'İkinci, üçüncü riskler her zaman söz konusu'
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek ise, hastalığı geçirmiş olmanın tekrar geçirilmeyeceği anlamını taşımadığını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
"Hastalığı önleyecek antikor sayısı çok önemli. Söz gelimi, Hepatit için 10'un üzeri koruyucu antikor olması gerekir. Ancak Kovid-19'da henüz bu rakamın ne olduğunu kimse bilmiyor. Dolayısıyla bakamadığımız, ölçemediğimiz bir durum söz konusu. Zaten ne kadar antikor gerektiğini tam olarak bilmemiz durumunda aşı üretimi de gerçekleşmiş olacak. Kovid-19 geçiren bir kişi yeniden Kovid-19 geçirip, çevresindeki insanlara farkında olmadan bulaştırabilir. Tıp dünyası hastalığı önleyici antijeni tespit etmeye çalışıyor. Aşı çalışmalarının böylesi uzun sürmesinin nedeni de rakamsal verilerin netleşmemiş olmamasından kaynaklı. Kovid-19 geçirip antikor düşük seviyeli veya koruyucu şekilde oluşmamışsa ikinci, üçüncü riskler her zaman söz konusu olur. Sürekli Kovid-19 psikolojisi ile yaşamak zor ancak kendimizin ve sevdiklerimizin hayatı için kurallara uymaya mecburuz. Kurban Bayramı'nda yaşanacak tedbirsizlikler büyük sıkıntılara yol açabileceği gibi vaka sayılarında ciddi artışa neden olur."
'Vaka sayısında patlama olabilir'
İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erk de konuya ilişkin şunları söyledi:
"Şimdiye kadar elde ettiğimiz bilgiler korona geçiren bir kişinin bir daha hastalanmayacağını veya çok daha hafif semptomlarla hastalığı atlatacağını gösteriyor. Antikor ortadan kalkmış olsa da bağışıklık sistemini idare eden T ve B lenfositleri yedek güç olarak vücudumuzda duruyor. İnsan vücudu çok akıllı bir organizma. Vücudumuz zaman içinde antikoru sonlandırsa da bellek lenfositleri duruyor ve olası bir saldırıda harekete geçmeye hazır bekliyor. Umarım yanılırım ancak Kurban Bayramı'ndan sonra vaka sayımızda patlama olabilir. Kurban Bayramı'nda bir gevşeme tabloyu altüst edebilir. Toplu organizasyon görüntülerinde sosyal mesafe kuralının hiçe sayıldığını görüyoruz. Ağustos ayı biraz sıkıntılı geçebilir."
KORONAVİRÜS BELİRTİLERİ DEĞİŞTİ
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'na konuşan Koca'nın açıklamaları şöyle:
"Test sayısını düşürme niyetimiz yok. Elimizden geldiği ölçüde çok test yapacak, vakaları daha erken dönemde yakalayarak hem yayılmayı önleyecek, hem de tedaviyi kolaylaştıracağız. Filyasyonda da tedavide de ciddi tecrübeler edindik. Filyasyon ekiplerimiz hâlâ sahada, 7/24 çalışmaya devam ediyor. Hastanelerimizde de oldukça tecrübeli ekiplerimiz oluştu. Tedavide başlangıca oranla şimdi çok daha başarılıyız.
"4 AYRI YERLİ İLAÇ FİRMAMIZA RUHSAT VERDİK"
Elimizdeki ilaçları ne zaman, ne dozda, ne süreyle kullanacağımız konusunda da ciddi tecrübeler edindik. Ayrıca güçlü bir ilaç stokuna da sahibiz. Etkili olduğunu gördüğümüz Favipiravir'i üretmek için 4 ayrı yerli ilaç firmamıza ruhsat verdik.
Halen başka ülkelerden ithal ettiğimiz Favipiravir'de de yerli ve milli bir hamle içerisindeyiz. Kendi ihtiyacımızı kendimiz karşılayabileceğiz, dahası ihracat şansı bile yakalamamız mümkün.
"İSHAL VE KAS AĞRILARI ÇOK SIK BELİRTİLERDEN"
Son haftalarda teşhis konulan vakalardaki belirtiler, ilk günlerdekine göre biraz farklı. Mesela ishal ve kas ağrıları çok sık karşılaşılan belirtiler haline geldi.
Bu değişimleri de dikkatle takip ediyoruz. Ayrıca kaybettiğimiz vakalarda esas problemlerden birinin de "pıhtılaşma bozukluğu" olduğu kesinleşti. Şimdi bu konuda da yeni stratejiler hazırladık.
"VİRÜS HALA ESKİ GÜCÜNÜ KORUYOR"
Hastalığın eskiye oranla daha hafif seyrettiğini veya virüsün gücünün azaldığını gösteren herhangi bir bilimsel veriye ya da klinik gözleme sahip olduğumuzu söylemek güç. Bana göre, virüs hala eski gücünü koruyor.
Dolayısıyla onun eskiye oranla daha az etkili olduğunu düşünmek büyük bir hata. İpin ucunu bırakmamalı, korunmada da teşhiste de tedavide de ilk hızımızdan taviz vermemeliyiz.
KORONAVİRÜS SON DAKİKA HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ
KORONAVİRÜS YENİ GELİŞMELERİ İÇİN TIKLAYINIZ
KORONAVİRÜSTE KORKUTAN GELİŞME