Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzuru getirmek amacıyla yürütülen Barış Pınarı Harekatı'nda Mehmetçik adeta destan yazıyor. Barış Pınarı Harekatı başladığı günden beri STK'lardan, sanatçı, sporcu ve siyasetçilerden askerimize destek mesajı yağarken Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan gibi isimler yine sessizliğe gömüldü.
Eften püften her meselede sosyal medyadan mesaj yayınlayan Cem Yılmaz, kahraman askerlerimize yönelik en ufak bir destek paylaşımında bulunmadı. Gelen tepkilerin ardından sessizliğini bozan Cem Yılmaz, 29 Ekim 2019 da Bostancı Gösteri Merkezinde yapacağı gösteri gelirini Mehmetçik Vakfına bağışlayacağını duyurarak günah çıkardı.
TEPKİ GELİNCE 'BAĞIŞ'A SARILIYOR
"Kaz Dağları talan ediliyor" yalanının yayıldığı dönemde kucağında Kaz'la poz verip bunu da sosyal medyadan paylaşan Cem Yılmaz'ın PKK'nın ormanları yaktığını itiraf etmesinin ardından yine sessizliğe gömülmüş ve gelen tepkilerin ardından TEMA vakfına bağış yaptığını açıklayarak yine günah çıkarmıştı. Cem Yılmaz 'Diyarbakır Anneleri'nin feryadını da duymamış gelen tepkilerin ardından bağış yapacak bir vakıf bulamayınca yine sessiz kalmıştı.
YILMAZ ERDOĞAN'DA SUS PUS OLDU
Cem Yılmaz gibi sessizliğe gömülen bir diğer isim de Yılmaz Erdoğan oldu. Evlatları HDP aracılığıyla PKK tarafından dağa kaçırılan Kürt analara en ufak bir destek mesajı yayınlamayan Yılmaz Erdoğan, 'Barış Pınarı Harekatı'nda kahramanca mücadele veren Mehmetçik'i de görmezden geldi.
SABAH YAZARI SALİH TUNA: "BEKLENEN ÜÇ BEŞ KURUŞ PARA DEĞİLDİ"
Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan'ın bu sessiz ve sinsi tavrını Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna da bugünkü köşesine taşıdı Tuna, Cem Yılmaz'ın tavrını, "Hiç yoktan iyidir. Lakin böylesi günlerde ondan istenen / beklenen üç beş kuruş para değildi. Harici ve dahili "bozgunculara" karşı moral vermek, en azından, Barış Pınarı Harekatı'nda Mehmetçiğin yanında olduğunu net bir şekilde beyan etmekti." sözleriyle eleştirdi.
SABAH YAZARI SALİH TUNA: YILMAZ ERDOĞAN'DAN İŞARET BEKLEYENLER…
Tuna, Yılmaz Erdoğan'ın sessiz kalışını da eleştirdi.
"Sanatçı makulesinin "siyasi" olaylardaki tavrını Yılmaz Erdoğan'dan işaret bekleyenler ile beklemeyenler şeklinde tasnif edersek dilimiz şişmez.
İşaret beklemeyenlerin tavrı ortada. Barış Pınarı Harekatı'na ilk günden beri destek mesajları veriyorlar.
Diğerleri adeta "sukut suikastı" uyguluyor.
Halbuki entipüften meselelerde tozu dumana katan bunlardı.
Ha bu arada, meseleyi başka yerlere çekmek isteyen iblis kafalılar için kıymet hükmümüzü belirtelim:
Ekrem Bey'in "hemşerim" olması beni ne kadar ilgilendiriyorsa Yılmaz Erdoğan'ın Kürt olmaklığı da o kadar ilgilendiriyor.
Hiç kimse "beni şu ırktan / şu kavimden, şu bölgede yarat" diye Allah'a hâşâ sipariş vermez.
Demem o ki, meselenin Kürt veya Türk olmakla zerre alakası yoktur.
Barış Pınarı Harekatı'nın nihai hedefi, Kürt ve Türk'ün barış ve esenlik içinde bölgede sürgit yaşamasını tesis etmektir.
Müstevlilerin hedefi de Kürt'ü - Türk'ü birbirine kırdırmak, vatanımızı paramparça etmektir.."
