"GÜVENDESİNİZ" AÇIKLAMASI GÜVENİLİR Mİ?
Türkiye'de kullanıcıların uygulamayı silmeye başlamasıyla birlikte açıklama yapan şirket, WhatsApp ve Facebook'un mesajların içeriğini görüntülemeyeceğini, uçtan uca şifreleme uygulamasının geçerli olduğunu, paylaşılan bilginin sadece kullanıcı alışkanlıklarının analizine yönelik olduğunu duyurdu. Dr. Şahinaslan, açıklamayı şu sözlerle değerlendirdi:
"Bu kapsamda adres defterinizdeki kişi ve oluşturulan grupların profilleri, kullanım amacı, kullanım sıklığı, konumunuz, hikayeniz gibi yaşam faaliyetlerinizi paylaşacaktır. WhatsApp ayrıca gönderilen verilere ait örneklem tanımı, yeri, konusu, yerleşimi, iletildiği adres gibi bilgileri tutuyor. Yani rehberimizde kayıtlı kullanıcılar ağı üzerinden sosyal çevremizi de daha kapsayıcı ve inandırıcı bir reklam kampanyasına dönüştürecektir. Verilerimizin reklam amaçlı kullanım izni sadece bu uygulamalarla sınırlı kalmıyor. Ücretsiz olarak sağlanan birçok ürünün kurulum ve kullanımı ancak bu şartın kabul edilmesiyle mümkün oluyor."
"YASAL ÇERÇEVE OLUŞTURMALI"
Dr. Şahinaslan, Avrupa Birliği ülkelerinde kişisel verilerin toplanması, paylaşılması ve saklanmasına ilişkin 25 Mayıs 2018'de yürürlüğe giren GDPR (General Data Protection Regulation) yönetmeliğinin ciddi kısıtlamalar getirdiğini belirtti. AB ile iş yapan bütün teknoloji firmalarının bu yasaya tabi olduğunu dile getiren Dr. Şahinaslan, ülkemizde de benzer bir yasal çerçevenin oluşturulması gerektiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti:
"Türkiye'de kişisel verilerin korunmasına ilişkin yasal düzenleme çalışmaları 7 Nisan 2016'da yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile (KVKK) önemli bir aşama kaydetti. Ancak GDPR hükümlerinin öncelikle dikkate alınacağı yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunuyor. Bu ve benzeri firmalar öncelikli olarak devletin belirlediği yasal sınırlara uyma zorunluluğunda olmalı, sonrasında kişisel rızanın alınması prosedürü uygulanmalıdır. Bireysel tepkiler elbette değerlidir ancak uzun vadede kalıcı çözüm için devlet tüm sosyal medya ve veri işleyen platformları da kapsayan yasal çerçeveyi bir an önce oluşturmalıdır. Mahremiyeti olan her tür kişisel ve ulusal verinin, ülke dışındaki veri merkezlerinde tutulmasına müsaade edilmemelidir."
"KARAR İÇİN BEKLEYİN"
Dr. Öğr. Üyesi Önder Şahinaslan, uygulamadan çıkmakla tüm verilerin silinmesinin kolaylıkla gerçekleştirilebildiğini ancak bilgi savaşlarının yaşandığı bu çağda hız, erişim ve kolaylık bakımından yerine koyabileceğimiz yerli ve güvenli iletişim araçlarına ihtiyaç olduğunu söyledi. Dr. Şahinaslan, karar vermek için önümüzde bir ay kadar bir zaman olduğunu belirterek, devletin bu olaya müdahil olması ve AB ülkelerinde sağlanan koşulların Türkiye'de de hayata geçirilmesinin beklendiğini belirtti.