Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla ifade veren tanık İ.U, olay tarihinde Kahramanmaraş İstihbarat Şube Müdürlüğünde cihazların bakımından sorumlu büro memuru olarak görev yaptığını söyledi.
Tanık, hakimin "Verdiğin bilgiler sonradan kaza yeriyle uyuştu mu?" sorusuna, "Olay yerine ilişkin verdiğim bilgilerin daha sonra mevki olarak uyuştuğunu fark ettim. Ancak orası büyük bir yer olduğu için genel bir bilgi olduğunu söyleyebilirim." dedi.
"BEN FETÖ'CÜ OLMADIĞIM İÇİN DIŞLANIYORDUM"
Tanık A.S. de olayın olduğu dönemde Kahramanmaraş İstihbarat Şube Müdürlüğünde komiser olarak görev yaptığını ifade ederek, "O tarihte şubedeydim. Bize akşam 19.00 sıralarında normale döneceğimizi söylemişlerdi. Ben olay yerine gitmeyi beklemiştim ancak bize görev verilmedi. Böyle önemli bir olayda çağrılmayı beklerdim. Olay tarihinde şubede ayırımcılık vardı. Ben FETÖ'cü olmadığım için dışlanıyordum." diye konuştu.
Tanık, A.S. sanık Dursun Özmen'in bu olay nedeniyle idari soruşturma kapsamında şubeden alındıktan sonra, İstihbarat Şube'deki bazı kişilerin kendisiyle görüşmeye devam ettiğini belirterek, bu kişilerin de sonradan FETÖ ile irtibatlı olduğunun ortaya çıktığını dile getirdi.
Söz alan Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, sanığın eyleminin sahtecilik suçunu oluşturduğu kanaatinde olduklarını ifade ederek, "Ayrıca sanık, olay günü 38 kez aranmıştır. Bu aşamada suç delillerini karartma ve bu amaçla resmi belgede sahtecilik suçundan sanığa ek savunma verilmesini talep ederiz." dedi.
Mahkeme, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, Dursun Özmen'in de arasında yer aldığı bazı şüpheliler hakkında yürütülen ana soruşturma dosyasının beklenmesine karar vererek, duruşmayı 7 Ocak 2021 tarihine erteledi.