Tetikçi Fatih Portakal'ın yerine gelen Selçuk Tepeli de elinden geldiğince gerçeği eğip büküyor, gündemi sulandırıyor!

Fox Ana Haber'i bırakan Fatih Portakal'ın yerine geçen Selçuk Tepeli, tıpkı Portakal gibi ABD tetikçiliği yapmaya gayret ediyor. Bu işte henüz tecrübeli algı operasyoncusu Fatih Portakal kadar becerikli olmasa da Selçuk Tepeli de elinden geldiğince gerçeği eğip büküyor, gündemi sulandırıyor. Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok, bugünkü köşesinde Fatih Portakal'ın yerine gelen Selçuk Tepeli'nin ilk haftalarını değerlendirdi. Altınok, "Tepeli'ye tavsiyem, Portakal'ın reyting mirasını devam ettirmek uğruna kariyerine jilet atmaktan vazgeçmesi. Portakal'ın şöhret basamaklarını tırmanırken yayınlarında yaptığı ve Flash TV'nin Yalçın abisine de ilham olan "Fenasi..." şeklindeki (yersen) dil sürçmeleriyle falan yetinmesi kafi. Ki Tepeli'nin ilk programlarında kullandığı "düdüklemek" benzetmesi tutmuş, her yerde de haber olmuştu." dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :17 Ekim 2020 , 07:51 Güncelleme Tarihi :17 Ekim 2020 , 07:59
Tetikçi Fatih Portakal’ın yerine gelen Selçuk Tepeli de elinden geldiğince gerçeği eğip büküyor, gündemi sulandırıyor!

İÇİNDEKİLER

İşte Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok'un dikkat çeken yazısı:

Bu ışıltılı hayatı ben seçmedim" replikleriyle Fox Ana Haber'i bırakan Fatih Portakal'ın yerine Selçuk Tepeli isimli bir gazeteci geldi.
Portakal münzevi hayatından çabuk sıkılıp YouTube'dan yayın yapmaya başlasa da Tepeli yerine ısınmışa benziyor. Geçen gün bülteninin bir kısmına denk geldim. Henüz selefi Portakal kadar olgunlaştığını söyleyemem. Ama maşallah hamlığına rağmen o da elinden geldiğince gerçeği eğip büküyor, gündemi sulandırıyor.
İzlediğim bölümde Tepeli Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Çıkıyorlar, 'Erken seçim.' Ne erken seçimi? Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde belirlenen zamanın dışında bir seçime gidilir? Bunlar kabile devletlerinin yaptığı iştir. Bakarsanız 3 ayda bir, 6 ayda bir, senede bir seçime giderler. Gelişmiş bir ülkede, gelişmekte olan bir ülkede böyle bir şey göremezsiniz..." sözlerini eleştiriyordu. Üstelik dört işlem matematiğini konuşturarak:
"18 yılda 14 kez sandığa gitmişiz. Son 10 yılda 9 kez... 18 yılda 14 ayda bir sandığa gitmişiz. Son 10 yılda 13 ayda bir. Şimdi bir defa burada istikrar nerede? Ee, bu sistem istikrar getirecekti bize, getirmemiş... Ee, şimdi bu kadar seçim bizi ne devleti yapar... Ayrıca başka bir mesele daha var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi daha önce vaat edilenin tam tersi bir gelişmeye de yol açtı. Koalisyonları en başından mecburi hale getirdi. Oysa koalisyonları ortadan kaldıracağını düşünüyorduk..."

***

Nereden başlasak?
Üşenmeyelim.
Birincisi, Tepeli'nin yorum yaptığı tartışma, Erdoğan'ın muhalefetten gelen "erken genel seçim" taleplerine verdiği cevap üzerine.
Bildiğiniz üzere Türkiye'de son 18 yılda 2002, 2007, 2011, 2015 (7 Haziran'da koalisyon kurulamadığı için 1 Kasım'da tekrar) ve 2018'de olmak üzere 6 kez seçim yapıldı.
Dolayısıyla, zamanında yapılan 2004, 2009, 2014, 2019'daki yerel seçimleri ve 2007, 2010, 2017 yıllarındaki referandumları bile bile hesaba katarak "AK Parti döneminde 13-14 ayda bir seçim yaptık" demek tartışmayı açıkça "saçmaya indirgemek."
Hesap-mantık hatası ya da özensizlik mi diyorsunuz?
Peki ya Tepeli'nin bu şişirme hesap üzerine yeni hükümet modeline çıkardığı fatura?
Hayır, seçim sonrası kurulan koalisyonlarla, seçim öncesi oluşturulan ittifakları birbirine karıştırmasından bahsetmiyorum. Onu Fransızca kamu yönetimi aldığı hocaları izah etsin...
Sözünü ettiğim, Tepeli'nin tepeleme yığdığı seçimlerin hepsini son 3 yıldır içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi modelinde gerçekleşmiş gibi anlatması. Sonra da "Ee, bu sistem istikrar getirecekti bize getirmemiş" diye yakınması.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN