Türkiye'yi sarsan İstanbul'da 9 olmak üzere toplam 51 kişinin hayatını kaybettiği sahte içki soruşturmasında şüphelilerin ifadelerinde dikkat çeken detaylar ortaya çıktı.
Türkiye'yi sarsan İstanbul'da 9 olmak üzere toplam 51 kişinin hayatını kaybettiği sahte içki soruşturmasında şüphelilerin ifadelerinde dikkat çeken detaylar ortaya çıktı.
Kartal'da Avukat Hakkı Oğuzhan Şahinoğlu'nun ölümüyle başlatılan soruşturmada tutuklanan şüphelilerden "Yer Fıstığı" adlı büfenin sahibi G.G., sahte içki nedeniyle hayatını kaybeden Avukat Şahinoğlu'nu tanımadığını, "Lord" marka dezenfektanı yüzey temizleyici olarak sattığını ileri sürerek, çok kötü koktuğu için sadece 20 litresini sattığını, geri kalan 280 litresini iade ettiğini anlattı. Dezenfektanı büfeye satan A.O.İ. ise bu ürünü etil alkol olarak değil, yüzey temizleyicisi olarak sattığını savundu. Büfede çalışan adli kontrolle serbest bırakılan Y.Ö. ise ifadesinde dezenfektanı alıp kendi içki ve voktasını yapan kişilerin rahatsızlandıklarını duyduğunu itiraf etti.
Kartal'da 10 Ekim'de satın aldığı etil alkol ile sahte içki yapıp içtikten sonra zehirlenen Avukat Hakkı Oğuzhan Şahinoğlu (46)'nun ölümüyle ilgili başlatılan soruşturmada şüphelilerin ifadelerinde dikkat çeken detaylar ortaya çıktı. İfadesinde büfe sahibi G.G. "Lord" marka dezenfektanı etil alkol olarak sattığı iddiasını reddetti. G.G., dezenfektanın 20 litresini sattığını, geri kalan 280 litreyi ürünün çok kötü kokması nedeniyle iade ettiğini ileri sürdü. Dezenfektanı büfeye satan A.O.İ. ise bu ürünü etil alkol olarak değil, yüzey temizleyicisi olarak sattığını savundu. Aynı büfede çalışan Y.Ö. isimli şüpheli ise ifadesinde dezenfektanı alıp kendi içki ve votkasını yapan kişilerin rahatsızlandıklarını duyduğunu itiraf etti.
"ÇOK KÖTÜ KOKTUĞU İÇİN İADE ETTİM"
G.G. ifadesinde 20 yıldır büfe işlettiğini, Tekel ürünlerinin yanında kolonya ve dezenfektan da sattığını belirterek, şunları anlattı:
"Bu iş yerinde Lord marka bir litrelik plastik şişedeki dezenfektan ürününü yüzey temizlikte kullanmak için satın almıştım. 20 gün önce A.O.İ. isimli kişiden faturalı 300 litre olarak 300 adet toplamda 1800 TL karşılığında mal satın aldım. 5-6 günde ürünün satışını gerçekleştirdim. Ancak ürünün kötü kokması nedeniyle 280 litresini iade ettim. Yani bu üründen toplam 20 litre sattım. Bu ürünün bir litresini 30 TL'ye satıyordum. Ayrıca bu ürünü ben dezenfektan olarak satıyordum, etil alkol olarak satmadım. Kimseye önermedim. Ben tekel ürünlerinin yanında kolonya ve dezenfektan ürünleri satmaktayım. Ben kendi evinde içki yapmak için işyerinden etil alkol alan kişilere bu ürünü önermedim. Benim etil alkol satmak için bir ruhsatım vardır. Ben Hakkı Oğuzhan Şahinoğlu'nu tanımıyorum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben kimseye sahte alkol yapımı konusunda teşvikte bulunmadım, ürün satmadım. Yüzey temizleyicisini alkol yapımı konusunda önermedim. Kasıt ve kusurum yoktur. Y.Ö. isimli kişi haftada 2-3 gün yanımda yevmiyeli çalışan biridir. İşyerine izin almak konusunda herhangi bir etkisi bulunmamaktadır"
"BU ÜRÜNLE KENDİ İÇKİSİNİ YAPIP, RAHATSIZLANANLAR OLDUĞUNU DUYDUM"
Büfede yevmiyeli işçi olarak çalıştığı belirtilen Y.Ö. ise ifadesinde, "Ben bana ihtiyaç duyduğunda gider yardımcı olurum. Ben bu işyerinin sabit bir elemanı değilim. İşyerinde bandrollü tekel ürünleri ve içki satışı yapılır. Etil alkol satma ruhsatı bulunmaktadır. Bu çerçevede satılmaktaydı. Etil alkolle birlikte rakı ve viski yapımında kullanılan alkol kiti, anason, viski ve rakı da satılmaktaydı. Lord marka 1 litrelik plastik şişede bulunan dezenfektan ürün de rafta satılmaktaydı. Ben bu ürünün hiç satışını yapmadım. Bu ürünün işyeri sahibi tarafından nereden alındığını bilmiyorum. Ben daha sonra bu ürünü alıp kendi içki ve votkasını yapan kişilerin rahatsızlandıklarını duydum. Olayda benim kastım yoktur" dedi.
"DEZENFEKTAN YÜZÜNDEN ELİNDE YARALAR OLUŞTU"
Y.Ö.'nün avukatı ise müvekkilinin alkol olayını bilmediğini belirterek "Bu iş yerinde gündelikçi çalışan olarak gitmektedir. Bu bayiye alınan hiçbir üründe yetkisi yoktur. Tekel bayisine güvendiği için arada kasada durmaktadır. Bu ürünü kimseye satmamıştır. Kendisi de dezenfektan olduğu için kullanmıştır. Elinde yaralar oluşmuştur" dedi.
"KIRIKKALE'YE DE YER FISTIĞI BÜFE'YE DE BEN SATTIM"
Lord marka dezenfektanın büfeye toptan satışını yapan şüpheli A.O.İ. ifadesinde, makine mühendisi olduğunu, kimyasal ve temizlik maddesi üretimine ilişkin herhangi bir eğitim almadığını belirtti. A.O.İ., 2020 Temmuz ayında kendi adına şahıs şirketi kurduğunu ve bu tarihten itibaren dezenfektan ürünlerinin toptan satışını ve pazarlamasını yaptığını anlatarak, "Kırıkkale'de bulunan Eko Mini market isimli işyerine birer litrelik plastik şişelerde bulunan 300 litreyi yüzey temizlik malzemesi olarak sattım. Yine Yer Fıstığı adlı Tekel'e de alkol bazlı yüzey temizleyicisinden 300 litre sattım. Ürünün bedeli olan 8 bin 700 TL'yi kredi kartından temin ettim. Bu ürünlere ait fatura bulunmaktadır. Ben bu ürünü yüzey temizleyicisi olarak sattım etil alkol olarak satmadım. Tekel bayii benden ürünü alkol bazlı dezenfektan ürünü olarak alıyor. Ben bu bayiye herhangi bir şekilde etil alkol amaçlı vermedim. Bundan ben sorumlu değilim" dedi.
SATIŞ FİYATINDA ÇELİŞTİLER
Öte yandan tutuklu şüpheliler G.G. ile A.O.İ.'nin ifadelerinde dezenfektanın fiyatı konusunda çelişki ortaya çıktı. G.G. 300 litre dezenfektanı 1800 TL'ye satın aldığını söylerken, toptan satışı yapan A.O.İ. rakamı 8 bin 700 TL olarak açıkladı. Ürünün fiyatı konusunda ortaya çıkan çelişki dikkat çekti.
BİLİM KURULU ÜYESİ UYARDI
Sahte içkiden hayatını kaybedenlerin sayısı hızla artarken, uzmanlar evde yapılan alkollü içkilerin de sahte içki kadar tehlikeli olduğu uyarısında bulunuyor. Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, evde yapılan alkollü içkiler için uyarılarda bulundu, sahte içki, alkol türleri, zehirlenme belirtileri ve tedavilerine yönelik açıklamalar yaptı.
Evde alkollü içki üretimi son günlerde gündemde. Yapım malzemelerini internetten, bazı içki büfelerinde hatta aktarlardan bile bulmak mümkün oluyor. Alkol satışının yasak olmasına rağmen el altından satan dükkanlar bulunuyor. En kolay yöntem ise internet satışı. İnternette yapım videolarında, alkollere, çeşit çeşit alkollü içki tarifine kadar bulmam mümkün. Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Prof. Dr. Necmi İlhan, evde yapılan alkollü içkiler için uyarıyor, "Alkollü içki üretiminde etil alkol de metil alkol de kullanılabilir. Eğer rutin ticarette kullanılan etil alkol kullanılıyorsa burada da dozlama yapmak zor olacağından yüksek dozdan dolayı insanlar hayatını kaybedebilirler. Söylediğim bulguların tamamı rutin yani ticari olarak satılan alkolle de söz konusu olabilir. Sadece metil alkolün farkı bunun çok daha çabuk ve çok daha küçük dozlarda karşımıza çıkması. O yüzden vatandaşlarımızın kendi alkollü içeceklerini üretmelerinin çok doğru olmadığını düşünüyorum" dedi.
ZEHİRLENME BELİRTİLERİ
Prof. Dr. Necmi İlhan, "3 tip alkolümüz var ama bir tanesi rutinde kullanılan etil alkol, ticareti yapılan, bir tanesi metil alkol, metanol kaçak kullanılan diğeri de etilen glikol cam antifrizlerinde kullanılan. Kişiler nasıl anlayabilir metanol zehirlenmesi olduğunu? Aslında çok da anlaşılabilir bulguları yok çünkü bu hastalığa özgü bulguları yok. En önemlisi öykü yani kısa zaman öncesinde alkollü içki tüketmiş olmak ve bunun da şüphe edilen bir yerden temin edilmiş olması. Şüphe edilen yerler; kişinin kendi ürettiği olabilir, dışarıdan bir yerden almış olabilir ya da gittiği bir sosyal alanda kendisine servis edilen olabilir, buna dikkat etmek gerekiyor" dedi.
Prof. Dr. İlhan, başlangıçta sarhoşluk evresi ve mide ağrısının ilk saatlerde olduğuna dikkat çekerek, zehirlenmenin belirtileriyle ilgili şunları kaydetti:
"Gastrit dediğimiz gibi bir şeyden rahatsız oluruz, midemizde bir ağrı hissederiz. İlk birkaç saatte böyle bir durum söz konusu oluyor. Daha sonra 3 ile 30 saate varan asemptomatik dönem, bulgusuz olan dönem geçebiliyor çoğunlukla. Bu dönemde maalesef metanol tüm vücuda nüfuz ediyor, tüm vücut içerisinde bulunuyor. Evre 3 dediğimiz dönem ise bu 30 saatten sonra başlayan kabaca 24 saat, 1 günden sonra başlayan bulgular ki; burada ise çok ciddi bir halsizlik baş ağrısı, kusma, karın ağrısı, görme bozuklukları, çift görme, bulanık görme, alanda kar yapmış gibi, tipi varmış gibi görme özellikle tipiktir. Renk saptama değişiklikler, yine aynı idrarda formaldehit kokusu olması, karın ağrısı, kusma, ishalden komaya kadar giden bir süreç yaşıyoruz. Ama bu noktaya geldikten sonra geri dönüş biraz zor gibi gözüküyor. Genelde geri döndürülmeye çalışılıyor ama hastalarımız doz çok yüksek alındığında, metil alkolün daha az dozda alınmasına rağmen etil alkole göre daha fazla etki yaptığından maalesef hastalarımızı çok da kurtaramıyoruz. Nihayetinde komadan sonra kalp yetmezliği ile şoka, ölüme kadar giden bir durum söz konusu olabiliyor. Etilen glikolde ise yine benzer bulgular olabiliyor ama burada daha erken bulgular ortaya çıkabiliyor."
"KENDİ ALKOLLÜ İÇECEKLERİNİ ÜRETMELERİNİN ÇOK DOĞRU OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Prof. Dr. İlhan bundan korunmak için yapılması gerekenler konusunda ise, "Bugün alkolün zararlarını hepimiz biliyoruz, toksik etkilerini hepimiz biliyoruz. Doğrusu alkol kullanmamak ama vatandaşların alkol kullanma yönünde bir tercihi varsa, mutlaka bildikleri marketlerde, bildikleri restoranlardan bu gereksinimlerini gidermeleri doğru bir yaklaşım olacaktır. Alkollü içki üretiminde etil alkol de metil alkol de kullanılabilir. Eğer rutin ticarette kullanılan etil alkol kullanılıyorsa burada da dozlama yapmak zor olacağından yüksek dozdan dolayı insanlar hayatını kaybedebilirler. Söylediğim bulguların tamamı rutin yani ticari olarak satılan alkolle de söz konusu olabilir. Sadece metil alkolün farkı bunun çok daha çabuk ve çok daha küçük dozlarda karşımıza çıkması. O yüzden vatandaşlarımızın kendi alkollü içeceklerini üretmelerinin çok doğru olmadığını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
HASTANEYE GİTMEK GEREKİYOR
Prof. Dr. İlhan, tedavi konusunda ise, "Tedavisi açıkçası vatandaşın kendisinin yapabileceği bir şey değil. İvedilikle bir yataklı tedavi kurumuna gitmek gerekiyor yani 2. basamak, 3. basamak sağlık kuruluşlarına gitmek gerekiyor. En önemlisi öyküde şüpheli bir durum söz konusuysa ve gittikleri yerde de vatandaşlarımızın hemodiyaliz veya yoğun bakım şartları dahi gerekebilir çünkü hastalık çok ağır gidiyor. Özellikle alkol zehirlenmelerinin tüm türlerinde kişi kusturulmaz, toplumda yanlış bir algı var, kusturulmaması gerekiyor. Tedavi de tamamen 'çay iç geçer, yoğurt ye geçer, suyu bol içi geçer' diye değil, tamamen tıbbi koşullarda yatarak tedavinin sağlanması gerekiyor. Vatandaşın kendisinin yapabileceği bir şey yok, şüphe ettiyse ve mutlaka bir yataklı tedavi kurumuna başvurması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
ŞİŞLERİN İMHA EDİLMESİ
Kullanılmış alkol şişelerinin imha edilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. İlhan, "Camlar iyi bir geri dönüşüm malzemesi, hem ülkemize katkısı olacaktır camların geri dönüşüm malzemesi olması, hem de tekrar şişelerin doldurulması engellenecektir. Bunun da mücadelede iyi bir yol olduğu kanışımdayım." dedi.
EVDE ALKOLLÜ İÇKİ ÜRETİMİ
Prof. Dr. İlhan, evde üretilen alkollü içkiler konusunda ise şunları söyledi:
"Dün ve bugün baktığımızda neredeyse koronavirüsten hayatını kaybeden kadar vatandaşımız hayatını kaybetti. Üretilen sahte alkollü içeceğin dağıtılmasıyla ilgili. Muhtemelen bir kanal vefatların olduğu yerlere ya da tek bir yerde olduysa oraya o kanaldan içkiler gittiği için orada karşımıza çıkıyor. Senede 2-3 kez bunu gözlemliyoruz. Maalesef kaçak alkol kullanımı yani metanol kullanımı sonucu hayatını kaybeden vatandaşlarımız oluyor. Mevsimsel bir özelliği de yok ama genelde bir hafta sonu sonrasında cuma-cumartesi-pazar gibi sosyal etkinliğin daha olduğu bir zaman dilimi içerisinde genelde oluyor. Hafta başlarında daha çok oluyor bugüne kadar olan alkol zehirlenmelerine baktığımızda. İçişleri Bakanlığının bu konuda bir çalışması var, bu tip ürünlerin yasaklanması konusunda. Bakkalda bunları yapacak aparatların satılması, bunların engellenmesi yoluyla, yasaklanması yoluyla, bir mevzuat düzenlemesi ve ondan sonra belediyelerin sıkı denetim yapmasıyla çok rahatlıkla bu sorunun üstesinden gelinebilir. Vatandaşlarımızın da bilinçli olması gerekiyor; bunun zararlı olduğunu hepimiz biliyoruz, hele ki kaçak içkinin zararlı olduğu herkes tarafından biliniyor."