İBB Meclisi'nin ocak ayı toplantılarında görüştüğü imar dosyaları arasında, Tarkan'ın dosyası da yer aldı. İBB'den daha önce 5 kez istediği imar iznini alamayan Tarkan, şansını altıncı kez denedi. 8 Şubat 2019 tarihinde İBB'ye başvuran Tarkan'ın imar dosyası Meclis gündemine yaklaşık 11 ay sonra gelebildi.
TARKAN'IN 13 YILLIK İMAR TALEBİ
Tarkan ve ablası Handan Menekşe'nin sahibi olduğu HİTT Müzik Prodüksiyon Tanıtım Turizm San. ve Dış Tic. Ltd. Şirketi, 2007 yılında Bayrampaşa Cevatpaşa Mahallesi'nde bir arazi satın aldı. Hidayet Türkoğlu Spor Kompleksi'nin kuzeyinde ve cadde kenarında bulunan 5 bin 283 metrekarelik arazinin imarını değiştirmek için daha önce 5 kez İBB'ye başvuruda bulunuldu. Akaryakıt istasyonu ve otel yapmak için yapılan başvurular daha önce belediye tarafından reddedilen Tarkan, altıncı kez başvurusunu tekrarladı.
İBB Meclisi İmar ve Bayındırlık Komisyonu, söz konusu teklifi uygun görmedi ve bu şekilde raporunu hazırlayarak Meclis'e sundu. Ancak rapor, oylama sırası geldiğinde İmar Komisyonu tarafından geri çekildi. Dosyanın neden geri çekildiğine ilişkin Meclis'e bir açıklama yapılmazken, Tarkan'ın şirketi tarafından belediyenin kabul edebileceği yeni bir teklifin sunulmuş olabileceği belirtiliyor.
TARKAN NE İSTİYOR?
Tarkan, 5 bin 283 metrekare olan arazinin imar planlarında bin 720 metrekaresinin çocuk bahçesi, bin 150 metrekaresinin yol alanı olarak ayrıldığını, son değişiklikler ile terk oranının yüzde 81'e çıktığını, kendisine 980 metrekare kaldığını iddia ederek, mağduriyetinin giderilmesini istemişti. Söz konusu arazinin 2 bin 686 metrekarelik kısmına ticaret alanı hakkı olan imar izin verilmesini talep etmişti.
"GEÇEN YIL TARKAN'IN AVUKATI OLDUĞUNU SÖYLEYEN KİŞİLER GELMİŞTİ"
Çevre sakinleri de Cevatpaşa Mahallesi'nde bulunan bu arazinin akıbetini merak ediyor. Cavit Ustaoğlu, geçen yıl araziye avukatların gelip incelediğini belirterek, "Biz buranın bir an önce artık ne olursa olsun sonuçlanmasını istiyoruz. Çünkü burası kamuya açık alan olduğu için içeri girenler oluyor. Biz avukatız. Burayı kapatmaya geldik dediler. O zaman biz de kendilerine 'madem buraya araç giriyor, biz otopark olarak kullanalım size de belli bir kira verelim' dedik. Biz kendileriyle görüşelim, size dönelim dediler. Büyük ihtimalle Tarkan ile görüşeceklerdi. O diye hitap etmişlerdi. Geri dönmediler işte" şeklinde konuştu.
"BURAYA BAHÇE YAPSINLAR"
Cevatpaşa Mahallesi'nde Şükrü Taş ise, "Bu araziyi sorduğumuzda Tarkan'ın adı geçiyor. Başka kimsenin değil. Buranın neyine benzinlik yapacaklar. Bu arazinin halka açık bir şey olması lazım. Buraya bahçe yapsınlar. Bu mahalleye bahçe olsun. Sahibi varsa da belediye istimlak etsin. Burası bitmiş. Tarkan güzel bir şey yapıyorsa yapabilir. Kimse bir şey yapamaz yani" ifadelerini kullandı.
"TARKAN'A AİT OLDUĞUNU DUYMUŞTUK"
Serdar Kılıç, "Kesin deliller yoktu ama bu arazinin Tarkan'a ait olduğunu duymuştuk. Hatta az önce arkadaşla kendi aramızda konuşurken söyledim. Buradan yol falan geçti acaba istimlak durumu mu var demiştim" şeklinde konuştu.
İMAMOĞLU İLE BİR ARAYA GELMİŞTİ
Tarkan daha önce İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile İzmir'deki konseri sonrası kuliste bir araya gelmişti.
SABAH YAZARI DİKKAT ÇEKMİŞTİ: BU BİRLİKTELİĞİN BAŞLANGICI...
Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok, 19 Ocak pazar günü yazdığı köşesinde son günlerde sosyal medyada sıkça paylaşılan Cem Yılmaz'ın röportajıyla ilgili bir yazı kaleme aldı. Altınok yazısında, Yılmaz'ın son dönemde popülizme kapılıp onca yılda çizdiği imajı bir anda içi boş bir politikliğe değişmesini eleştirdi.
İşte Altınok'un "N'oluyo ya!" başlıklı o yazısı:
Son günlerde hangi internet sitesini açsam Cem Yılmaz röportajıyla karşılaşıyorum.
Hepsinde öne çıkan başlıksa Yılmaz'ın serzenişleri.
Evet, box Office listelerinden, vizyona giren son filmi de dahil işlerin pek iyi gitmediğini görüyoruz.
Eski filmleriyle 2 hatta 3 milyon seyirciyi yakalayan Yılmaz'ın uzun bir aradan sonra Ekim 2019'da vizyona giren Karakomik Filmler'ini yalnızca 700 bin kişi izlemiş.
Geçtiğimiz günlerde seyirciyle buluşan Karakomik Filmler 2 ile ilgili beklenti de yüksek değil.
Ancak, Yılmaz'ın yakınmasının sebebini az çok anlasak da kime sitem ettiği meçhul.
Zira bahsettiğim röportajlarından birinde aynen şöyle yakınıyordu Yılmaz:
"Anladığım kadarıyla memlekette kötülük yapan 3 kişi var; ben, Tarkan ve Athena Gökhan."
***
Bunlar ne ara ekip oldular?
Filmleri beraber mi çekiyorlar da Yılmaz'ın gişesinden müteselsil sorumlu oluyorlar?
Bu birlikteliğin başlangıcı, yerel seçimlerde Belediye sanatçılığına soyunmaları mıdır?
Peki ya, Recep İvedik 6'sı, bir öncekinin ancak yarısı kadar izlenen Şahan Gökbakar bu limited ortaklıkta niye yok?
Bilemiyorum...
Gördüğüm tek şey, Cem Yılmaz'ın da bir sanatçı için felaket olan girdaba kapılıp gittiği.
Sanki ihtiyacı varmış gibi, popülizme kapılıp onca yılda çizdiği "genius" imajını bir anda içi boş bir politikliğe değişmesi.
Kaymakamların sahnesine gönderdiği çelenkleri tiye alan bir eleştirellikten, adeta elinde bir buket çiçekle belediye başkanının makam odası önünde bekleyen yandaşa evrilmesi.
Kolaycılığa teslim olup, içinde bolca zeka olan esprilerinin yakınından bile geçmeyen didaktik ve sıkıcı dile teslim olması.
Filmlerinin de yüzü gibi, Twitter'da açığa vasat profili gibi ciddileşmesi, güldürmemesi.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN.