İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı koordinasyonunda hazırlanan raporda, terör örgütleri PKK, DEAŞ ve FETÖ'nün kısa tarihçeleri, amaç ve hedefleri, ideolojileri ile silahlı ve silahlı olmayan kapasiteleri anlatıldı.
Hibrit tehdit kavramının, stratejik hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla birden fazla yöntemi eş güdümlü kullanan aktörleri tarif etmek için kullanıldığı belirtilen raporda, konvansiyonel silah ve taktikler, gayri nizami harp teknikleri, terörizm, organize suç faaliyetleri, bilgi savaşı ve propaganda, ekonomik savaş yöntemleri, siber saldırı ve sabotajların hibrit çatışma stratejisinin en önemli bileşenleri olduğu sıralandı.
Raporda, Türkiye'nin son yıllarda hibrit terör modelini uygulayan PKK, DEAŞ ve FETÖ ile eş zamanlı mücadele ettiği, bu örgütlerin, terörist faaliyetlerinin yanı sıra farklı yöntemleri kullanarak devlet otoritesini sarsmayı ve yıkıcı bir etki meydana getirmeyi amaçladıkları kaydedildi.
Teröristlerin tarih boyunca ana stratejileri olan terörizmi, farklı araçlarla destekleme yoluna gittiğine işaret edilen raporda, başarısız devletlerin sayısının artmasına paralel olarak teröristlerin kabiliyetlerinin gelişmesi, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki devrimler ve kitlelerin desteğinin çatışmalardaki belirleyiciliğinin artmasının, hibrit terör modelinin yarattığı tehlikeyi artırdığı vurgulandı.
3 AYAKLI STRATEJİ VURGUSU
Raporda, şu ifadelere yer verildi: "Hibrit terör örgütleriyle yapılan mücadelede klasik terörizmle mücadele taktiklerinin yeterli gelmeyeceği açıktır. Hibrit terör örgütlerine karşı yürütülen mücadelenin de hibrit bir karaktere sahip olması gerekmektedir. Hibrit terör örgütlerinin yapısı incelendiğinde onlara karşı verilen mücadelenin 3 ayaklı bir stratejiye dayanması gerektiği gözlenmiştir. Birincisi, tehdit biçimlerini konvansiyonel, gayri nizami ya da terörist diye birbirinden kesin bir şekilde ayıran bürokratik kurumlarda hibrit tehdit modeline dair bir farkındalık meydana getirmektir. İkincisi, hibrit tehditlerin faaliyet alanlarının tespit edilmesi ve bu alanda karşılaşılması muhtemel tehditler karşısında devletin mevcut kapasitesinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Üçüncüsü ise ulusal sınırları aşan bir tehdit biçimi olan hibrit tehditler karşısında uluslararası iş birliği tesis etmektir."
Güvenlik bürokrasisinin konuya ilişkin farkındalığını güçlendirmek amacıyla ilgili kurumların personeline eğitimler vermesinin önemine değinilen raporda, terörle mücadele eden kurumlar arasında güçlü ve etkin bir koordinasyonun da gerekliliğine dikkati çekildi.