#Savaş tezkerelerine evet diyenler şimdi ağıt yakıyor."
Hale bakın: Kirli dillerinden "esir", "esir kampı", "barış" kelimeleri düşmüyor. PKK'ya "terör örgütü" diyemeyen her iki milletvekilinin terör örgütünün kaçırdığı siviller için kullandığı kelime "esir".
Her ikisinin de kaçırılan ve sonra da başlarından vurularak katledilen sivillerin şehit edilmesiyle ilgili olarak suçladıkları ise terör örgütü PKK değil, devlet oldu. PKK'nın yayın organları da katlettikleri insanlarımızla ilgili olarak benzeri açıklamaları yaptılar.
Onlar terörist, peki milletvekilleri neden böyle yapıyorlar? Kaçırılmış sivil insanlarımızla ilgili "esir" kelimesini nasıl kullanabiliyorlar?
Bunun hak, hukuk, insan haklarıyla ilgisi var mı? Hiçbir meşruiyeti olmayan, Türk-Kürt ayırmadan masum sivilleri de katleden terör örgütü PKK, bu hakkı nereden alıyor? İşin ilginci, bu milletvekillerinin ancak PKK'lı teröristlerin kullanacağı bu dili kullanmaya hakları var mı? Elbette yok, HDP yönetimi başta olmak üzere PKK'nın siyasi sözcülüğünü yapan bu milletvekilleri işlenen bu insanlık suçunun ortaklarıdır bana göre.
Eğer "esir" görmek istiyorlarsa aynaya baksınlar. Çünkü PKK'nın elinde asıl esir olan HDP'dir, Hüda Kaya'dır, Gergerlioğlu'dur, HDP milletvekilleridir.
Bir de utanmadan kaçırılan insanlarla ilgili devletin PKK ile pazarlık yapmamasını eleştiriyorlar. Utanmadan aracılık yapmak istediklerini itiraf ediyorlar. Terör örgütü ile "pazarlıktan" ve "barıştan" söz ediyorlar.
Sadece bunlar mı? PKK'nın "esiri" olmuş onların sözcülüğünü yapan sözde gazetecilerle yıllardır PKK'nın elinde olan sivilleri gündeme getirip, terör örgütü ile pazarlık yapılmasını istiyorlardı.
Ama artık maskeleri düştü. Silahsız sivilleri başlarından vurarak şehit eden PKK gibi onların sözcüleri de kendilerini gizleyemiyorlar. PKK gibi, PKK'nın elinde "esir" olan siyasetçiler için de onların propagandasını yapan sözde gazeteciler için de yolun sonuna gelindi.
RAHAT OLUN, 'TERÖR ÖRGÜTÜ PKK' DEYİN
PKK'nın siyasi kolu HDP ile işbirliği yaptığından beri CHP yöneticileri de garip bir huy edindi. PKK'nın katliamları gündeme geldiğinde yayınladıkları kınama mesajlarında bazen "terör örgütü" ifadesini kullanıyorlar, bazen onu bile yazmadan, katledilenlerle ilgili "eylemle şehit olan" ya da "saldırıda hayatını kaybeden" gibi muğlak ifadeler kullanıyorlar.
13 sivilin şehit edilmesiyle ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun attığı şu mesaj bunun tipik bir örneği:
"Gara bölgesinde hain terör örgütü tarafından kaçırılan ve alçakça şehit edilen masum vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, aileleri ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun!"
İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise Kılıçdaroğlu'nun bu tweet'ini paylaşmaktan başka bir şey yapmadı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da aynı şeyi yaptı ve PKK adını anmadan şu mesajı paylaştı:
"Irak'ın kuzeyindeki Gara bölgesinde terör örgütü tarafından şehit edilen 13 vatandaşımıza Allah'tan rahmet; yakınları ve sevenlerine baş sağlığı dilerim. Milletimizin başı sağ olsun."
Aynı ifadeyi CHP'nin diğer yöneticilerinin mesajlarında da görüyoruz.
Onlara, "demokrasi dilendikleri" Amerika'nın Türkiye büyükelçiliğinin üç askerimizin şehit edilmesi sonrası yayınladığı şu mesajı hatırlatayım:
"Türk askerlerinin, PKK'lı teröristlerin gerçekleştirdiği saldırıda hayatını kaybetmesinden üzüntü duyduk. Saldırıda hayatının kaybeden askerlerin ailelerine taziyelerimizi sunuyoruz. #NATO müttefikimiz Türkiye'nin yanındayız."
Rahat olun beyler bayanlar; terör örgütü PKK/YPG'ye silah ve destek veren Amerika'nın Türkiye büyükelçiliği bile artık mesajlarında "PKK'lı teröristler" diyor.
Biliyoruz, işbirliği yaptığınız PKK'nın siyasi kolu HDP kızar diye düşünüyorsunuz ama rahat olun, mesajlarınızda PKK adını kullanın...