İşte Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç'ın "En neşeli parti" adlı köşe yazısı:
Heyecanla bekliyorlar, içleri içlerini yiyor, yerlerinde duramıyorlar.
Bazı muhalif gazeteciler...
Ali Babacan gelecek, onları Tayyip Erdoğan'dan kurtaracak!
Çünkü Cihangirli kadınlar ve gençler öyle istiyorlarmış...
Ahmet Davutoğlu da "ağırlığını üniversite hocalarının oluşturduğu" ayrı bir parti kuruyor. Birtakım liberal üniversite hocalarının kulakları çınlasın. Kibirleri öyle tavan yapmıştı ki, Türkiye'yi onlar yönetmek istiyorlardı.
Bu partinin adı, bir ihtimal "Birlik ve Reform Partisi", bir ihtimal daha basit bir söylemle "Bir Parti", bir ihtimal de en ucuz ve alt tabakaya seslenen "Bizim Parti" olacakmış.
Bizim Parti'ye İyi Parti'yle ittifak yakışır. Yanlarına Genç Parti'yi de alsınlar. (Zaten cumhur ve/veya millet ittifaklarına hiç takılmadan İP ve SP'yle "üçüncü bir ittifak" arayışları da varmış.)
KOKTEYL VE SEKS PARTİSİ...
Yetmez.
Yeni yeni başka partiler de kurulmalı ve ortalık iyice şenlenmelidir.
Bakınız "Dolunay Partisi" zaten var, ne yazık ki seçimlere girmiyor.
Bu durumda ayrıca bir "Lumpen Partisi" kurmaya gerek yok, fakat "Kokteyl Parti" ve "Seks Partisi" nerededir?
Hem bu, Türk basınındaki Cihangirliler'in hoşuna da gidebilir. Kan çeker.
BELKİ DE ATATÜRK KURMUŞTUR
Belki de Atatürk kurmuştur canım
Televizyonda bir bilgi yarışması...
Soru şu: "Türk milli eğitiminin mihenk taşlarından Köy Enstitüleri'nin kurucusu kültür ve siyaset adamı kimdir?"
Kimisi üniversite mezunu, kimisi üniversite öğrencisi gençler yarışıyorlar.
Bilememişler.
Recep İvedik gibi "harf aliiim" yöntemini denemişler.
Parça parça "an", "Ali" , "ü" ve "el" çıkmış ortaya.
Karineyle çıkarmaya çalışmışlar, kimisi "Orhan Ali Gürel" diye sallamış, kimisi "Osman Ali Güzel" diye, kimisi "Osman Ali Gürel" demiş, kimisi "Yaman Ali Gürel", kimisi "Yaman Ali Güzel"...
Hasan Ali Yücel'i hiçbiri bilememiş.
Gene de "yaklaşmış" arslanlar...
Buna da şükür.
Kılıçdaroğlu'nun "Atatürk Köy Enstitüleri'ni kurarak işe başladı" şeklindeki aforizmasından etkilenip Mustafa Kemal Atatürk de diyebilirlerdi.
Bana bir fıkrayı hatırlattı.
Kırklı yıllarda, İspanya'da bir öğretmen öğrenciye soruyor:
Amerika'yı kim keşfetti?
Cevap: Francisco Franco.
"Don Kişot"u kim yazdı?
Cevap: Francisco Franco.
"Las Meninyas" tablosunu kim yaptı?
Cevap: Francisco Franco.
Kılıçdaroğlu çok şükür oralara düşmedi.