İMSAKİYE 2020 - Ramazan ilk sahur, teravih iftar oruç saat kaçta? Ramazan ilk orucu hangi gün? Oruç ne zaman başlayacak?
İMSAKİYE 2020 ve Diyanet.gov.tr adresinde oruç ne zaman başlayacak? Sorusu en fazla aratılanlar arasına girmiş durumda. 11 ayın sultanı olan Ramazan ayına artık çok az kaldı. Kadir gecesini içinde barındırdığı ve Kuran-ı Kerim'in indiği ay olan Ramazan ayı tüm Müslümanlar için büyük önem sahip. Oruç tutmanın farz olduğu bereket ayı Ramazan ayı ilk sahur, teravih iftar oruç saat kaçta? Sorusunun yanıtını haberimizde bulacaksınız. Ramazan ayı 24 Nisan Cuma günü başlayacak. İlk sahura 23 Nisan'ı 24 Nisan'a bağlayan gece kalkılacak. İlk oruç 24 Nisan'da tutulacak. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Peki 2020 Ramazan ayı ilk sahur, teravih iftar oruç saat kaçta ne zaman? Ramazan ilk orucu hangi gün?
takvim.com.tr
Giriş Tarihi :23 Nisan 2020 , 15:03Güncelleme Tarihi :23 Nisan 2020 , 15:09
İMSAKİYE 2020 - Diyanet.gov.tr: Oruç ne zaman başlayacak? Ramazan sayının başlamasına çok az kaldı. Günahların affedildiği, bereketin arttığı, yılın en önemli ayı olan Ramazan ayı, her yıl 10 gün daha erken başlamaktadır. İslam âlemi tarafından çok merak edilen Ramazan ayı ne zaman başlıyor? Ramazan ayı ne zaman soruları Müslüman vatandaşlar tarafından sıkça araştırılan konular arasında yerini alıyor. İslam dininde 11 ayın sultanı olarak kabul edilen Ramazan ayı için heyecanlı bekleyiş devam ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı 2020 dini günler takviminde Ramazan ayının başlangıç tarihini duyurmuştu. Peki, ramazan ayında ilk sahura ne zaman ve saat kaçta kalkılacak?
* Sabretmek* İhsan ve ikramda bulunmak
* Tövbe etmek
* Cenneti istemek
* Çokça Kelime-i Tevhid söylemek
* Ramazan umresi yapmak
* Açları doyurmak
RAMAZAN AYI VE ORUÇ İLE İLGİLİ AYETLER
1- Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. (Bakara Suresi 185)
2- Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. (Bakara Suresi 183)
3- Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. (Bakara Suresi 184)
4- Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû' ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü'minleri müjdele. (Tevbe Suresi 112)
5- Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar. (Bakara Suresi 187)
RAMAZAN ayı: Peygamber efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesaî]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazan ayı gelince, "Hayır ehli, hayra koş, şer ehli, kötülüklerden el çek" denir.) [Nesai]
(Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.) [Deylemi]
(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]
(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]
(Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ.Mansur]
(Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.) [İ.Ebiddünya]
(İslam, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]
(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.) [Taberani]
Üç aylar ve kandiller bize ne söylüyor?
Yıl içinde üç aylar ve kandil geceleri Yüce Rabbimizin hesapsız rahmet, bereket, mağfiret ve merhametini biz kullarına taşıyan elçileri gibidir. Bu gecelerin taşıdığı anlam, uzun zaman yolları gözlenen, senede bir gün ya da bir ay gelip, bir süre evimize konuk olup, sonra bir dahaki yıla görüşmek umuduyla uğurladığımız bir kutlu misafir olmanın ötesinde, bir sembol olmalarında yatmaktadır. Evet, bu mübarek gün ve geceler bir şiar; bizi davet ettiği bir hakikat ve ulaştırmayı hedeflediği bir yer var. Can kulağını açanlarımıza seslenerek, âdeta bizimle şöyle konuşmaktalar:
"Sen ey insan! Asıl yolu gözlenen, umutla beklenen sen olmalısın. Kur'an-ı Kerim'deki vasıflarından biri de "sirac-ı münir/nur saçan kandil" olan Yüce nebiye iman etmiş, gönülden bağlanmış bir mümin olarak cehlin karanlığını aydınlatan kandil, susuz, çorak gönüllere yağan rahmet, güzel ahlakıyla çevresine nur saçan bir güneş sen olmalısın. Senin olmalı yetimin başını okşayan el, senin olmalı dertli yüreklere şifa sunan dil ve sen olmalısın feri kaçmış gözlere nur, gülmeyi unutmuş yüzlere sürur. Sen olmalısın kimsesizlerin kimsesi, sen olmalısın çaresizlerin çaresi. Sen olmalısın akan gözyaşlarını silen, sen olmalısın garibin halini o söylemeden bilen…
Sen olmalısın Regaip! Özlenen, rağbet edilen, değer veren ve değer verilen. Yaratılmışı yaratanından dolayı hoş gören, insanı kâinatın gözbebeği, Yüce Allah'ın en şerefli varlığı olarak bilip hürmet eden. Gelmeyene giden, aramayanı soran, vermeyene bolca ikram eden...
Sen olmalısın Miraç! Düşenler sana tutunup kalksınlar, kalkanlar ötelere seninle kanat açıp uçsunlar. Lebinden dökülen kevser olsun, her sözün bir cevher olsun. Sana gelenler sende Hz. İbrahim'in aşkını, Hz. Eyyub'un sabrını, Hz. Yusuf'un affını, Hz. Musa'nın kelamını, Hz. İsa'nın ölülere can veren nefhasını ve kâinatın medar-ı iftiharı Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.)'nın rahmet, şefkat, sehavet, adalet, kanaat ve bilcümle hüsnü hulukunu bulsun. Sana gelen miraca gider gibi gelsin, senden ayrılan miraçtan döner gibi hüzünlensin. Sen insanlığın miracı ol, namaz senin miracın olsun.
Sen olmalısın Berat! Hata ve kusurları setreden, suça ceza verse de suçluyu affeden. Borçluya merhamet edip, kol kanat geren. Gönül bahçesinde kaktüs, diken değil güller yetiştiren. "Veylün lil mutaffifin / Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline!" itabına düçar olmamak için vicdan terazin adaletle tartmalı. Güçlünün değil haklının, zalimin değil mazlumun yanında olmalısın. Affedenlerin affolunacağı hakikatini bir an dahi unutmamalısın. Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri adedince günahın olsa, can u gönülden yapacağın bir tövbe ile "Rahmeti gazabını geçmiş olan" Mevlanın seni de bağışlayacağından ümit var olmalısın.
Sen olmalısın Ramazan! Dünyaya gelişin "rahmet", dünyada kalışın "mağfiret" ve dünyadan ayrılışın "nar-ı cehimden azat olarak" varacağın yer cennet olmalı. Senin girdiğin yerde şeytanlar bağlanmalı, hatta senden korkup, yönünü, yolunu değiştirmeli. Nefs-i emmarenin tuzaklarını birer birer bozmalısın. Senin girdiğin yerde cehennem kapıları kapanmalı, yürek yangınlarını söndürmek için koşmalı, koşmalısın. Cehenneme açılan kapıları gökte değil, kendinde aramalısın. Gözün nereye ve nasıl bakıyor? Kulağın neler duyup dinliyor? Ağzına giren ve oradan çıkandan haberdar mısın? Elin ne ile meşgul, ya gönlün?
Senin girdiğin yer cennete dönmeli. Ağlayan gülmeli, gülen düşünmeli. Hızır misali elinin değdiği yere bolluk, bereket inmeli. Çölleşmiş dimağlar yeşermeli ilm u irfanın ile. Sana gelen huzur bulmalı, Hızır bulmalı…
Sen Ramazan olmalısın; kızgın güneşte yanmış toprak misali aşk-ı Hak'la yanıp tutuşmalısın. Yaz mevsimi sonunda yağan rahmet misali sevginle, merhametinle, tatlı dil, güler yüzünle yakınındaki ve uzağındakileri sulamalı, sadaka-i fıtırları olmalısın. Fakirin sofrasında aş, mazluma, enîne yoldaş, meleklerle sırdaş olmalısın. Seninle iftar etmeli manaya, hikmete acıkmış olanlar. Seninle sahur yapmalı seherlerde kurtlar, kuşlar…
Sen olmalısın Kadir! Kur'an'ın doğduğu gece, sen de Kur'an'la yeniden doğmalısın. Onunla ikiz kardeş olmalısın. İlk emir oku! Oku sen kâinat kitabını ve nice ilim talipleri okusun seni. Melekler nüzul eylesin gönül hanene saf saf. Muştular getirsin Yüce Rabbinden, senin için bu gece bağışlanma ve af. Ta fecre dek, insanlık, daldığı bu derin uykudan silkelenip, uyanana dek sen uyumamalısın!
Kıymeti bilinmek için kıymet bilen, Kadir'in kadrine eren olmalısın. Sen olmalısın Bayram! Zengin, fakir, çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek, siyah, beyaz kim varsa ayırmadan, öteki yapmadan her gönüle girmeli, her yüze gülmeli ve her yüzü güldürmelisin. Evine bayram uğramayanlar varsa aman ha sen uğramalısın.
İmsak vaktinden önce, geceleyin niyet edilmesi gereken oruçlar:
Ramazanda tutulamayıp başka zamanda kaza edilen Ramazanda orucu ile her çeşit keffaret orucları, başlanıp ta bozulan nafile orucların kazası ve mutlak olarak adanan (zamanı belirlenmeyen)oruclardır. Bu oruçlar için belirlenen bir vakit olmadığından bunlar için imsaktan önce geceleyin niyet etmek lâzımdır. Bu oruclara tan yeri ağardıktan yani imsak vakti geçtikten sonra niyet edilmez.
Ramadan orucuna akşamdan itibaren kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir. Normal olarak oruca sahur yemeğini yedikten sonra niyet edilir. Ancak sahurda uyanamayıp yeme içme zamanının bittiği imsak vaktinden sonra kalkan bir kimse, güneş doğmuş olsa bile, kuşluk vaktine kadar o günün orucuna niyet edebilir. Yeter ki, imsak vaktinden sonra orucu bozacak bir şey yapmasın.
Sahura kalkmak istemeyen bir kimse akşamdan sonra yarının orucuna niyet edebilir, geceleyin kalkıp tekrar niyet etmesi gerekmez.
Niyet esasen kalb ile olur. Yani geceleyin, yarın oruc tutacağını kalbinden geçiren kimse niyet etmiş demektir. Oruc tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimsenin bu düşüncesi de niyettir. Oruca kalb ile niyet etmek yeterlidir.
ORUCUN FAZİLETLERİ
Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.
Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.
Kur'an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.
İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.
Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama' vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.)
Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.
RAMAZAN AYI ÖNEMİ ANLAMI NEDİR?
Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.
Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.
Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.
Kur'an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.
İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.
Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama' vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.) Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur. (Mev'iza-i hasene)
RAMAZAN'DA KURAN-I KERİM'İN YERİ
Ramazan ayını değerli kılan nedenlerden birisi, Kutsal kitabımız olan Kur'an'ın bu ayda indirilmiş olmasıdır. Yüce Allah Kur'an'da " Ramazan ayı insanları kurtuluş yolan götüren, doğruyu yanlıştan ayıran Kur'an'ın indiği aydır. "(Bakara suresi, ayet 185) buyurmuştur. Kur'an', Allah tarafından insanlara öğüt vermek ve yol göstermek için gönderilmiştir. Bu nedenle Kur'an insan için hayati değer taşır. Kur'an okumak bir ibadettir. Peygamberimiz Allah'ın bildirdiği görev ve sorumluluklarımızı sıkça hatırlamamız için Kur'an'ı çok okumayı teşvik etmiştir. Müslümanlar, ramazan ayında Kur'an okumaya her zamankinden daha çok özen gösterirler.
Bunun için evlerde veya camilerde bir araya gelerek, her gün Kur'an'dan yirmi sayfa okurlar. Ramazan ayının sonuna gelindiğin de ise Kur'an'ı baştan sona bir kez okumuş olurlar. Buna hatim denir. Daha sonra hatim duası yapılır. Müslümanlar yüzyıllar boyu bu geleneği devam ettirmişlerdir. Kur'anıkerim, ramazan ayının Kadir Gecesi'nde indirilmeye başlanmıştır. Kadir gecesi ramazan ayının 27. gecesi olarak bilinir. Yüce Allah Kadir Gecesi'nin "Bin aydan daha hayırlı" olduğunu haber vermiştir. Peygamberimiz de "Kim inanarak ve sevabını Allah'tan umarak Kadir Gecesi'ni değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır" (Buhari) buyurarak, bu gecenin önemini belirtmiştir.
RAMAZAN AYI HAKKINDAKİ AYET VE HADİSLER:
Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine
karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. (Bakara Suresi 185)
2-) Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için Oruç,sizden öncekilere farz kılındığı
gibi,size de farz kılındı. (Bakara Suresi 183)
3-) Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca
başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte,
gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer
bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. (Bakara Suresi 184)
4-) Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû ve secde edenler, iyiliği
emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Müminleri
müjdele. (Tevbe Suresi 112)
5-) Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara
örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte
olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazıp
takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri
ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde
itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın.
Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar. (Bakara Suresi
187)
PEYGAMBER EFENDİMİZ RAMAZAN AYINI NASIL GEÇİRİRDİ?
Hz. Muhammed hayatı boyunca hep sosyal biri olmuştur. Özellikle Ramazan'da hasta ve yaşlılara yaptığı ziyaretleri artırdığı biliniyor. Fakirlerin ihtiyaçlarının giderilmesinde de aktif bir rol üstlenmiştir. Peygamberimiz kendi yaptığı ziyaretlerin yanında diğer müminleri de akraba ziyaretlerine teşvik ederdi. Ümmetine zekat konularında da tavsiyelerde bulunurdu. Hz. Muhammed sahur ve iftarda karnını çok doyurmaz, genelde hurma yiyip su içerdi. Diğer sahabelerden farklı beslenmeyen peygamberimiz, elindekileri de çoğunlukla dağıtırdı. Hz. Muhammed iftar yemeklerinde aşırıya kaçmazdı. Ayrıca Peygamber Efendimiz iftar sofrasında dua etmeyi de severdi. Peygamberimiz teravih namazlarını yalnız ya da cemaatle kılardı. Ramazan ayının son dönemlerinde de ev ahalisiyle gece ibadet ederdi. Hz. Muhammed mutlaka, sahura kalkardı. Peygamber Efendimiz her gün Kur'an-ı Kerim okurdu. Ramazan ayının son on gününe girdiğinde normal günlerden daha fazla ibadete yönelirdi.
Hz. Peygamber oruç tutarken niyeti ihmal etmemiştir. Hz. Peygamber'in tatlı bir yiyecekle, özellikle de hurmayla orucunu açtığı rivayet edilir. Hurma bulamadığı zamanlarda ise orucunu suyla açtığı ve böyle yapılmasını tavsiye ettiği de rivayetlerden biridir. Hz. Peygamber'in, oruçlu olduğu günlerde günlük işlerini ve diğer ibadetlerini aksatmadığı biliniyor. Hz. Muhammed, Ramazan ayında yalan ve gıybet konusunda daha dikkatli olunmasına fazlaca özen göstermiştir. Bedensel temizliğine oldukça önem veren Hz Muhammed, diş temizliğine ve vücut temizliğine her zaman dikkat etmiştir. Hz. Peygamber, Ramazan akşamlarını özellikle teravih namazı kılarak geçirmiş ve müminleri de bu namazı kılmaya teşvik etmiştir. Hz. Muhammed, zekâtını da bu dönemde fazlasıyla yerine getirmiştir.