Son dönemlerde aldığı skandal kararlarla terör yandaşlarını sevindiren Anayasa Mahkemesi bir skandala daha imza attı.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2014'te Başbakan olduğu dönemde, yerel seçim nedeniyle Edirne'de yapacağı miting öncesi, ÖDP binasına, "Katil, hırsız AKP" pankartı asıldı.
Güvenlik güçleri, olaya müdahale ederek pankarta el koydu. 14 başvurucu, bu müdahalenin haksız olduğunu, müdahale sırasında kendilerine kötü muamelede bulunulduğunu iddia ederek Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
SKANDAL SÖZLERİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ OLARAK GÖRDÜLER
Anayasa Mahkemesi bir skandala imza atarak "Katil, hırsız AKP" pankartının ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna karar verdi.
FETÖ - PKK PROPAGANSINA ORTAK OLDULAR
AYM bu skandal karar ile FETÖ'nün 17-25 Aralık yargı darbesiyle gerçekleştirdiği sözde "yolsuzluk operasyonu"na açıkça destek verirken terör örgütü PKK sempatizanlarının da terörle mücadeleyi baltalamak için kullandığı "sivil halka şiddet uygulanıyor" argümanlarına açıkça destek oldu.
FETÖ SÖYLEMİNE AÇIK DESTEK
Kararda, pankartta yer verilen "hırsız" ifadesiyle, "İktidar partisinin yolsuzluklara bulaştığının ima edildiği" belirtilerek, "Pankartta iktidarda bulunan AK Parti'ye yönelik değer yargısı niteliğinde iki sert ifadenin yer aldığı görülmektedir. Bunlardan 'hırsız' ifadesinin iktidar partisinin yolsuzluklara bulaştığını ima ettiği açıktır." İfadelerine yer verildi.
Bu ifadelerle açıkça FETÖ'nün 17-25 Aralık darbesiyle oluşturmak istediği algı operasyonuna ortak olundu.
DEVLETE KATİL DEMEYİ ELEŞTİRİ OLARAK GÖRDÜLER
Mahkeme, terör örgütü PKK'ya karşı verilen mücadelede terör sempatizanlarının kullandığı "katil" ifadesini ise "Toplumun bazı kesimleri hükûmetin güvenlik eksenli terörle mücadele politikasını eleştirmekte, bilhassa sert güvenlik önlemlerine başvurulmasını tartışmaya açmaktadır. Güvenlik merkezli olmayan yöntemlerin benimsenmesini savunanlar, devletin ve doğal olarak iktidarı kullanan partinin terörle mücadelede meydana gelen ölümlerden sorumlu olduğunu ileri sürmektedir. Bu anlamda iktidardaki partiye katil denilmesi, güvenlik politikalarından duyulan memnuniyetsizliğin en sert biçimde ifade olarak anlaşılmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.
PANKARTI AÇANLARIN "İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ" İHLAL EDİLDİ!
Kararda, pankarta el koyan kolluk güçlerinin içeridekilere karşı kötü muamele yasağına aykırı eylemlerde bulunduklarının da tespit edildiği ifade edilerek 14 başvurucudan 13'ününün ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini, ayrıca bu kişilere karşı kötü muamele yasağına aykırı davranıldığını karar altına aldı.
İŞTE SKANDAL KARARA İMZA ATAN O İSİMLER:
Prof. Dr. Engin YILDIRIM – 2010 Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından YÖK Genel Kurulunun gösterdiği üç aday arasından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiştir.
Hicabi DURSUN - 2010 Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun kararı sonrasında Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiştir
Muhammed Emin KUZ - 2013 Dönemin Cumhurbaşkanı tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiştir.
Celal Mümtaz AKINCI - 2010 Baro başkanları tarafından seçilen üç aday arasına girmiş; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 13/10/2010 tarihli Genel Kurulunda yapılan seçim sonucu Anayasa Mahkemesi üyeliği görevine getirilmiştir.
Kadir Özkaya – 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliği görevine seçilmiştir.
Prof. Dr. Yusuf Şevki HAKYEMEZ – 2016 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 25/8/2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiştir.
Yıldız SEFERİNOĞLU - 2019 tarihi itibari ile Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçildi
İLK SKANDALI DEĞİL!
İşte AYM'nin tepki çeken kararları:
-26 Aralık 2019: Türkiye'yi teröre destek vermekle suçlayan Wikipedia'nın "ifade özgürlüğünün ihlal" edildiğine hükmetti.
-19 Aralık 2019: "Önderimiz Başkan Öcalan" diyen Meki Katar'a verilen hapis cezası ifade özgürlüğünün ihlali olarak yorumladı.
-29 Kasım 2019: Memuriyete girişte güvenlik soruşturması şartını iptal etti.
-25 Ekim 2019: 17-25 Aralık ve MİT Tırları haberlerine yayın yasağını aykırı buldu.
-3 Ekim 2019: 'Terör propagandası yapmak'tan 3.5 yıl hapis alan HDP'li Sırrı Süreyya Önder'i 'hak ihlali' kararıyla akladı.
-26 Temmuz 2019: Devletin katliam yapmakla suçlandığı "barış bildirisi" olarak adlandırılan metne imza atan akademisyenler hakkında hak ihlali kararı verdi.
-28 Haziran 2019: Terör propagandası yapan gazeteci Deniz Yücel'in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
-3 Mayıs 2019: Ali Bulaç'ın "kişi özgürlüğü ve güvenliği ile ifade özgürlüğü" haklarının ihlal edildiğine hükmetti.
-7 Mart 2019: Öcalan'ın koğuş arkadaşı PKK'lı Veysi Aktaş'ın telefon görüşmesinin bir yıl süre ile kısıtlanmasını, "haberleşme hürriyetinin" ihlali olduğuna karar verdi.
-1 Ağustos 2018: HDP'li Meral Danış Beştaş'a 2017 yılında verilen 3 aylık hapis cezasında, "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği" gerekçesiyle 20 bin lira tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
-26 Temmuz 2018: Şanlıurfa 3. Asliye Mahkemesi'nin M.K isimli bir sapkının "cinsiyet değiştirmesine" onay vermemesini "hak ihlali" olarak değerlendirdi.
-11 Ocak 2018: Darbeye teşebbüsten yargılanan FETÖ'cü Mehmet Altan ve Şahin Alpay hakkında ihlal kararı verildi.
-30 Kasım 2017: Bir eşcinselin cinsiyet değişikliğine izin verilmesi için "üreme yeteneğinden yoksun olma" şartını iptal etti.
-11 Haziran 2017: "Üreme yeteneğinden yoksun olma" şartının iptalini isteyen Edirne'deki mahkemeyi haklı buldu.
-31 Mart 2016: Bingöl'de karakol saldırısında polisi şehit eden PKK'lıyı, yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
-25 Şubat 2016: FETÖ casusu Can Dündar'a "hak ihlali"nden tahliye kararı verdi.
-13 Temmuz 2015: Milletin parasını emen ve FETÖ'ye hizmet eden dershanelerin kapatılmasını öngören yasayı iptal etti.
İÇİŞLERİ BAKANI AYM'YE TEPKİ GÖSTERDİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bugün A Haber canlı yayınında koronavirüsle mücadele sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Son günlerde sosyal medyayı ayağa kaldıran provokatif paylaşımlara da değinen Soylu, "AYM'nin almış olduğu bir çok karar mücadele ile ilgili iştahımızı alt üst etmektedir. Bizi gönülsüzleştirmektedir." dedi.
"AYM, NORVEÇ GİBİ KARAR VERİYOR"
AYM'nin Türkiye'deki riskleri gözardı ettiğini söyleyen Süleyman Soylu, "AYM'nin bazı kararları Türkiye'ye ait değil, Norveç'e ait kararlar. Bağışlayın beni ama, Norveç'in etrafında İran var, Suriye var, 15 Temmuz'da Norveç'te darbe gerçekleştirilmeye çalışıldı, terör tehditi var... Türkiye'de bunlarla mücadele etmeye gerek yok sanki. AYM'nin kararları bizi gönülsüzleştirmektedir, iştahımızı kapatıyor. Birçok karar buna katılabilir. Ölme eşeğim ölme, yonca bitince yersin. Öyle kararlar alıyorlar ki. Sosyal medyada böyle bir karar alınırsa, Siber Suçlar, savcılığa bunu bildirerek işlem yapabilir. Şimdi bu işi uzatıyorlar. Burdan, oraya, ordan buraya götüreceksiniz. Öyle çelişkili kararlar veriyorlar ki." dedi.
"AYM BAŞKANI'NA SÖYLEDİM"
"Bu çelişkileri bir vesile ile ortaya koyuyorlar." diyen Soylu, "Ben lafı ağzında tutan bir insan değilim. AYM Başkanı'na her yerde söyledim bunları. Hukuk nasihati alıyoruz kendilerinden... Biz bunu söylemezsek, sahada mücadele ediyoruz." diye konuştu.
