği biliniyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da S-500'ler konusunda yeşil ışık yakarak, "Belki S-400'den sonra S-500'e gireceğiz." açıklamasında bulunmuştu.

Türkiye'nin S-400 alımı konusunda liderlerin görüşleri neler?

Erdoğan, Rusya'dan S-400 satın alımı konusunda geri dönüş olmayacağının altını çizerek, "S-400 konusunda işi bitirdik, geri dönüşümüz asla olamaz. Ruslarla anlaştık, ortak üretime gireceğiz, belki S-400'den sonra S-500'e gireceğiz." ifadelerini kullanmıştı.

Türkiye'ye S-400 almaması yönünde yapılan uyarılara da tepki gösteren Erdoğan, "Bize S-400'de dayatma yapanlar, niçin Yunanistan'a yapmıyor S-300 için? Niçin Bulgaristan'a yapmıyor S-300 için? Niçin Slovakya'ya yapmıyor S-300 için? Bunlar da aynı zamanda NATO ülkesi, yapın onlara da niye yapmıyorsunuz?" sorusunu yöneltmişti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen yıl Türkiye'ye yaptığı ziyarette, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmelerinde S-400 sistemlerinin teslimat sürelerinin kısaltılmasına karar verdiklerini ifade etmişti.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de Türkiye'nin, Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri alımına ilişkin yaptığı açıklamada, askeri kapasitelerini geliştirmenin ülkelerin kendi ulusal kararı olduğunu belirterek, NATO için önemli olanın farklı sistemlerin müşterek bir şekilde çalışabilmesi olduğuna işaret etti.