Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi açılışının gündem konusu olmasıyla birlikte sakura çiçeği ile ilgili bilgiler de arama motorlarından çok sık sorgulanmaya başladı. Pespembe ve çok güzel bir görünümü olan çiçek Sakura Türkiye'de de yetişiyor. 200'den fazla çeşidi olduğu bilinen Sakura çiçeği efsanesinin ne olduğuna dair bilgileri de sizler için paylaştık.
SAKURA NE DEMEK?
Japonca bir kelime olan Sakura'nın Türkçesi "Kiraz Çiçeği" anlamındadır. Sakura, meyve vermeyen bir tür "Kiraz Ağacı"dır. Prunus cinsinden birkaç ağacın herhangi birinin çiçeğidir. Sakura Japon kültüründe büyük bir öneme sahip olup Japonya'nın ulusal simgelerinden biridir.
Bu çiçek martın son haftası ile nisanın ilk haftası açar ve Japonya'da bu dönem kutsal sayılır. Öyle ki hava durumundan sonra bir de "Sakura Durumu" verilir. Çiçeklerin açtığı bu dönem Japonya'nın en çok turist kabul ettiği dönemdir.
SAKURA EFSANESİ NEDİR?
Sakura Efsanesi yüzlerce yıl önce antik Japonya'da geçer. O zamanlarda, derebeyleri arasında birçok savaşçının öldüğü, bütün ülkeyi üzüntüye, yalnızlığa boğan korkunç savaşlar olmuştur. Barışın olduğu zamanlar çok kısadır. Bir savaş bitince yenisi başlar.
Bütün bunlara rağmen, savaşın hiç uğramadığı çok güzel bir orman vardır. Yapraklarından nefis parfüm kokuları gibi kokuların saçıldığı ağaçlarla dolu bir orman… Ve hayatları boyunca işkence gören antik Japon halkına teselli veren bir ormandır. Ne kadar savaş olursa olsun, ordulardan hiçbiri o güzel ormanı savaşla lekelemek istemez.
Bununla birlikte, o ormanda güzel kokmayan bir ağaç vardır. Bu ağaç hayat dolu olsa da, dallarında hiç çiçek açmamıştır. Bu sebepten dolayı, sanki ölü ve sırık gibi uzun ve kupkuru gözükmektedir. Aslında öyle değildir. Görünen odur ki; kokusuz olmak onun kaderinde vardır.
Bir sihir işareti
Kokusuz olan ağaç çok yalnızdır. Hayvanlar bile onun tuhaf büyüsünden etkilenme endişesiyle yanına yaklaşmamaktadır. Aynı sebepten dolayı çevresinde ot dahi çıkmamaktadır. Onun tek dostu yalnızlığıdır. Sakura efsanesi der ki; aslında genç olmasına rağmen oldukça yaşlı göründüğü için onun yanına bir peri gönderilir.
Bir gece, bir peri ağacın yanında görünür ve nazik sözlerle onun güzel ve parlak görünmesini istediğini belirtir. Ona yardım etmek istemektedir. Böylece, peri 20 yıl sürecek bir sihir için doğaüstü güçlerini kullanır. Bu esnada, ağaç kendini insan kalbinin hissettiği gibi hissetmeye başlar. Belki de bu şekilde kendini mutlu hissedecek ve tekrar güzel kokmaya başlayacaktır.
Peri ona sihir sayesinde ne zaman isterse hem bir bitkiye ve hem de bir insana dönüşebileceğini söyler. Diğer yandan, eğer bu 20 yıl içinde kendi canlılığına ve parlaklığına tekrar kavuşamazsa, aniden öleceğini bildirir.
Sakura'yla karşılaşma
Tıpkı perinin söylediği gibi, ağaç fark eder ki ne zaman isterse insan veya ağaç olabiliyor. İnsan duygularının kendisinin güzel kokmasını sağlayıp sağlamayacağını görmek için uzun süre insan olarak kalmak ister. Fakat ilk başlarda tamamen hayal kırıklığına uğrar. Ne zaman etrafına baksa hep savaş ve nefret görür. Bundan sonra o da tekrar ağaç olarak kalmaya devam eder.
Sakura efsanesi bize anlatır ki; uzun yıllar geçmesine rağmen her şey yine aynıdır. Ne yaparsa yapsın, ağaç o çaresiz durumdan kurtulamamaktadır. Yine de o bir gün insan olmaya karar verir. Sonra, bir gün kristal gibi berrak bir derenin yanından geçerken genç, güzel bir kıza rastlar. Onun adı Sakura'dır. Ağaç onun güzelliğinden çok etkilenir ve bu yüzden onunla yakınlaşır. Sakura ona karşı çok naziktir. O da onun nezaketine karşılık vermek için, az ileride, köşedeki kızın evine su taşırken ona yardım eder. Aralarında Japonya'da devam eden savaşlarla ilgili çok üzgün ve kendi hayalleriyle ilgili bir konuşma geçer.