Kreş dönemindeki 3 ila 6 yaş arası çocukların davranışlarında daha küçük yaşlara dönme eğilimi görülebileceği, tuvalet kazaları, yatak ıslatma, ebeveynlerinden veya bakım verenlerden ayrılmaktan korkma gibi davranışlar sergileyebileceği kaydediliyor.
7 ile 10 yaş arasındaki çocukların birbirleriyle iletişimden elde ettikleri bilgileri yanlış yorumlayabileceği, buna bağlı olarak da üzüntü, öfke ve kaygı gibi davranışlar sergileyebileceği ifade ediliyor.
Ergen dönemdeki çocukların da ele alındığı rehberde, bu dönemin dinamiklerine işaret edilerek, çocuklarda içe kapanma, arkadaşlarıyla iletişim kurmakta isteksizlik ve tartışmaya hazır bir ruh hali olabileceği belirtiliyor.
"DUYGULARINI KABUL EDİN"
Rehberde, ebeveynlerin ve çocuk bakımından sorumlu personelin bu durumlar karşısında izleyeceği yöntemler hakkında bilgiler veriliyor.
Çocukların stresle baş etmesinde yetişkinlerin onları dinlemesi ve duygularını kabul etmesinin önemli olduğu hatırlatılan rehberde, etkili iletişimin ve çocukları doğrudan bilgilendirmenin gerekliliği vurgulanıyor.
Çocuklara zaman ayırmanın öneminin anlatıldığı rehberde, birlikte yapılacak aktivitelerin çocukların psikososyal ve fiziksel gelişimleri için sağlayacağı yararlar sıralanıyor.
"ÇOCUKLARI VE GENÇLERİ DİNLEYİN"
Meslek elamanlarınca hazırlanan rehberde, ebeveynler ve çocuk sitesi evlerindeki personele şunlar öneriliyor:
"- Salgın gibi kitlesel etkiye sebep olan hadiselerde çocuklarınızın gündemle ilgili konuşmalarına ve soru sormalarına izin vererek, duygularını açıklamalarına fırsat tanıyın.
- Yaş ve gelişim dönemlerini dikkate alarak, çocuklarınızın duygularını resim çizerek, yazı yazarak ya da oyun oynayarak ifade etmesini sağlayın.
- Çocuklarınızla kurulan iletişimde "ben" dili kullanın.
- Çocuklar ebeveynlerinden gördükleri tepkileri içselleştirir. Siz, var olan durumu sakin ve güvenle ele alırsanız, çocuklar için güvenli şekilde hareket edecek destek mekanizmaları oluşturabilirsiniz.
- Stresli durumlarla baş edebilmek için sosyal destek almalısınız. Bu süreçte sosyal mesafe kuralına uyarak güvendiğiniz kişilerle, aile üyeleriniz, iş arkadaşlarınız ya da eski arkadaşlarınızla telefonla, görüntülü görüşmelerle veya sosyal medya aracılığıyla iletişiminizi sürdürün.
- Fiziksel uzaklık, sosyal olarak bağlantısız veya izole kalmamız gerektiği anlamına gelmez. Fiziksel mesafelere karşın, duygusal ve sosyal açıdan bağlantıda kalmanın yollarını öğrenin.
- Ailece aktif olmak ve iletişimde kalmak için yapılabilecek aktiviteleri hayata geçirin.
- Okuma, yazma, oyun oynama, çapraz bulmaca, sudoku, çizim veya boyama gibi size uygun aktiviteler zihinsel olarak sizi aktif tutar.
- Kendinizi ve çevrenizdekilerin sağlığını korumak için sosyal mesafeye dikkat ederek günde bir kez dışarıda egzersiz yapın.
- Normalde hoşunuza giden şeyleri evde kalmanız nedeniyle yapamıyorsanız, bunları ev ortamına nasıl adapte edebileceğinizi düşünmeye çalışın veya yeni bir şeyler deneyin.
- Çocukların ve gençlerin stresle başa çıkabilmeleri için onları dinleyin, soru sormalarına izin verin.
- Uzun süre dış dünyayla iletişimini koparmak zorunda kalan çocuklar, psikososyal desteğe ihtiyaç duyabilir. Çeşitli uygulamalar aracılığıyla çocuklarınızın arkadaşlarıyla çevrim içi ortamda grup görüşmeleri organize edin.
- Çocuklara her şeyin yolunda olduğunu söyleyerek duygularını reddetmek yerine tüm endişelerini ve sorularını onlarla gözden geçirin."