Üç aşı, artık ilgili kuruluşlardan onayı alınıp tüm dünyada kullanıma girmek üzere. İlk başvuranlardan biri de bizim açımızdan da bir gurur kaynağı olan BioNTech-Pfizer (mRNA) aşısı. Bunun Faz 3 çalışmalarına Türkiye'de biz de dahil olduk ve şimdiye dek (tüm Türkiye'de) 500 gönüllü sağlık çalışanı aşılandı. İkinci dozlarına başlanıyor bugünlerde. Bir diğer aşı da, Faz 3 çalışması şu anda ülkemizde, Brezilya ve Endonezya'da da devam eden inaktif virüs aşısı olan Çin'li Sinovac'ın aşısı.
Sağlık Bakanlığı'nın gönüllü daveti ile çok fazla sayıda gönüller başvurmaya başladı bizim merkezimize de. İnaktif virüs aşısı daha eski bir yöntem. Aslında daha güvenilir bir yöntem. Virüsü üretip değişik maddeler veya ısıyla inaktif hale getiriyorsunuz. Yani o virüsün çoğalma şansı, hastalandırma gücü yok oluyor. Ama immün sistemimizi uyarıp antikor oluşturma gücü çok çok iyi. Mevcut yeni teknolojiler (mRNA) veya inaktif aşıların etkinlikleri aşağı yukarı benzer şekilde. Fiyatları da üç aşağı yukarı beş yukarı aynı olacak muhtemelen. Benim görüşüm inaktif aşı ya da diğer aşılar, bir an evvel toplumun yarısından fazlasını aşılayacak şekilde bir aşı programına bir an evvel başlamamız lazım."
"BİR SÜRÜ ETİK KURULDAN GEÇEREK YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR BUNLAR"
Aşıların hangi ülkeden olduğunun değil, bilimsel verilerinin tartışılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Tabak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tamam tartışalım ama bilimsel verilerle tartışalım. Sinovac firması da uzun yıllardır aşıda deneyimli bir firma. Onların da ciddi klinik araştırma ekipleri var. Faz 3 çalışmalarının kabulünü, yapılan ülkelere bırakmış durumdalar. Çalışma, araştırmanın yürütüleceği merkezlerin etik kurulundan, Sağlık Bakanlığı'nın etik kurulundan onay verildikten sonra yapılıyor ve belli kuralları var. Zaten bu aşının da Faz 1-2 sonuçları iyi olunca Faz 3'e geçildi. Araştırmanın temeli aslında Faz 1 ve Faz 2'de bellidir. Orada aşının etkinliği görülür. Yan etkiler görülür. Faz 3'te ise bu etkinliğin doğruluğu daha farklı coğrafi bölgelerde, çok daha fazla sayıda gönüllüde denenir. Daha nadir bir yan etkinin görülüp görülmeyeceğine bakılır."
"ACİL KULLANIM ONAYI İLE ÇİN'DE 80 BİN ACİL SAĞLIK ÇALIŞANINA UYGULANDI"
İnaktif virüs aşılarının da pandemiyle mücadelede etkin bir rolü olacağına inandığını söyleyen Prof. Dr. Fehmi Tabak, "Bence canlısını (hastalığın kendisini) almaktansa, inaktifini (virüsü) alıp bir an evvel antikorlarımız oluşturmanın anlamlı olduğunu düşünüyorum. Sağlık Bakanlığı da gerekli anlaşmaları yapıyor. Bu aşı özel bir izinle acil kullanım onayı alarak Çin'de 3 ay önce sağlık çalışanlarına uygulanmaya başlandı. Acilde çalışan hekim, hemşire, personeline, toplam 80 bin kişi bu aşıyı oldu.
Bu aşıda da tolere edilebilecek, her aşıda görülebilecek ve sadece bir iki gün süren hafif ateş, aşı yerinde ağrı vb gibi yan etkiler görüldü. Acaba uzun vadeli etkileri ne olacak? En çok problem olan konu bu aslında aşılarda. Aslında laboratuvarda, insan çalışmalarından önce yapılan hayvan çalışmaları, iyi kötü bize bazı bilgiler verdi bu aşı çalışmalarında. Biz, bilimsel çalışmalara güvenmek zorundayız. Faz 1 ve Faz 2'de baktığımız zaman, inaktif virüs aşısının yani Çin'in aşısının, iki dozdan sonra koruyucu antikorları oluşturduğunu biliyoruz. Şimdi görmemiz gereken sonuç, toplumda plasebo alanlarla aşılanan grup arasındaki hastalık oranı ve bunlar arasında istatistik olarak bir anlam olacak mı olmayacak mı?" dedi.