A Haber canlı yayınında "Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile Gündem Özel" programında gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulunan Başkan Erdoğan, son günlerde artık gösterene kadına şiddet olaylarıyla ilgili konuştu. Erdoğan, "Bu feryadın dinmesi için ne gerekiyorsa yapacağım" ifadelerini kullandı.
"SORUNLARIN SADECE MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ İLE ÇÖZÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Kadın cinayetleri ve kadına şiddet konusuyla ilgili olarak Erdoğan, şöyle konuştu:
"Yargı reformu stratejimizi 30 Mayıs'ta açıklamıştık, hızlıca da uygulamaya geçtik. Bir yandan kanun değişiklikleri hazırlanıyor bir yandan idari faaliyetler yürütülüyor. Bu kapsamda 1. yargı paketi kanunlaştı. Bunu takip edecek başka mevzuat değişiklikleri de gündeme gelecek. Bu konuların tümü çalışmalar kapsamında değerlendiriliyor. Nerede eksik varsa onun üzerine gidiliyor. İktidara geldiğimiz 17 yılda kadın haklarının güçlendirilmesi konusunda çok önemli mevzuat düzenlemeleri yaptık. 2010'da yaptığımız anayasa değişikliği ile kadınlar için pozitif ayrımcılığı kabul ettik. Bunu uygulamaya koyduk. 2013'te aile mahkemelerini sistemimize dahil ettik. Türk Ceza Kanunu'nda kadına karşı şiddete ilişkin fiillerin yaptırımlarını artırdık. 2009'da kadın-erkek fırsat eşitliği komisyonunu kurduk. 2011'de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını kurduk, yoktu böyle bir bakanlık. 2012'de ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanunu biz çıkardık. Bu kanun çerçevesinde Aile Bakanlığımız bünyesinde 7 gün 24 saat esasında çalışacak şiddet önleme merkezleri kurduk. Sorunların sadece mevzuat değişikliği ile çözülmesi mümkün değil. Kurumlarımızın ortak faaliyetlerle yürütecekleri çalışmalar da bulunmaktadır.
Bu konuda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının koordinasyonunda önemli çalışmalar yapılmaktadır. Aile Bakanlığımız, Adalet, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıklarını bir araya getirerek, 2020 ve 2021 yıllarında yürütülecek çalışmaları acil faaliyet planı adı altında belirlemiştik. Burada bir hususun altını özellikle çizmek isterim. Elbette kadına şiddet olaylarında yargı ve adalet mekanizması hassasiyetle ve süratle harekete geçecektir. Bundan önemlisi bu olayların hiç vuku bulmadan önlenmesidir. Tabii yargı nereye bakıyor, olayın sonucuna bakıyor. Fakat kadına şiddet ile mücadelede önleyici politikalar üzerinde hassasiyetle durulması gerekiyor. Kadınların, eşlerin, annelerin kızların zalimliğe maruz kalmadan bir takım önlemlerin alınması gerekir. Onların şiddete maruz kalmadıkları bir ortam sağlamak şart. Bu konuda bütün toplumun 7'den 70'e eğitilmesi ve bilinçlenmesi gerekiyor."
Erdoğan medyanın şiddet olaylarını ele alış tarzından, örgün eğitime varıncaya kadar birçok alanda insanların da bilinçlendirilmesi gerektiğini aktararak, "Bütün kurumlarımızın hep birlikte bütün risk durumlarını tespit edip ortak çaba ile hareket etmesi gerekiyor. Burada bir konuda önem arz ediyor. Bakıyorsunuz bir kadın şiddete uğruyor, şiddete uğradıktan sonra bir karar veriliyor. İşte sürekli gelecek adli kontrolle serbest bırakılacak, işte böyle bir şeye ben tahammül edemiyorum. Olmaz böyle bir şey bunun bedelini ödemesi lazım. Girsin cezasını çeksin. Çünkü o adli kontrolle serbest bırakıldığı zaman o kadına tekrar aynı şeyi yapmayacağının bir garantisi var mı?" değerlendirmesinde bulundu.