100 yıl önce Avrupa'da eczanelerde ilaç olarak satılan yoğurdu dünyaya tanıtan kimdi?

Fransa Kralı I. François, şiddetli bir bağırsak enfeksiyonu geçirdi. Kendisini himaye eden Kanuni Sultan Süleyman, İstanbul'dan bir yoğurtçu gönderdi. Kral, iyileşti. Yoğurtçu da geri geldi.

1500'lerin ortalarında Avrupa henüz yoğurdu tanımıyordu. 20'nci yüzyıla gelindiğinde Balkanlar karıştı. Selanik'te yaşayan Yahudi aileler de çil yavrusu gibi dağıldı.

Dr. İzak Karasu da atalarının 400 yıl önce sürüldüğü İspanya'ya gitmek zorunda kaldı. Barcelona'ya yerleşti. Adını İsaac Carasso olarak değiştirdi. Muayene açıp müşteri bekledi. 1. Dünya Savaşı'nın sonuna doğru yoksulluk ve salgın hastalıklar baş gösterdi. Müthiş ilaç sıkıntısı vardı. Özellikler çocuklar bağırsak enfeksiyonundan perişandı.

Aileler umutsuz, tıp çaresizdi. Dr. Carasso, bir gece derin düşüncelere dalarken, Selanik'i hatırladı. Her sabah kapının önünden geçen Arnavut yoğurtçuların haykırışları kulaklarında çınladı.

"Yoğuuuurt! Yoğurtçu geldiiii." Türkler'de yoğurt, çok eskiden beri tedavide kullanılıyordu zaten. "Günde üç öğün, birer kase..." Birkaç günde hasta sapasağlam ayaktaydı. Carasso sabah ilk iş olarak bodrumu temizledi. Yoğurt imalathanesine çevirdi. Yakın yerlerden süt getirtti. Gerisi kolaydı.

Yoğurt mayalamayı zaten biliyordu. 1919'da üretime geçti. Oğlu Daniel'den hareketle Danone markasını seçti. Öncelikle ilaç olarak tanıtıp eczanelere gönderdi. Küçük kavanozlardaki ürünleri peynir ekmek gibi satılıyordu.

İşte Avrupa'nın yoğurtla tanışması böyle gerçekleşti. Gerisi, o küçük Daniel'in yaptığı hamlelerle ilerleyen bir gıda devinin ayak sesleriydi. Bugün sütten yoğurda, sudan bebek mamasına kadar tüm dünyada faaliyet gösteren şirketler topluluğunun yükselişiydi.

2. ABDÜLHAMİD'İN HAL'İNDE GÖREV ALDI
1909'da Sultan Abdülhamid'e görevinin sona erdiğini (hal') bildiren Meclis heyetinin sözcüsü Emanuel Karasu'ydu. Selanikli Yahudi bir avukattı. Osmanlı topraklarında Mason localarını örgütledi. İttihat-Terakki'ye destek verdi.