Başkan Recep Tayyip Erdoğan ulusa seslendi: Kademeli normalleşme Mart'ta başlıyor

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, kritik Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu. Kademeli normalleşmenin 1 Mart itibariyle başlayacağını söyleyen Erdoğan, sokağa çıkma kısıtlamasının illerdeki vaka sayılarına göre aşamalı olarak kaldırılacağını ifade etti. Öte yandan Başkan Erdoğan, "Kısa çalışma ödeneğinin süresini son defa olarak mart ayı sonuna, asgari ücretteki artış miktarı kadar yükselttiğimiz nakdi ücret desteğinin süresini de 17 Mart'a kadar uzattık" dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :17 Şubat 2021 , 20:01 Güncelleme Tarihi :18 Şubat 2021 , 06:57
Başkan Recep Tayyip Erdoğan ulusa seslendi: Kademeli normalleşme Mart’ta başlıyor

İÇİNDEKİLER


Başkan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, yaklaşık 3 saat sürdü.

Kritik toplantının ardından açıklamalarda bulunan Başkan Erdoğan, Kademeli normalleşmenin 1 Mart itibariyle başlayacağını ifade etti.

İşte Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkmalarından satır başları ve yeni alınan kararlar;

Konuşmasına kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Erdoğan, Kabine Toplantısı'nda güvenlikten sağlığa Türkiye'nin gündemindeki tüm meseleleri enine boyuna değerlendirdiklerini belirtti.

Bu çerçevede geçen günlerde Irak'ın kuzeyindeki Gara bölgesine yapılan harekatla ilgili ayrıntılar üzerinde durduklarını aktaran Erdoğan, bu harekatta şehit düşen 3 asker ile PKK'lı teröristler tarafından alçakça katledilen 13 vatandaşa Allah'tan rahmet, yakınlarına ve aziz millete başsağlığı diledi.

Türkiye'nin 40 yıldır bölücü terörle mücadele eden, bu uğurda pek çok kayıplar veren, acılar çeken bir ülke olduğunu hatırlatan Erdoğan, bu süreçte devlet olarak her yolu deneyerek, terör bataklığını kurutmaya çalıştıklarını vurguladı.

Erdoğan, Türkiye'nin siyasi ve sosyal çalkantı ile boğuştuğu dönemlerin, terörün en çok azdığı yıllar olduğuna dikkati çekerek, 1990'lı yılların kaotik ortamında terör örgütünün hem askerler, güvenlik güçleri ve diğer kamu görevlileri ile hem de sivil vatandaşlara karşı acımasız saldırılar gerçekleştirdiğini anımsattı.

Örgütün bu dönemde yaptığı katliamlarda bebeklerden çocuklara, kadınlardan yaşlılara kadar ayrım gözetmeksizin herkesi hedef aldığını ifade eden Erdoğan, milletin birlik ve beraberliğine sahip çıkarak, devletin de tüm kurumlarıyla güçlü bir mücadele vererek gözünü kin ve kan bürüyen örgütün hedefine ulaşmasını engellediğini kaydetti.

Erdoğan, bölge ülkelerinin ve küresel güçlerin piyonu haline dönüşen örgütün bir süre kendi kabuğuna çekildiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Türkiye üzerinde hesabı olan çevreler, 2013 yılından itibaren pek çok araç ile birlikte PKK'yı da yeniden harekete geçirdiler. Bu dönemde terör meselesini suhuletle çözüme kavuşturmak için tüm riskleri göze alarak çeşitli adımlar attık. Hiçbir insanımızın kanı dökülmesin, yüreği yanmasın, analar ağlamasın, çocuklar yetim kalmasın diye her türlü gayreti samimiyetle gösterdik. Buna rağmen milletimizin birliğine, ülkemizin bütünlüğüne göz diken çevrelerle birlikte hareket eden terör örgütü yeniden eylemlere başladı. Özellikle 2015 temmuz ayından itibaren yoğunlaşan saldırılar çeşitli ilçelerimizin çukurlarla kuşatılmaya çalışılmasına kadar vardı. Sur, İdil, Cizre, Silopi, Nusaybin, Derik, Dargeçit ilçelerimizde yaşanan hadiseler, güvenlik kuvvetlerimizin müdahalesi ile bastırılmıştır. Sadece bununla kalınmamış, sınırlarımız içinde kapsamlı terör operasyonları yürütülmüştür."



"BÜYÜK ÖLÇÜDE BERTARAF EDİLDİ"
Bu saldırıların ardından gelen 15 Temmuz darbe girişiminin, terör olaylarıyla Türkiye'de oluşturulmak istenen iklimin asıl amacını ortaya serdiğini dile getiren Erdoğan, "Türkiye'ye terörden darbeye her yöntemi kullanarak diz çöktürmeye çalışanlara karşı milletimiz, istiklaline ve istikbaline canı pahasına sahip çıkarak tarihi bir ders vermiştir." dedi.

Sadece 15 Temmuz gecesi 251 kişi şehit olurken 2 bin 734 kişinin yaralanarak gazilik unvanı ile şereflendiğini belirten Erdoğan, güney sınırları boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu kırmak için çok sayıda harekat gerçekleştirildiğini söyledi.

Erdoğan, Fırat Kalkanı ile başlayan, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı ile süren bu harekatlar sayesinde Türkiye'nin Suriye sınırlarının önemli bir bölümünü güvenli hale getirdiklerini vurgulayarak, Irak sınırının ötesinde de terör örgütünün Türkiye'ye sızmasını önlemek üzere kalıcı üs bölgeleri oluşturduklarını aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ülkemizin temmuz 2015 yılından bugüne kadar sınırları içinde ve dışında yürüttüğü operasyonlarda verdiği şehit sayısı 401'i asker, 443'ü jandarma, 299'u polis, 116'sı güvenlik korucusu olmak üzere 1259'dur. Yine bu dönemde terör örgütlerinin saldırılarında 770 vatandaşımız hayatını kaybederken 5 binin üzerinde vatandaşımız da yaralanmıştır. Buna mukabil aynı dönemde yurtiçinde 6 bin, yurtdışında 6 bin 900 olmak üzere 12 bin 900'ün üzerinde terörist imha edilmiştir. Bu operasyonlarda 1300'e yakın terörist yaralı, yine 1300'ü aşkın terörist sağ ele geçirilirken 2 bin 243 terörist de teslim olmuştur. Böylece etkisiz hale getirilen terörist sayısı 17 bin 750'yi bulmuştur. Bir başka ifade ile terör örgütünün yıllarca uğraşarak kurduğu kadronun önemli bir bölümü bu 5 yıllık süreçte büyük ölçüde bertaraf edilmiştir."

"KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN"

"Elbette tek bir şehidimizin tırnağını bile bu teröristlerin topuna birden değişmeyiz ama milletimizin her bir ferdinin, ülkesinin istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda karşısındaki ister terörist olsun ister darbeci, gözünü kırpmadan şehadete yürüyeceğinden de kimsenin şüphesi olmasın." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Burada rakam olarak ifade ettiğimiz her bir şehidimizin, her bir gazimizin, hatta her bir teröristin nihayetinde bir can olduğunu asla unutmuyoruz. Biz ne Batılılar gibi insanı metalaştıran ne PKK ve DEAŞ benzeri sapkın örgütler gibi körü körüne ölümü yücelten ne de FETÖ'cüler gibi iradesini tek kişinin eline teslim eden bir anlayışa sahibiz. Medeniyetimizin temelinde 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışı vardır. Önceki akşam UNESCO Yunus Emre Yılı programında bir kez daha rahmetle andığımız büyüklerimiz bize hep 'önce insan' demeyi, hayata insan merkezli bakmayı öğütlemiştir. Evet, bizim ezanımız, bayrağımız, vatanımız başta olmak üzere kutsallarımız söz konusu olduğunda gözümüz dünyayı görmez. Evet, bizim dünyanın en köklü devlet geleneğine sahip bir millet olarak tarihimiz şanla, şerefle, zaferle doldur. Evet, biz, inancımız ve değerlerimiz yolunda mücadele ederken şehitlik ve gazilik ile müşerref olmayı en üstün vasıf olarak kabul ederiz. Bu vasıfları diğer toplumlardan ayırt edici özelliklerimiz olarak iftiharla da taşırız ama bizim elimizde tek bir masumun kanı yoktur, olmamıştır, olmayacaktır. Bizim geçmişimizde tek bir coğrafyanın veya toplumun sömürülmesinin ayıbı yoktur, olmamıştır, olmayacaktır. Bizim sırtımızda kendi çıkarı için dünyanın kalanını ateşe atma bencilliğinin kamburu yoktur, olmamıştır, olmayacaktır. Ne ecdadımızdan böyle bir miras aldık, ne kendimiz böyle bir zillete bulaştık, ne de evlatlarımıza böyle bir utanç bırakacağız."



KILIÇDAROĞLU'NA GARA TEPKİSİ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Katran karasından beter halleriyle ülkemize insanlık, hak, adalet, özgürlük, demokrasi dersi vermenin peşine düşenlere diyorum ki, önce siz aynaya bakın ve kendi gerçeklerinizle yüzleşin." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, Türkiye'yi kimi zaman tarihiyle kimi zaman da yürüttüğü harekatları ve izlediği politikalarla yargılamaya kalkanların hiçbirinin geçmişinin ve bugününün temiz olmadığını vurguladı.

"Katran karasından beter halleriyle ülkemize insanlık, hak, adalet, özgürlük, demokrasi dersi vermenin peşine düşenlere diyorum ki, önce siz aynaya bakın ve kendi gerçeklerinizle yüzleşin." ifadesini kullanan Erdoğan, "Sırça köşklerinizin en küçük bir krizde, en küçük bir sarsıntıda, en küçük bir rüzgarda nasıl temellerinden sarsıldığını biz görüyoruz. Eminim sizler de farkındasınız. Biz ise binlerce yıllık köklü geçmişimizde nice fırtınalar atlattık, Allah'ın izniyle nicelerini de sapasağlam atlatırız. Çünkü biz hiçbir zaman zalim olmadık, zalimin yanında yer almadık, zalime teslim olmadık." diye konuştu.

Her zaman mağdura kucak açtıklarını ve mazluma el uzattıklarını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hakkını arayanla birlikte olduk, hukukunu koruyanın safını tercih ettik. Suriye'de, Libya'da, Karabağ'da, Somali'de, Filistin'de, Irak'ta, Bosna'da, Kıbrıs'ta bunu yaptık. Velhasıl müdahil olduğumuz her yerde aynı onurlu tavrı gösterdik. Bunun için bir bedel ödememiz gerekiyorsa da ödedik. Bu bedeli yeri geldi sokaklarımız karıştırılarak ödedik, yeri geldi siyasi kaos denemesiyle ödedik. Yeri geldi terör örgütleri sınırlarımız içinden ve dışından üzerimize salınarak ödedik. Yeri geldi darbe girişimiyle ödedik. Yeri geldi ekonomik tuzaklarla ödedik. Yeri geldi uluslararası alanda haksız, hukuksuz baskılara maruz kalarak ödedik ama hiçbir zaman eğilmedik, hiçbir zaman diz çökmedik, hiçbir zaman teslim olmadık. Milletimizle birlikte bir olduk, iri olduk, diri olduk, hep birlikte kardeş olduk ve önümüze çıkan tüm engelleri birer birer aşmayı başardık.

Bugün Türkiye, geleceğine her zamankinden çok daha büyük umutlarla bakmaktadır. Bugün Türkiye, kendine her zamankinden çok daha fazla güvenmektedir. Bugün Türkiye, bölgesel ve küresel liderlik hedefine doğru öyle lafta değil, bizzat sahada adım adım yürümektedir. Bugün Türkiye, yönetimleri ne derse desin dünyadaki tüm mazlumların ve mağdurların gönlünde taht kurmuştur. İnşallah 2023 hedeflerimize ulaştığımızda tüm bu hususlarda ülkemizi çok daha ilerilere taşımış olacağız."


"TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KINAMAYAN HİÇ KİMSE KENDİNİ BU ÜLKENİN PARTİSİ OLARAK TAKDİM EDEMEZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörle mücadele meselesi, her türlü siyasi çekişmenin, hesabın, günlük polemiklerin üzerinde tutulması gereken milli bir konudur." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin bütünlüğü ve milletin birliği ile ilgili kritik bir konuda her siyasi partinin sorumluluk duygusu ile hareket etmesini beklemenin en tabii hakları olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kalplerinden kopup gelen bir hisle, tam tarifini yaparak, amasız, fakatsız, lakinsiz bir şekilde terör örgütünü kınamayan hiç kimse kendini bu ülkenin partisi, bu ülkenin siyasetçisi olarak takdim edemez. PKK ile arasına mesafe koyamadığı için bizim nezdimizde hiçbir zaman gerçek bir siyasi kurum haline gelemeyen bir parti var. Bu parti kendi resmi hesabından PKK ile irtibatlarını belgeleyen bir paylaşımda bulunduğu için İletişim Başkanımızı 'hesap vereceksiniz' diye tehdit ediyor. Terbiyesize bakın. Alçaklıkta demiyorum, çukurlukta sınır tanımayan bu terör örgütü yardakçılarına Cumhur İttifakı olarak diyoruz ki; asıl bu millet sizden onca şehidimizin, onca gazimizin hesabını soracak. Hem de öyle bir soracak ki bir daha kimse benzer ihanetlere teşebbüs edemeyecek.

Hadi bunlar tescilli terör yardakçısı. Peki bu ülkenin ikinci büyük partisi durumundaki CHP'ye ne oluyor? Kılıçdaroğlu dün yine çıktı tamamı yalan, tamamı yanlış, tamamı hezeyan olan bir sürü zırvayı arka arkaya sıraladı. Arada bize de güya sorular soruyor. Bu soruları dünyadan ve ülkemizden haberi olmayan, tüm ömrü kuytu köşelerde geçmiş bir meczup sorsa diyeceğiz ki mazurdur. Ama öyle değil. CHP'nin başındaki adamcağız, hayatının bir bölümü memuriyetle, kalan kısmı siyasetle geçmiş, kasetle gelmiş de olsa bunca yıldır CHP'nin genel başkanlık koltuğunu cebren ve hile ile işgal etmiş bir adamcağızdır. Buna rağmen böyle sorular sorabiliyorsa biz bunun arkasında başka niyetler ararız. Söylediklerine bakarak her şeyden önce bu zatın, PKK terör örgütünün nasıl bir alçak yapı olduğundan, bugüne kadar hangi katliamları yaptığından, kimlerden destek aldığından, insanlıkla uzaktan yakından ilgisi bulunmadığından habersiz olduğunu anlıyoruz. Yine bu zatın, terörün uluslararası boyutundan, terör örgütlerinin uluslararası alanda nasıl bir aparat olarak kullanıldığından, uluslararası ilişkilerin görünen ve görünmeyen boyutlarıyla nasıl yürüdüğünden zerre kadar malumatı olmadığını görüyoruz."

"YAPTIĞIMIZ HİÇBİR OPERASYONU ZATEN SAHİPLENMEDİLER"
Pençe Kartal-2 Harekatı bölgesinde yer alan Gara'da terör örgütü PKK'ya karşı yürütülen operasyonun sorumlusunun, Başkomutan ve yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanından, Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına, askerinden polisine ve istihbaratçısına kadar tüm mensuplarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu belirten Erdoğan, "Bunlar kendilerini herhalde bu devletin bir mensubu olarak görmedikleri için, bunun için olsa gerek, geçmişte Suriye'den Karabağ'a, Libya'dan Doğu Akdeniz'e kadar yaptığımız hiçbir operasyonu zaten sahiplenmediler." dedi.

Milletle birlikte gerektiğinde yedi düvele meydan okuyarak, gerektiğinde büyük çatışmaları göze alarak, gerektiğinde tüm güçleriyle haykırarak, gerektiğinde de sessizce bu harekatları gerçekleştirdiklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Terör örgütüne samimi bir kınama yapmaya dilleri varmayanların, yaşanan acı hadise karşısında şahsımızı ve devleti suçlama konusunda gösterdikleri canhıraş gayreti ibretle takip ediyoruz. Türkiye'nin terör örgütlerine karşı yürüttüğü mücadeleye destek vermeyip tam tersine her fırsatta alenen veya sinsice teröristlere arka çıkanların, acı verici bir hadise yaşandığında kürsüden bize parmak sallama riyakarlığına yönelmeleri sadece midemizi bulandırıyor.

Halbuki dün Milli Savunma Bakanımız ve İçişleri Bakanımız bizzat gidip operasyonla ilgili hem CHP'nin başındaki zatı hem de İYİ Parti Genel Başkanını bilgilendirdiler. Ayrıca bakanlarımız Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda tüm milletvekillerimize de konu ile ilgili gereken izahatı verdiler. Yapılan bilgilendirme toplantısının hemen ardından CHP Grup Toplantısında sergilenen pespayelik, söz konusu zatın rezil karakterinin artık iyice bildiğimiz, tanıdığımız tezahüründen başka bir şey değildir. Geçtiğimiz çarşamba günü grup toplantımızda CHP'nin belediyecilikteki başarısızlıklarına dikkat çekmek için söylediğim bir ifadeyi Gara'daki operasyonla ilişkili hale getirecek kadar alçalabilen süfli zihniyet karşısında adeta sözün bittiği yerdeyiz. İlk seçimde bu zatın hak ettiği dersi son defa alacağına inanıyorum. Böyle bir konuyla huzurlarınıza çıkmak mecburiyetinde kaldığım için de bizleri dinleyen her bir vatandaşımdan helallik istiyorum. Ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarıma özellikle bunları da hatırlatmanın faydalı olacağına inanıyorum."

Ülke olarak bir yandan terörle bir yandan salgınla uğraşırken demokratik ve ekonomik kalkınmayı ileriye taşıyacak çalışmaları da asla ihmal etmediklerini belirten Erdoğan, "Türkiye'nin yeni başarı hikayelerini teknoloji öncülüğünde özgün işlere imza atan mühendislerimiz, teknisyenlerimiz, bilim insanlarımızla birlikte yazacağız." dedi.

MİLLİ UZAY PROGRAMI
Bunun için "Milli Teknoloji Hamlesi" vizyonuna sımsıkı sarılacaklarını vurgulayan ve "Geleceğimizi yüksek teknolojide, araştırma geliştirmede, inovasyonda arıyoruz." ifadesini kullanan Erdoğan, "Milli Teknoloji Hamlemiz, özellikle bunun bir parçası olan Milli Uzay Programı'nı geçtiğimiz hafta ilan ettik. Bu alanda gelecek 10 yıldaki hedeflerimizi ve yol haritamızı milletimizle ve tüm dünya ile paylaştık. İnandığımız ve kendimizi adadığımız müddetçe bu hedeflere ulaşma konusunda önümüzde hiçbir engel göremiyoruz." diye konuştu.

Son 18 yılda yaptıkları yatırımlarla bugün uzay alanında olgunlaşmış insan kaynağına sahip, ileri düzeyde tasarım ve mühendislik kabiliyetlerine ulaşmış bir Türkiye'nin olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen, test edebilen dünyadaki az sayıda ülke arasındayız. Daha önemlisi gözünü uzaya dikmiş, kainatın bilmezlerini çözmeye azmetmiş tutkulu gençlere, tutkulu evlatlara sahipsiz. Bu heyecanla devam ettiğimiz müddetçe aya ulaşmak ya da uzaya bir Türk vatandaşını göndermek gibi hedefler emin olun yalnızca birkaç adım ötemizdedir. Milli Uzay Programı'nın ve Türkiye'nin bu alandaki vizyonunun milletimizce büyük bir heyecan ve teveccühle karşılandığını görmek bizleri ayrıca memnun etti. Ayrıca bu milletin derdi ile dertlenemediği gibi heyecanını paylaşamayan, başarılarıyla gururlanamayan nasipsizler burada da hemen kendilerini gösterdiler. Biz 'Samanyolu galaksi'si diyoruz onların aklı halen samanda. Dünyanın dört bir yanındaki uzman ve araştırmacılar tarafından da takdirle karşılanan bu vizyoner atılıma 'uzay masalı' diyecek kadar küçüldüler. Geleceğe attığımız her adımı 'yapamazsınız, başaramazsınız' diyerek önemsizleştirmeye çalışanları kendi masal dünyalarında bırakıp 'Allah'ın izniyle en iyisini yaparız' demeye devam edeceğiz."

TOGG HEDEFLEDİĞİMİZ TARİHTE MİLLETİMİZİN HİZMETİNE SUNULACAK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin Otomobili Projesi"nin son sürat devam ettiğini, geçen yıl Gemlik'te temelini attıkları fabrika inşaatının da gece gündüz sürdüğünü belirterek, "Şu ana kadar 35 bin zemin güçlendirme kolonu imal edildi, boya, enerji ve gövde binalarının alt yapı çalışmaları tamamlandı. Otomobilimizin teknolojik donanımına ilişkin de geçtiğimiz hafta önemli bir adım attık. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) arasında meteorolojik verilerin anlık paylaşımına yönelik bir işbirliği gerçekleştirdi." ifadelerini kullandı.



Bu sayede TOGG'un, Meteorolojinin anlık verilerinden yararlanarak sürücüyü uyarırken, yapay zeka ara yüzü sayesinde kendisini de geliştireceğini aktaran Erdoğan, "Fikri mülkiyet haklarının tamamı size ait olan bir otomobile sahip olduğunuzda işte bu şekilde hangi teknolojiyi isterseniz onu aracınıza ekleyebiliyorsunuz. Eğer bu araç Türkiye'nin yerli ve milli otomobili olarak geliştirilmeseydi böyle bir imkanı da elde edemeyecektik. İnşallah bu ve benzeri birçok yenilikçi teknoloji ile TOGG hedeflediğimiz tarihte milletimizin hizmetine sunulacak." diye konuştu.

"SANAYİ ÜRETİMİNİ EN ÇOK ARTIRAN G20 ÜLKESİ OLMAYI BAŞARDIK"
Üretim cephesinde de Türkiye'nin yoluna güçlü şekilde devam ettiğine işaret eden Erdoğan, geçen hafta 2020'nin son ayına ilişkin sanayi üretim verilerinin açıklandığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Buna göre sanayi üretimimiz beklentileri aşarak bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9 artış gösterdi. Böylece 2020 yılının son çeyreğinde sanayi üretimini en çok artıran G20 ülkesi olmayı başardık. Sanayi üretimindeki bu güçlü artış Türkiye'nin 2020 yılını pozitif büyüme ile kapatacak nadir ülkelerden olduğunu bir kez daha teyit etti. Hatırlayacaksınız salgın başladığında IMF Türkiye'nin 2020'de yüzde 5 daralacağını öngörmüştü. Bugün geldiğimiz noktada IMF Türkiye'nin yüzde 1,2 büyüyeceği yönünde, önceki tahminini güncellemek zorunda kaldı. Bu süreçte üreterek büyüyen bir Türkiye için durmak bilmeden çalışan sanayicilerimizi ve emekçilerimizi tebrik ediyorum. Tedarik zincirlerinde yaşanan tüm aksaklıklara rağmen üretim sektörümüz bırakın yurt içi talebi karşılamayı, uluslararası taahhütlerde tüm dünyaya örnek olacak bir gayret ortaya koydu. Nitekim bu başarı ihracatımıza da yansıdı. Geçtiğimiz yıl 169,5 milyarlık bir ihracat rakamına ulaşarak küresel ihracat içerisindeki payımızı ilk defa yüzde 1'in üzerine çıkardık. Küresel doğrudan yatırımların yüzde 42 gerilediği bir dönemde Türkiye yaklaşık 8 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım çekmeyi başardı."

Sermaye piyasalarından otomobil ve konut satışlarına kadar her alanda umut verici yükselişlerin yaşandığı bir yılı geride bıraktıklarını söyleyen Erdoğan, "Ekonomimizin bu dönemde gösterdiği performans inşallah salgın sonrası süreçte ülkemize duyulan güveni çok daha üst seviyelere taşıyacaktır. Bu yılın ilk 40 gününde organize sanayi bölgelerimizdeki elektrik tüketimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,3 oranında artarak yeni dönemin işaretlerini vermeye başladı. Geleneksel pazarlarımızdaki aşılama oranı yükseldikçe dış talebin önümüzdeki dönemde ivme kazanmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ SON KEZ UZATILDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın tedbirlerinden etkilenen hizmet sektörleri başta olmak üzere sıkıntı yaşayan esnafların ve şirketlerin bulunduğunu da bildiklerini belirterek, hayata geçirdikleri toplamı 311 milyar lirayı bulan destek ve teşviklerle bu sıkıntıları bir nebze hafifletmenin gayreti içinde olduklarını aktardı.

Sadece sosyal koruma kalkanı kapsamında sosyal destek, kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği, işsizlik ödeneği, normalleşme desteği başlıkları altında millete aktardıkları kaynağın 53 milyar lirayı bulduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kısa çalışma ödeneğinin süresini son defa olarak mart ayı sonuna, asgari ücretteki artış miktarı kadar yükselttiğimiz nakdi ücret desteğinin süresini de 17 Mart'a kadar uzattık." dedi.

ÇİFTÇİLERE DESTEK MÜJDESİ
Konuşmasında çiftçilere iki müjde veren Erdoğan, "Gübre desteklerini, küresel emtia fiyatlarındaki gelişmeleri göz önünde bulundurarak, yüzde 100 artışla iki katına çıkarıyoruz. Buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi hububat ürünlerinde dekara 8 lira olan desteği 16 liraya yükseltiyoruz, Bay Kemal. Organik ve organomineral gübre kullanan üreticilerimize ise ilave olarak dekara 10 lira olan destekleme ödemesini, dekara 20 liraya yükseltiyoruz Bay Kemal. Bu destek ödemeleri çiftçilerimizin kaynağa en çok ihtiyaç duydukları ilk bahar döneminde hesaplarına yatırılacaktır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçiler üretmeye devam ettikleri müddetçe desteklere devam edeceklerini söyledi.

Erdoğan, Kovid-19 salgınının seyrine göre tedbiri elden bırakmayacak şekilde normalleşme adımlarının atılacağını bildirdi.

Son kabine toplantısının ardından okullarda kademeli olarak yüz yüze eğitime geçişin müjdesini paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, yoğun kar yağışı sebebiyle bazı illerde yüz yüze eğitime geçiş ertelenmiş olsa da belirlenen kriterlere ve takvime göre bu sürecin devam edeceğini kaydetti.

Kabine toplantısında salgının seyrini ayrıntılı olarak tekrar değerlendirdiklerini aktaran Erdoğan, "Kimi şehirlerimizde karşımıza gayet iyi fotoğraf çıkarken, kimi şehirlerimizde hala sıkıntının ciddi düzeylerde olduğunu gördük." dedi.

Başkan Erdoğan, devlet ve milletin el ele vererek, tedbirlere uyarak bu musibetin üstesinden gelineceğini vurguladı.

Aşı çalışmalarının hızla sürdüğünü, şu anda 5,5 milyonun üzerinde aşılama kampanyasının tamamlandığını ifade eden Erdoğan, "Nerdeyse bunun dünyada benzeri yok. Bu işi başaran Türkiye oldu. Bir yandan birinci aşı gruplarının kapsamı adım adım genişletilirken, diğer yandan ikinci aşı sürecine de başlandı. Halihazırda 5 milyon 700 bin aşılama sayısına ulaşmış durumdayız. İlk etapta ihtiyaç duyacağımız aşılarla ilgili gereken bağlantıları yaptık, tedariklerini parça parça gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.

Asıl önem verdikleri yerli aşı geliştirme çalışmalarını da yakından takip ettiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Mart, aşılamada çok büyük mesafe kat edeceğimiz ve inşallah gerçekten oldukça yüksek rakamları göreceğimiz bir ay olacaktır. Bu çerçevede illerimizi, Sağlık Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre 4 gruba ayırarak mart ayı başı itibarıyla kademeli normalleşme sürecini başlatıyoruz. İllerimizi vaka ve aşı oranları gibi kriterlere göre 'düşük', 'orta', 'yüksek' ve 'çok yüksek riskli' olarak sınıflandıracağız. Normalleşme takvimini de buna göre yürüteceğiz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salgın tedbirleri sebebiyle işine ara vermek zorunda kalan esnafı rahatlatacak adımların da atılacağını belirterek, "Restoran, kafe, kıraathane ve benzeri esnafımızı rahatlatacak adımların yol haritası önümüzdeki günlerde açıklanacaktır." dedi.

"TÜRKİYE, BU KÜRESEL SALGIN KRİZİNİ GERÇEKTEN BAŞARIYLA YÜRÜTMÜŞ BİR ÜLKEDİR"
Halen uzaktan eğitimle faaliyetlerine devam eden öğrencilerin durumunun da illerdeki vaka sayısına göre değerlendirileceğine işaret eden Erdoğan, şu açıklamayı yaptı:

"Hafta sonu uygulamasından başlayarak, sokağa çıkma sınırlamasını da illerimizdeki vaka, aşılama ve diğer ilgili kriterlere göre aşamalı şekilde kaldırıyoruz. Burada önemli olan vaka sayısının tüm illerimizde sürekli azalmasıdır. Vatandaşlarımız bu konuda ne kadar dikkatli olur, ne kadar hassas davranır, kendi illerindeki görünümü ne kadar iyileştirirlerse normalleşme takvimi de o derece hızlı ilerleyecektir. Türkiye, bu küresel salgın krizini gerçekten başarıyla yürütmüş bir ülkedir. Biraz daha sabrederek, biraz daha fedakarlık yaparak, bu musibeti tehdit olmaktan çıkartabilecek bir yerde duruyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda tüm vatandaşlardan yürütülen çalışmalara destek olmasını istedi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN